To my house traduction Turc
7,231 traduction parallèle
Or we could go to my house and call people on the phone and breathe weird.
Ya da bizim eve gideriz, ve telefonla insanları arar.. garip şeyler söyleriz.
Two-I-C, go and call Strika to my house.
Two-I-C, Vurucu'yu odama gönder.
I think, maybe... you should have sent the letter to my house.
Belki de mektubu direk evime göndermeliydin.
She's been coming over to my house more and more lately.
Son zamanlarda evime daha çok gelmeye başladı.
We'll go to my house to have sex.
Bizim eve seks yapmaya gidelim.
And then we'll go to my house.
Sonra da evime gideriz.
Wanna come to my house and take a shower?
Evime gelip bir duş almak ister misin?
They come to my house...
Evime geldiler...
I feel like you guys have to come to my house.
Benim eve gelmelisiniz diye düşünüyorum.
Come to my house.
Benim evime gelin.
Forget it, just come to my house.
Unut gitsin, sadece evime gelin.
Come to my house, don't stay here alone.
Evime gel, burada yalnız başına kalma.
And I said, "Listen, even if you dropped her, I would pay her to come to my house and sing cos this shit fucking moves me."
'diye sordu. 'Onu bırakmış olsan bile... ona evime gelip şarkı söylemesi için para veririm çünkü yaptığı şey beni harekete geçiriyordu.
Do you wan to come to my house?
Evime gelmek ister misin?
There's some random guy eating in our house while your boyfriend / boss is out of town, and you're bragging to me about a heart-to-heart you had with my dyke principal?
Sevgilin / patronun şehir dışındayken evimizde yemek yiyen bir herif var üstüne bir de lezbiyen müdüremle konuştuğun için bana caka mı satıyorsun?
In fact, it got so bad, my parents had to refinance our house to put me in private school.
Aslında, o kadar kötü varailem yeniden finanse etmek zorunda evimizin özel okulda beni koymak.
I am Titus Abrasax Third Primary of the House of Abrasax and it is my profound honor to meet you.
Ben Titus Abrasax Abrasax Hanedanı'nın Üçüncü Ana Varisi ve sizinle tanışmak benim için bir onurdur.
If something happens, I want my pension to go to Stacie'cause it's the only way she can afford to keep our house.
Eğer bana bir şey olursa... Emeklilik paramı Stacie'nin almasını istiyorum çünkü evimizin parasını karşılayabilmesinin tek yolu bu.
- Get out of my house! I will get out of your house, but you just see for yourself, all right? - You have to hear me out.
Tamam, evinden gideceğim, ama buna lütfen bak, olur mu?
I just want to know who the fuck is in my house. That's all.
Evimde kimin olduğunu bilmek istiyorum hepsi bu.
All right, look, we gotta go to my parents house and I want to see if they're alive.
Bak, benimkilerin evine gitmeliyiz, sağ olup olmadıklarını görmek istiyorum.
No, we're going to my parents'house first.
- Olmaz. Önce benim eve gideceğiz.
The house that we're going to is in a small town where my mom grew up.
Gideceğimiz ev, annemin büyüdüğü ufak bir kasabada.
Would you like to flank me at a party that I'm attending at my own house tonight?
Bu gece kendi evimde yapacağım... partiye gelmek ister miydin?
In the spirit of my sister, I encourage all of you to make your mark on this house tonight.
Kardeşimin desteği ile, hepinizi bu gece bu evde bir iz bırakmaya davet ediyorum.
I'm not even sure who I'm talking to right now, but whatever Jim you are, I want you to get the hell out of my house before I contract this psychotic disease.
Şu an tam olarak kimle konuştuğumdan emin değilim, ancak hangi Jim olursan ol bu psikolojik hastalığı bana bulaştırmadan evimden defolup gidin.
You're all starting to look like the mangy chicken I got hanging around my house.
Evimin etrafında gezinen uyuz tavuklara benzemeye başlıyorsunuz.
You are all invited... to my warming of house party.
Hepiniz... eve hoş geldin partime davetlisiniz.
I used to hide my weed in the television stand at my mother's house.
Ben de annemin evindeyken esrarımı televizyon kaidesinde saklardım.
