English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / They come here

They come here traduction Turc

3,498 traduction parallèle
They come here to profit from it.
- Buraya kar için geliyorlar.
If they come here, they get the shotgun.
- Eğer gelirlerse pompalı tüfeğimin tadına bakmak zorundalar.
Well, the superintendent asked me to come here because they may want to close the school down,
Müfettiş de bana dedi ki okulu kapamak isteyebilirler...
They told me to come in here and help you find your sister and bring her to see you.
Buraya gelip kız kardeşini bulup sana getirmeme yardım etmemi söylediler.
Gabe, I need you to let me to make a phone call or they're gonna come in here.
- Gabe, telefon etmeme izin vermelisin. - Yoksa içeri girecekler.
If they come in here and everybody dies, then you don't get any questions answered.
Eğer içeri girerler de herkes ölürse, hiçbir cevap alamayacaksın.
- Oh, here they go. - Come on.
- Geliyorlar.
Come on. We'll hide in here until they calm down, it's safe.
Gelin sakinleşene kadar burada saklanırız, güvenlidir.
Here they come!
Geldiler!
- Here they come!
- Geldiler!
Would you be willing to trade all the days from this day to that for one chance, just one chance, to come back here and tell our enemies that they may take our lives, but they will never take... our freedom!
Hayatınızın tüm günlerini bu günle değişmek isteyeceksiniz tek bir şans için, buraya gelip düşmanlarımıza hayatlarımızı alabileceklerini ama özgürlüğümüzü asla alamayacaklarını... söylemek için!
What if they come back and we're not here?
Ya geri dönerlerse ve biz burada olmazsak?
Ma'am, we'll stay here in case they come back.
Bayan, dönerler diye biz burada kalacağız.
- Come on, you better hurry up honey. - They're closing the gates here.
- Acele etsen iyi olur kapıları kapatıyorlar.
Here they come.
Geliyorlar.
Here they come!
Geliyorlar!
I knew that they were here and still alive and that we could save them, and I knew I had to come, so I lied.
Burada olduklarını ve hala hayatta olduklarını biliyordum.
People don't come here much anymore since they built the interstate.
İnsanlar otoban yapıldığından beri.. .. buraya pek uğramıyor.
McGee, here they come, here they come!
- McGee, geliyorlar geliyorlar.
Just that he's some water-walking badman from Detroit, come down here to get things running right, like they used to.
Sadece olağanüstü ve kötü bir adamın işlerin eskisi gibi doğru düzgün işlemesi için Detroit'ten geldiğini söyledi.
Then those Homeland Security guys are gonna be ducks in a shooting gallery if they come in here.
İç Güvenlik içeri girecek olursa ördek gibi avlanırlar. Her şey sana bağlı ahbap!
And you come back here, where they tried to kill you?
Ve sen seni öldürmeye çalıştıkları yere geri mi döndün?
Here they come.
İşte geliyor.
They're gonna come over here.
Aksi durumda buraya gelecekler.
And here they come, all the way from South Africa, 4Soweto!
Şimdi de Güney Afrika'dan geliyor... 4Soweto!
Here they come. I don't want to die.
Geliyorlar, ölmek istemiyorum.
They can come down here anyway.
Zaten onlar aşağıya gelebiliyorlar.
You get everyone scared of what's down here so they don't come looking.
Burada ki herkesi korkutursan, bu yüzden kimse bakmaya gelmez.
Here they come.
İşte geliyorlar.
One thing's for sure, they think they can come in here and mess with what's left of us, they got another thing coming.
Emin olabileceğin tek şey, buraya gelip bizim işimize karışabileceklerini düşünürler. Sonra başka bir şeyler gelirler.
Cops come in here, they're coming in to search.
Polisler geldiğinde aramak için gelir.
You know it's bad enough they trash their own neighborhoods, now they come down here and pull this crap?
Kendi mahallelerini mahvettikleri yetmemiş de artık sıra buralara mı gelmiş?
They don't come in here.
İçeri gelmez onlar.
Here they come!
Geliyorlar.
Well, they come up for sale every once in a while, but there aren't many private collectors worldwide, though I think one of them lives here on the Island.
Arada bir satışa çıkıyor. Fakat dünya çapında fazla koleksiyoneri yok. Ama sanırım bir tanesi burada yaşıyor.
If it's the guy I'm thinking about, she's in Kukle. 'And the day of my wedding has come. 'Here they come'with my gown and the veil.
Düşündüğüm adam ise Kukle'dedirler.
To Ciechocinek then! 'Here they come'with my gown and the veil. Stop that noise.
Ciechocinek'e! Kes şu sesi.
Okay, here they come.
İşte geliyorlar.
They're either gonna come in here and they're gonna break this up... Or you convince them to keep it going.
Ya buraya kadar gelmisken bu partiyi sonlandirirlar... ya da onlari devam etmek icin ikna edersin.
They don't come here anymore!
Buraya artık gelmiyorlar!
They tell us that here, too, time itself must come to a stop.
Evrenin 13.7 milyar yıllık bütün tarihi zihnimizdeki bir model olarak var. Peki tüm bunlar, hayatın anlamını bulmak konusunda bizi nereye götürüyor?
These people have come here in search of a better life, they've come here in search of employment...
Bu insanlar buraya daha iyi bir yaşama kavuşmak için geliyorlar,... iş bulmak için geliyorlar.
Now, so many birds come here, they consume an extraordinary 5,000 kilos of grain each day.
Şimdi o kadar çok kuş buraya geliyor ki her gün 5000 kile yem tüketiliyor.
♪ Here's to us ♪ here's to love ♪'cause the past few days have come too fast ♪
â ™ ª Here's to us â ™ ª here's to love â ™ ª'cause the past few days have come too fast â ™ ª â ™ ª if they give you hell â ™ ª show'em what you can â ™ ª
Here they come. How are we doing for ammo?
Cephane olarak ne kullanacağız?
Did they come down here?
Onlar buraya mı geldi?
It's still work in progress, but who here would like to see what they've come up with?
Şu an hala üzerinde çalışılıyor ancak en sonunda nereye geldiğimiz kimler görmek ister?
Here they come!
İşte geliyorlar!
Father, dear, come over here and look at what they gave to me
Babacığım gel buraya bak bana ne verdiler
Next time they come in here, you need to open your eyes and really look.
Geri geldiklerinde gözlerinizi açın ve gerçekten bakın.
And here's the one where he talks about M.R.E.S. They come with flameless ration heaters.
Bunda da su ve kimyasal karışımla ısıttıkları konserve yiyeceklerden bahsediyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]