English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / They didn't tell me

They didn't tell me traduction Turc

336 traduction parallèle
Why didn't they tell me?
Neden bana söylemediler?
Why- - Why didn't they tell me?
Neden... neden bana söylemediler?
Jim, they didn't tell me you were here.
Jim, bana burada olduğunu söylemediler.
" Jim, they didn't tell me you were here.
" Jim, bana burada olduğunu söylemediler.
Why, Jim, they didn't tell me you were here.
Jim, burada olduğunu söylemediler.
Why didn't you tell me they were Thugs?
Niçin onların Thug olduğunu söylemedin?
They didn't want any part of it, let me tell you.
Daha fazlasına gerek kalmadı.
They didn't tell me nothin'.
Bana bir şey demediler.
They didn't tell me.
Bana söylemediler.
They never asked me if you were there the night of the murder... so I didn't think it was wrong not to tell them anything.
Onlar bana cinayet gecesinde orada olup olmadığınızı sormadıkları için ben onlara bir şey söylememekle yanlış bir şey yapmadım
You didn't tell me they was wild.
Vahşi olduklarını söylememiştin.
Why didn't they tell me it was a woman?
Kadın olduğunu niye söylemediler?
Why didn't they tell me?
Niye söylemediler?
- They didn't tell me you had a son.
- Oğlun olduğunu söylememişlerdi.
Incidentally, they didn't tell me what to call you.
Bu arada, bana senin adını bile söylemediler.
- What's the charge? - That's what they didn't tell me.
- Öyle dediler.
tania Maybe they didn't let you in on all of it, but, whatever you do know, tell me.
Belki seni her şeye karıştırmadılar ama bildiğin ne varsa bana anlat.
- They didn't tell me you were hurt.
- Bana yara aldığını söylemediler.
They didn't tell me we weren't allowed to drive across Paris.
Paris'e girmeye iznimiz olmadığını bana söylemediler.
Jenny, will you tell the ladies for me that I didn't mean that they had to get out right this minute.
Jenny, hanımlara benim adıma sen söylermisin ben hemen şu dakika onları kovmaktan bahsetmedim.
And they didn't just tell me, but also Jiro,
Böyle söyleyen sadece onlar değil.
- Why didn't you tell me they ran a signature check?
- Neden imza kontrolü olduğunu söylemedin?
Tell him I know Roth misled him. That he didn't know they would try to kill me.
Roth'un onu yanılttığını, beni öldürmeye çalıştıklarını bilmediğini bildiğimi söyle.
Why didn't they tell me?
Bana neden söylemediler?
They didn't tell me.
Bana bir şey anlatmadılar.
- I didn't know! I swear I didn't know! - They didn't tell me anything!
Hem sevineceğini sandığım başka bir haberim daha var :
Now you tell me they didn't do it.
Bana, bunu onların yapmadığını söyleme.
- They didn't tell me.
- Bana söylemediler.
You mean to tell me they didn't have any corned beef?
Sığır konserveleri olmadığını mı kastediyorsun?
And you didn't tell me there's a syndrome of relapse among survivors shortly after they've been stung.
Sağ kalan kurbanlarda ısırıldıktan kısa bir süre sonra tekrar nüksetme sendromu yaşandığını da söylemedin.
They didn't tell me it was you.
Bana siz olduğunuzu söylemediler.
They didn't tell me.
Söylemediler.
They didn't tell me about it, only that, " Something is going to happen.
Bana bundan bahsetmediler, sadece şunları söylediler :
You didn't tell me they'd be using guided missiles.
Güdümlü füze kullanacaklarını söylememiştin.
Let me tell you a story... about a little fat boy that nobody loved... and all the other kids, they used to make fun of him... and they would pick on him... and they used to say that he talked funny and stuff... and he had a twin brother... and everybody said... that he didn't look anything like his twin brother... but he wanted to.
Sana kimsenin sevmediği küçük şişman çocuğun hikayesini anlatayım. Bütün çocuklar onunla dalga geçip onun komik konuştuğunu söylüyormuş. Çocuğun bir de ikizi varmış.
They didn't tell me this was part of the job.
İşin bu kısmını bana söylemediler.
Well, what I didn't tell Steve is that they sort of gave me a little reward.
Steve'e söylediğim küçük bir şey vardı. Bana bir ödül verdiler.
Eight hundred cookies by tomorrow? Why didn't you tell me before? Hey, they only told me about it two weeks ago.
yani yapılacak tek mantıklı plan bu parayı bud ile bana vermeniz.
unless they rewrote the Constitution and didn't tell me, I still have rights!
Benden habersiz anayasayı yeniden yazmadılarsa hâlâ bazı haklarım var!
They didn't tell me, either.
Sana, onlara güvenemeyeceğimizi söylemiştim.
You didn't tell me they were divorced!
- Annemle babam boşanmış.
They didn't tell me till now.
Bana şimdiye kadar söylemediler.
Why don't they tell me? You, why didn't you tell me?
Neden söylemedin?
Hey, they told me to carry a window. They didn't tell me that the paint was wet. Right?
İşimi yapacağımı söylediler, üzerimin kirleneceğini değil.
They didn't tell me.
Bana bunu söylemediler.
They didn't tell me I could take it off, so I kept it on.
Çıkarabilirsin demediler. Ben de çıkarmadım.
They didn't tell me about me!
Benim hakkımda bile bir şey söylemediler!
They be watchin'me all the time, but I didn't tell'em nothin'.
Hep beni izliyorlardı ama onlara hiçbir şey söylemedim.
You didn't tell me they were coming.
- Onların geleceğini söylemedin.
They didn't tell me either.
- Onlar mı? Onlar da bana söylemedi.
Yes, well, they didn't tell me about adding the spikes.
Evet ama bana kazıklardan bahsetmemişlerdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]