There are more traduction Turc
4,246 traduction parallèle
there are more.
Hayır, dahası var.
There are more in the left and right tunnels.
Soldaki ve sağdaki tünelde de varlar.
There are more of them.
Daha fazlalar.
Maybe there are more of them in the building.
Belki binada daha fazla adam vardır.
There are more of them out there.
Birden fazla canavar var.
Burt, when you're done, there are more hedges behind the building.
Burt, ön taraf bitince arkadaki çitlere geçiver.
There are more important things than what may Or may not have happened at some party.
Bir partide olmuş veya olmamış olaylardan daha çok önemli şeyler vardır.
- Do you think there are more?
- Sence başkaları da mı var?
- You think there are more?
Daha fazla olduklarını mı düşünüyorsun?
They discussed a "birthday party" and a "graduation." There are more.
Ama doğum günü ve mezuniyet hakkında yazışmışlar. Başkaları da var.
There are more comfortable chairs, if you'd rather...
Daha rahat koltuklar da var, eğer istersen.
There are more questions, ladies.
Daha sorularımız var hanımlar.
There are more zeroes than fit in this little box.
Bu küçük kutuyu aşan sıfırlar var burada.
- There are more.
- Daha fazlası var.
Right now, our best guess is that there are more Andovers out there, and they may have found a way inside.
Şu an en mantıklı tahmine göre dışarıda başka Andover üyeleri olmalı. İçeri sızmış bile olabilirler.
And there are more than 50 buckets like it down there.
Aşağıda bundan 50 kovadan fazlası var.
- Are you saying there are more people...
- Daha fazla insan olduğunu mu söylüyorsun?
There are more men.
Orada daha fazla adam var.
- So there are more pieces?
- Yani, başka parçalar da mı var?
There's gonna be other causes that, frankly are way more interesting than you guys.
Orada başka etkinliklerde olacak. Açıkçası sizden çok daha önemli etkinlikler olacak.
You form many, many more spines, basically and we have other evidence to show that those neurons are actually hyper-connected there.
Çok daha fazla çıkıntı oluşturabilirsiniz ve bu nöronların aslında orada aşırı bağlantı oluşturduklarını gösteren başka kanıtlarımız da var.
You see, how can I sire any hybrids if there are no more werewolves alive in the Bayou to turn?
Eğer bataklıkta, nefes alan hiçbir kurt bırakmazsak nasıl olur da melez yaratma işlemini gerçekleştirebilirim?
More importantly, there are rules.
Daha da önemlisi kurallarımız var.
If there really are more... beasts out there, then we need to work together.
Eğer dışarıda daha fazla canavar varsa, birlikte çalışmamız gerekiyor.
There are five more bodies to be found but it doesn't say who the bodies are.
Bulunacak beş ceset daha var ama kimlere ait oldukları yazmıyor.
There are 13 more, and if you arrest me, their names go public.
13 tane daha var ve eğer beni tutuklarsanız, bu isimler açıklanacak. Şimdi...
There are four circles of Hell left, so... more circles means more time.
Cehennemin dört halkası kaldı. Daha çok halka, daha çok zaman demek.
Are there any more burritos?
Başka dürüm var mı?
There are a lot more of them than I thought.
Sandığımdan da fazlalar.
I checked L.A., Ventura, Riverside, and Orange County, and there are no more deaths associated with Molly overdoses.
Los Angeles'ı, Ventura'yı, Riverside'ı ve Orange County'i kontrol ettim. Aşırı dozda Molly'le ilişkili başka bir ölüme rastlanmamış.
I'm more interested in how many more there are of them and where they're operating from.
Ben daha çok kaç kişi olduklarını ve nerede konuşlandıklarını merak ediyorum.
There are six more bathrooms.
Daha altı tane tuvalet var.
There are 3 victims, but a witness said that they heard more than 7 gunshots.
3 kurban var, ancak tanıkların anlattığına göre 7'den fazla ateş duyulmuş.
There are indications that it is used poison, But it is too early to say anything more.
Belirtiler zehir kullandıklarını gösteriyor ama daha fazla şey söylemek için henüz çok erken.
And there are even more!
Dahası da varmış.
There's not, like, a chance that more than five people are ever gonna hear this thing.
Beş adamdan fazlasının bunu dinlemesine imkân yok.
No, there are at least ten more back there.
- Hayır, burada en az 10 kişi daha var.
There are no more tickets.
Biletler tükenmiş.
There are 500 things about him... that are so much more interesting.
Onunla ilgili daha ilginç 500 tane şey var.
There are 500 other things about me that are so much more interesting than that.
Benimle ilgili bundan daha ilginç 500 tane şey var.
Are there more eggs?
Fazla yumurta var mı orada?
There are even more under the sheet.
Sayfanın altında daha da vardır.
How many more miles of tunnel are there?
Daha kaç kilometrelik tünel var?
But, um, there are some others that, uh, are rather more embarrassing, which, uh...
Ama bazıları var ki çok daha utanç verici.
There are secrets in the flames, and I came back with more than a few.
O alevlerde ne sırlar yatıyor, ben de dönerken yanıma büyük bir kısmını aldım.
There are just some things that I feel more comfortable sharing with the girls, because they won't make fun of me or and call me names, or ask me if my "Koothrapanties are in a bunch."
Kızlarla paylaşırken daha rahat olduğum bazı şeyler var çünkü onlar dalga geçmiyor bana isim takmıyor veya Koothrapantolonumda ne olduğunu sormuyor.
There are the two guards out front and probably more inside that we can't see.
Önde iki koruma var ve içeride görmediğimiz bir sürü başkaları daha var.
There are no more troops to send.
Gönderebilecek daha fazla birliğimiz yok.
The real warning is that there are people who matter more, and people who matter less.
Asıl uyarı, ortada önemi fazla ve önemi az insanların olması.
- I'm not hungry. - Look, I'm sure that there are other schools that have more specific scholarships catered just for you.
Bak eminim sana uygun bursları olan başka okullar vardır.
I'm glad we did, because there are no more lies between us about you or anything else.
Yaptığımız için mutluyum, çünkü aramızda hiç bir yalan olmayacak senin hakkında ya da herhangi bir şey hakkında.
there are more than 22
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28