It was this old house on a hill and my job was to mow the lawn.
Tepede bulunan küçük bir evdi ve benim görevim çim biçmekti.
A man once came to our house to kill my father.
Bir seferinde adamın biri evimize babamı öldürmeye gelmişti.
I want to be waiting outside the bathroom of my boarding-house, forever.
Sonsuza kadar pansiyonun banyo kapısında beklemek istiyorum.
I run my father's bar, going to live in my parents'house.
Babamın işini yönetiyorum, ailemin evinde yaşayacağım.
Come to my parents's house for Christmas.
Noel'de anne babamın evine gel.
And then I started to build my very own house... where I would live... and make wonderful creations for all the world... to see and have.
Sonra kendi evimi inşa etmeye başladım. Burada yaşayıp... dünyanın dört bir yanına gidecek harika şeyler... yaptım.
What, do you want me to take out a second mortgage on my house?
Evime ikinci kez ipotek mi yaptırayım?
They want me to take out a second mortgage on my house.
Evime ikinci ipoteği yapmamı istiyorlar.
And then I started to build my very own house... where I would live and make wonderful creations... for all the world to see and love.
Sonra kendi evimi inşa etmeye başladım. Burada yaşayıp dünyanın dört bir yanına gidecek... herkesin seveceği harika şeyler yaptım.
Police seem to think a pissed off bird mistook my house for his.
Görünüşe göre polis öfkeli bir kuşun evimi kendisininkiyle karıştırdığını düşünüyor.
You know, my wife's been on me for weeks now to finish this tree house in the garden for the kids, you know.
Bahçedeki ağaç evi çocuklar için bitireyim diye karım haftalardır ensemde.
You know, I think if I went home right now and, with the little space that I've got, but I put my mind to it, I could finish that tree house lickety-split, you know?
Sanırım şimdi eve dönsem, zamanım az da olsa kafama koydum o ağaç evi çabucak bitirebilirim.
I cannot wait to be out of my house.
Bu evden ayrılmak için sabırsızlanıyorum.
I know he's going to the reception at the McMichael house, which is my destination, too.
McMichaeller'in evindeki davete gittiğini biliyorum. Ben de oraya gidiyorum aslında.
So tomorrow we're gonna go over to my cousin Russell's house.
Yarın kuzenim Russell'ın evine gideceğiz.
He's in town extending his visa... Want to visit my house and try my herbal tea?
Şehirde vizesini uzatıp evimi ziyaret edecek ve oradan bana bitkisel çayımı alacak.
( BRIBES TO POLITICIANS, MY HOUSE OF HOES, I HAVE $ 100M INA VAULT )
- POLİTİKACILARA RÜŞVET, OROSPULARLA DOLU EVİM, KASAM DA 100M DOLAR VAR -
I told you not to fucking go with him when we were at my house.
Benim evimdeyken sana onunla beraber gitmemeni söylemiştim.
Anyway, when a good opening for my poem hits you, just give me a call or come over to the house, okay?
Her neyse, açılış şiiri için aklına bir şey geldiğinde, hemen beni ara ya da eve gel.
- But Clint was at my house because we were about to have an affair.
Ama Clint benim evimde çünkü biz bir ilişki içerisindeydik.
I pledge allegiance to Ravens house, and I swear on my life - That I will defeat Drakan.
Ravens Evi'ne bağlılık sözü veriyorum ve hayatım üzerine yemin ederim ki Drakan'ın planlarını suya düşüreceğim.
"I'm going to be trapped in my house all day long " studying for my psychology final.
"Bütün gün eve tıkılıp, psikoloji sınavı için ders çalışmak zorundayım."
to my room 18
to my mother 21
to myself 39
to my surprise 17
to my face 19
to my family 36
to my mind 52
to my son 27
to my place 17
to my father 22
to my mother 21
to myself 39
to my surprise 17
to my face 19
to my family 36
to my mind 52
to my son 27
to my place 17
to my father 22
to my wife 32
to my office 18
to my friends 25
to my knowledge 55
my house 284
house 1583
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
housekeeper 25
to my office 18
to my friends 25
to my knowledge 55
my house 284
house 1583
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
housekeeper 25