The candles traduction Turc
1,236 traduction parallèle
Why don't you light the candles?
Neden mumları yak mıyorsun?
Khedija, forget about the candles.
Khedija, boş ver şu mumları.
Both birthday parties, people have to help you blow out the candles.
İki partide de, insanlar mumları söndürmen için sana yardım ederler.
Blow out the candles!
Söndür mumları!
- Blow out the candles!
- Söndür mumları!
Well, this time, you can blow out the candles.
Bu sefer, mumları söndürebilirsin.
Both birthday parties, people have to help you blow out the candles.
iki partide de, insanlar mumlari söndürmen için sana yardim ederler.
Blow out the candles!
Söndür mumlari!
- Blow out the candles!
- Söndür mumlari!
Well, this time, you can blow out the candles.
Bu sefer, mumlari söndürebilirsin.
Wait till the candles are blown out!
Mumlar üflenene kadar bekle!
Let's get the candles.
Gidip mumları alalım.
- Did the candles help?
- Lanet olsun, olmadı.
Now make a wish and blow out the candles.
Şimdi bir dilek tut ve mumları üfle.
You got the candles?
Mumları aldın mı?
Remember the candles?
Kandilleri hatırlıyor musun?
I remember the candles, the hotel, but not you.
Kandilleri hatırlıyorum, oteli de, ama seni değil.
Yeah, why don't you test your math skills and count the candles?
Matematik yeteneğini test edip mumları saysana.
The candles?
Mumlar?
I asked to wait until she blew out the candles.
Mumları söndürene kadar beklemenizi istedim.
You blow out the candles.
Mumları söndür.
- The candles.
- Mumlar.
Come on, son, blow out the candles!
Mumları üfle!
If you batted your eyelashes any harder, you'd blow out the candles.
Kirpiklerini biraz daha sert kapasan, mumları söndüreceksin.
Okay, here are the candles.
Mumlar burada.
The candles....
Mumlar...
I know where the candles are.
Mumların nerede olduğunu biliyorum.
I think it was him. to save electricity, he lit all the candles and they've burned down.
Elektrikten tasarruf etmek için bütün mumları yaktı ve hepsi eridi.
Raise the candles.
Mumları yukarı kaldırın.
Now blow out the candles, Grandpa.
Şimdi de mumlara üfle, büyük baba.
blow out the candles.
Mumları üfle.
One day he was playing with some lighted candles in the temple of the Shining Waters.
Bir gün, tapınakta yanan mumlarla oynarken.
Tonight, fueled by the flames of 10,000 candles and several cheeseburgers I will be victorious!
Bu gece..... 10 bin mumun aleviyle ve birkaç cheeseburgerle, zafer benim olacak!
I said blow out the damn candles!
Sana lanet mumları söndür dedim!
I said blow out the damn candles!
Sana lanet mumlari söndür dedim!
These are the kor'tova candles.
Bunlar kor'tova mumları.
If you dislike eating seeds, I got candles, too. I opened the box.
Çekirdek istemiyorsan, şekerleme de var.
The first thing I see on the right, the side altar, are those little candles in the red glass that we used when it was windy in the park to cook up.
Mihrabın kenarında gördüğüm ilk şey, kırmızı bardak içindeki küçük mumlar oldu. Parkta hava rüzgarlı olduğunda malı eritmek için kullandıklarımız gibi.
If we're lucky, there could be candles above the washer.
Lavabonun üzerinde eğer mum varsa şanslıyız.
Where are the Babylon candles?
Babil mumları nerede?
Night's candles have burnt out and jocund day stands tiptoe on the misty mountain tops. "
Gecenin mumları söndü ve şen sabah ayak uçlarında durmakta, sisli dağ tepelerinde. "
- Where are the other candles, Dolly?
- Mumların geriye kalanı nerede?
I want these candles out of here before you burn the whole house down!
Bütün evi yakmadan önce bu mumları buradan çıkarmanı istiyorum!
The next thing you know, 40 candles on your birthday cake.
sonraki şeyi biliyorsun, Doğum günü pastandaki 40 mum.
Wax candles in the schoolroom!
Sınıflarda balmumu var!
He made us get out of the car and walk to a clearing where... People were wearing black robes and holding black candles.
Bizi arabadan indirdi ve ellerinde siyah mumlar tutan siyahlar giymiş adamların bulunduğu alana yürüdük.
A rolling green hillside with the stars coming out like God's lighting a million candles. The moon looking down on us as if to say...
Yeşil bir tepede yıldızlar ortada sanki Tanrı milyonlarca ufak mum yakıyormuş gibi ay bize bakıyor söylemek gerekirse.
We have beautiful candles, we have food and drink and there's warmth in the stove.
Çok güzel mumlarımız var. Yemeğimiz ve içkimiz var. Sobanın verdiği sıcaklığımız ve müziğimiz var.
Ceremonial candles, signs of Lucifer on the wall. Inverted crosses.
Ayin mumları, duvarda Lucifer'in simgesi tersine çizilmiş haç işaretleri.
And what the... is up with lighting all these... candles, tell me, please
Ayrıca ne s.. ime yanıyor bu s.. timinin mumları söyle bana lütfen
A country girl at heart She enjoys the simple things in life Weaving tapestries, making candles and doing volunteer work with her local hestian virgins.
Kalpten bir taşra kızı, hayatta basit şeylerden zevk alıyor... duvar kilimleri dokumak, mumlar yapmak ve yerel Hestialı bakireleriyle gönüllü iş yapmak.
candles 115
the crow flies straight 33
the card 32
the council 29
the choice is yours 166
the crew 35
the city 103
the car is here 16
the camera 86
the cat 115
the crow flies straight 33
the card 32
the council 29
the choice is yours 166
the crew 35
the city 103
the car is here 16
the camera 86
the cat 115
the cars 36
the cowboy 18
the cards 33
the car 277
the case 115
the clock is ticking 101
the chair 57
the caretaker 29
the curse 50
the club 60
the cowboy 18
the cards 33
the car 277
the case 115
the clock is ticking 101
the chair 57
the caretaker 29
the curse 50
the club 60
the cake 61
the coast is clear 60
the case is over 17
the cops 215
the child 120
the captain 118
the clock 26
the case is closed 84
the chinese 54
the code 52
the coast is clear 60
the case is over 17
the cops 215
the child 120
the captain 118
the clock 26
the case is closed 84
the chinese 54
the code 52