Tomorrow evening traduction Turc
456 traduction parallèle
Did I tell you I'm speaking at the Holcombe House tomorrow evening?
Yarın akşam Holcombe House'da konuşacağımı söyledim mi?
Tomorrow evening, you say?
Yarın akşama ne dersin?
We go to the theater tomorrow evening.
Hiç merak etme. Yarın akşam tiyatroya gideceğiz.
We will be leaving tomorrow evening.
Yarın akşam yola çıkacağız.
Tomorrow evening, the Allenburys are giving a party.
Yarın akşam Allenbury'ler bir davet veriyor. Ben de davetliyim.
I won't send them out until tomorrow evening, of course.
Onları yarın akşama kadar göndermeyeceğim elbette.
Tokiko may come tomorrow evening.
Tokiko yarın akşam gelebilir.
Mr. Neff, why don't you drop by tomorrow evening around 8 : 30?
Bay Neff, neden yarın akşam 8 : 30 gibi uğramıyorsunuz?
- 8 : 30 tomorrow evening then.
- O zaman yarın akşam 8 : 30'da, bayan Dietrichson.
She didn't want me to come tomorrow evening. She wanted me to come Thursday afternoon at 3 : 30 instead.
Yarın akşam gelmememi istiyordu onun yerine Perşembe öğlen 3 : 30'da gel diyordu.
"Kindly come to the ledru hotel, avenue ledru, " tomorrow evening at 8 : 00. " Looking forward to seeing you.
"Lütfen yarın akşam saat 8.00 de Ledru caddesindeki Ledru Oteline gelin."
Tell him that's all you could get today, that he'll have to come back sometime tomorrow evening for the rest.
Ona bugün ancak bu kadarını bulabildiğini ve gerisini yarın akşam alabileceğini söyle.
You will have a closed carriage at the corner of McDougal Street tomorrow evening as soon as it gets dark.
Yarın akşam, hava kararınca McDougal Sokağı'nda üstü kapalı bir arabayla bekleyeceksin.
Now, Morris will be here tomorrow evening.
Bak şimdi, Morris yarın akşam burada olacak.
I am expected in Cairo tomorrow evening.
Yarın akşam Kahire'den bekleniyorum bilyorsunuz.
Leaving tomorrow evening.
- Yarın akşam kalkıyor.
6 : 15 tomorrow evening.
- Yarın akşam 6 : 15'te.
- Yes, tomorrow evening.
- Evet, yarın akşam.
- Tomorrow evening, Halliday the American boyfriend, and I will go out to a stag party.
Yarın akşam, Amerikalı erkek arkadaş Halliday ve ben bir davete gideceğiz.
Will you return tomorrow evening?
Yarın akşam geri gelir misiniz?
This will make it difficult to reach Vera Cruz tomorrow evening.
Vera Cruz'a yarın varmamız zor olacak.
Come tomorrow evening, just not now.
Yarın akşam gel, ama şu anda değil.
Tomorrow evening?
Yarın akşam mı?
Prince Paul will be calling for you tomorrow evening.
Prens Paul, yarın akşam için seni çağırıyor.
Tomorrow evening, I'll be at the East Gate.
Yarın akşam doğu kapısında olacağım.
And tomorrow evening, you set fire to Musashi's hut.
Ve yarın akşam, Musashi'nin kulübesini ateşe ver.
If I leave tonight, I should get back by tomorrow evening.
Bu gece gidersem yarın akşama dönerim.
I'll be back tomorrow evening.
Yarın akşam dönerim.
Tomorrow evening, I'll go back to where we met tonight.
Yarın akşam, bu gece tanıştığımız yerde olacağım.
We'll meet tomorrow evening. Bring it to me and I'll deliver it to him
Yarın akşamki buluşmamızda mektubu bana getir, ben ona iletirim.
Like tomorrow evening.
Yarın akşam mesela.
Signorina, wait, how about tomorrow evening?
Hanımefendi, durun, yarın akşam olur mu?
Shall we say, tomorrow evening?
Yarın akşam, diyelim mi?
Oh, he'll be home for them tomorrow evening, all right.
Oh, bu program için yarın evde olacak.
Tomorrow evening.
Yarın akşam.
I want to find the family before tomorrow evening.
Yarın akşamdan önce o ailenin bulunmasını istiyorum.
I'll do everything I can until tomorrow evening.
Yarına kadar ne yapabilirsem yapacağım.
Well, I'll call you tomorrow evening.
Yarın akşam sizi ararım.
Strainers people for tomorrow evening.
Yarın akşam için yedi kişilik yer.
A table for seven, tomorrow evening.
Yarın akşam 7 kişilik yer ayırtıIdı.
Tomorrow evening, Albert represents you.
Yarın akşam Albert çalışır.
The same two teams play here again tomorrow evening at 8 : 15.
Aynı iki takım, yarın akşam saat 20.15'te tekrar burada karşılaşacaktır.
Listen, he has to go to Blangy tomorrow evening.
Dinleyin, yarın akşam Blangy'e gidecek.
Is madame seeing anybody this afternoon, this evening or even tomorrow?
Madam, öğleden sonra, bu akşam hatta yarın hiç kimseyi kabul edecek mi?
Mr. Horace say for you to be taking the evening train for Mobile... and be toting back with you Judge Sol Fowler, his attorney at law... and then you got to fetch him to our house tomorrow.
Bay Horace senden akşam treniyle gidip avukatı Hakim Sol Fawler'la birlikte dönmeni istiyor. Yarın onu da alıp evimize gelmeni istiyor.
Well, in case you do I'll be waiting for you at the Evening News office tomorrow'til 1 o'clock.
Peki, her ihtimale karşı "Akşam Haberleri" ofisinde yarın saat 1'e kadar bekleyeceğim.
"On the evening of August 9..." That's tomorrow night, fella.
"9 Ağustos gecesinde..." Bu yarın gece oluyor dostum.
... and in the "Evening News", "Standard" and "Star" tomorrow night.
... ve yarın gece de "Evening News", "Standard" and "Star" da.
- He's coming tomorrow on the evening train.
- Yarın trenle geliyor.
Now, look, you're not sailing until tomorrow, so we can spend the evening together... and I'll tell you all about how I used to beat up my dad when I was a kid.
Bak, gemin yarın kalkacak, yani akşam birlikte vakit geçirebiliriz. Sana çocukken babamı nasıl dövdüğümü anlatırım.
Tomorrow we have the reception at Prince Philip's house in the evening.
Yarın akşam Prens Philip'in evinde bir resepsiyon var.