Tomorrow is another day traduction Turc
79 traduction parallèle
Tomorrow is another day.
Yarın yeni bir gün olacak.
After all, tomorrow is another day!
Ne de olsa yarın yepyeni bir gün!
Tomorrow is another day.
Yarın yeni bir gün.
Tomorrow is another day.
Yatağa git, yarın başka bir gün.
"Tomorrow is another day."
Yarın başka bir gün.
Tomorrow is another day.
Gün ola hayrola.
Tomorrow is another day.
Yarın başka bir gündür.
But I know that tomorrow is another day.
Ama yarının yeni bir gün olduğunu biliyorum.
Well, my dangerous buds... tomorrow is another day.
Güzel, benim tehlikeli dostlarım... yarın başka bir gündür.
"After all, tomorrow is another day"?
"Ne de olsa yarın yeni bir gün"
That "After all, tomorrow is another day."
Ne de olsa yarın yeni bir günmüş!
'Course tomorrow is another day!
Tabi ki yarın yeni bir gün!
After all, tomorrow is another day.
Ne de olsa yarın yeni bir gün.
"After all, tomorrow is another day."
"Ne de olsa yarın yeni bir gün."
After all, tomorrow is another day.
"Ne de olsa yarın yeni bir gün."
Tomorrow is another day, and I have all the time in the world.
Yarın, farklı bir gün ve bir sürü zamanım var.
Tomorrow is another day.
Yarın yepyeni bir gün.
Tomorrow is another day and Father Léon will decide.
Yarın sabah Peder Leon bir karar verecek.
- Tomorrow is another day.
- Yarın yeni bir gün olacak.
"I'll think about it tomorrow, for tomorrow is another day." Ba-ba-bam.
"Bunu yarın düşünürüm, yarın farklı bir gün olacak." Ba-ba-bam.
# Well, tomorrow is another day-ay. #
# Yarın bir başka gün. #
Yeah, I guess so. Tomorrow is another day.
Evet, sanırım öyle Yarın yeni bir gün.
- Tomorrow is another day.
- Yarın yeni bir gün.
Tomorrow is another day.
Yarın farklı bir gün olacak.
Tomorrow is another day.
Yarın önemli bir gün.
Tomorrow is another day.
yarinda bir gün.
Well, listen, Wormy, the good news is, tomorrow is another day.
Dinle kurt kardeş. İyi haber, yarın başka bir gündür.
Hey, how sure are you about that "tomorrow is another day" thing?
Yarın başka bir gün konusunda emin misin?
and know that tomorrow is another day.
ve yarın yeni bir gün olacağını biliyorum.
I suppose tomorrow is another day.
Günler çuvala mı girdi?
Well, tomorrow's another working day.
- Yarın yeni bir iş günü.
# Tomorrow # Tomorrow, as they say # Another working day
Yarın, dedikleri gibi yeni bir iş günü Yapılacak bir sürü iş olacak
# Then, tomorrow was another day... # Comedy is hostility.
Komedi düşmanlıktır.
Tomorrow is just another day.
Yarın sadece başka bir gün, tatlım.
Because tomorrow... is another day!
Çünkü yarın... başka bir gün!
After all, tomorrow is another school day!
tüm bunlardan sonra, yarın ; yeni bir okul günü!
She says that, "After all, tomorrow is another day."
- Ne de olsa yarın yeni bir gün!
Tomorrow is another day.
Yarın başka bir gün.
No one is so young that he can't die tomorrow, nor so old that he can't live another day.
Biri genç diye yarın ölmeyecek değil... yaşlı olan da... bir gün daha fazla yaşamayacak diye birşey yok.
Tomorrow is another day
Yarın yeni bir gün.
- Tomorrow is another goddamn day, right?
- Günler çuvala mı girdi yahu?
The book is laid on the bed and covered up until, at 2.30 tomorrow morning, it will be woken up to start another day at the Golden Temple.
Kitap yatağa konulup sabah 2.30'a kadar örtülü kalacak. Daha sonra, Altın Tapınak'ta başka bir güne uyanacak.
Today is another day Tomorrow is already past
Bugün başka bir gün. Yarın tamamiyle geride kaldı.
- Tomorrow is another day.
- Katılıyorum.
Then tomorrow was another day Comedy is hostility.
Komedi düşmanlıktır.
And while tomorrow's another day, I'm pretty sure something even more heinous is gonna happen to me.
Ve yarın yeni bir gün olsa da, eminim çok daha kötü şeyler gelecek başıma.
Tomorrow let's just go tell Mr. Matthews what he wants to know because I'd rather be a narc than spend another day in detention.
Yarın ilk iş Bay Matthews'a bilmek istediklerini anlatalım çünkü bir günü daha gözetimde geçirmektense ispiyoncu olmayı tercih ederim.
I just know that no matter what, tomorrow... Is another day, another opportunity, another chance.
Sadece şunu biliyorum, ne olursa olsun, yarın başka bir gün, başka bir fırsat, başka bir şans.
Tomorrow is their last training exercise, just another day.
Yarın son eğitim çalışmaları sadece başka bir gün daha görev uçuşuna gidiyorlar.
Another thing that happens is that the building... that was dumping toxic waste, for example, into the river one day... is unable dump that waste tomorrow.
Başka bir şey ise, bu binalar toksik atık boşaltıyorlardı. Mesela nehirlere. Ama ertesi gün hiçbir şey boşaltamadılar.
It's the end of another hard day's work, but everyone will be back tomorrow.
Zorlu bir iş günü daha sona erdi. Ancak yarın herkes yine işinin başına dönecek.