Travelers traduction Turc
686 traduction parallèle
The shell is in position, ready to receive the travelers.
Kapsül, yolcuların bindirilmesi için tam yerini alır,
I spy you, European travelers.
Sizi dikizliyorum Avrupalı gezginler.
Remember, we're not commercial travelers.
Ticari yolcu olmadığımızı aklından çıkartma.
Remember, we're not commercial travelers.
Ticarî yolcu olmadığımızı aklından çıkartma.
About $ 60 in cash and about $ 1,400 in travelers checks.
Yaklaşık 60 dolar nakit, bir de 1400 dolar tutarında seyahat çeki.
You better count those travelers checks.
Şu seyahat çeklerini bir sayın bakalım.
Only some American travelers checks.
Sadece birkaç Amerikan seyahat çeki.
Travelers, my friend, just travelers.
Seyyahız dostum, sadece seyyah.
Some skeletons are prodigious travelers, sir.
Bazı sırlar çabuk yayılır bayım.
Few travelers come to Cana.
Celile'ye çok az seyyah gelir.
"All travelers must show proper identification"
"Seyahat eden herkes geçerli bir kimlik belgesi göstermek zorundadır"
There have been bandits and slave dealers posing as travelers recently.
Haydut çeteleriyle köle tüccarları yolcu gibi davranarak buraya sık sık uğruyormuş.
They have been killing and kidnapping women and children, so the governor has prohibited sheltering travelers.
Kadınlarla çocukları kaçırıyor, öldürüyorlarmış. O yüzden vali de yolcuların barındırılmasını yasaklamış.
And 100 years from now, some travelers would have said,
100 yıl sonra onları gören gezginler
If we didn't have rich and generous travelers from time to time...
Arada bir zengin ve cömert yolcular da gelmese...
Fellow travelers, hi there.
Yoldaşlar, merhaba.
We are just commercial travelers.
Biz sadece seyahat eden işadamlarıyız.
We don't get many travelers in these parts.
Buralara fazla yolcu uğramaz.
Then we'll cash the travelers'checks.
Sonra seyahat çeklerini tahsil ederiz.
This Gas - and match-travelers.
Şimdi yakalarım, Benzin ve kibrit Nerede?
But today, as in ancient tradition there are travelers who will dare a visit to the underworld.
Ama günümüzde, antik geleneklerde olduğu gibi yeraltına yolculuğu göze alabilecek olanlar var.
"And travelers, now, within that valley... " through the red-litten windows see... " vast forms, that move fantastically...
"Ve şimdi o vadiye giren yolcular kırmızı pervazlı pencerelerinden uyumsuz bir melodinin fantastikliğiyle gezinen boş ruhları görürler."
Our boss charges so little at the ford that travelers and locals call him "Buddha Bunkichi."
Bizim patron nehrin sığ tarafında çok küçük ödemeler istiyor, hatta bu yüzden kasabalılar ve gezginler ona "Buda Bunkichi" diyor.
These travelers just brought the news from Jerusalem.
Haberi şurdaki gezginler Kudüs'ten getirmiş.
The four travelers were starved and exhausted, but they pushed on, compulsively determined to bring themselves to the most hideous danger of all :
Dört yolcu aç ve tükenmiş durumdaydı, lâkin ilerlediler, kendilerini en korkunç tehlikeye götürmeye son derece kararlılardı :
I don't think they're horses at all, but St Bernards in disguise rescuing travelers who are stranded at the crossroads.
Bence bunlar at falan değil, yolda kaybolan yolcuları kurtarmaya gelen St. Bernard köpekleri.
What a marvelous man he must have been, to keep the castle always ready for travelers
Şatoyu misafirler için hazır tutmasına bakılırsa harika bir adam olmalı.
A year has elapsed... and although travelers turn up more and more seldom in these parts... in spite of this, I have this evening a great... a wonderful surprise for you!
Bir yıl geçti ve daha az gezginin bu topraklara uğramasına tüm olumsuzluklara rağmen bu gece size harika, inanılmaz bir sürprizim var.
Zeus, Athena, Aphrodite, Artemis, a gallant band of travelers.
Zeus, Athena, Afrodit, Artemis. Seyyahların cesur kumpanyası.
Say 5,000 years ago, a highly sophisticated group of space travelers landed on Earth around the Mediterranean.
Diyelim ki 5.000 yıl önce, çok sofistike uzay yolcuları Dünyaya inmiş olsalardı Akdeniz civarlarına.
Don't get many travelers in the middle of the week.
Hafta içi pek fazla yolcu uğramaz buralara.
I thought the yakuza gave travelers free meals and lodging.
Mafyanın yolculara bedava yiyecek ve yatacak yer verdiğini sanmıştım.
We inform travelers that all luggage will be inspected at the exit.
Yolcuların bilgisine ; Tüm bagajlar çıkışta aranacaktır.
So when the little freight train stopped to let an express full of happy Christmas travelers pass, Frosty took advantage of the opportunity and quickly got them all off.
Yük treni mutlu Noel yolcularıyla dolu yolcu treninin geçmesi için durunca Frosty fırsatı değerlendirip herkesi vagondan indirdi.
I was thinking, we could go to the Travelers Aid Society.
Düşünüyordum da, belki Yolcu Yardım Derneği'ne gitmeliyiz.
- We could ask Travelers Aid.
- Yolcu Yardım'dakilere sorabiliriz.
Try and find the Travelers Aid office...
Yolcu Yardım Ofisi bulmakmış...
See if he's got money, then we can call Travelers Aid to take care of us.
Parası varsa, Yolcu Yardım'ı arar, bize yardım etmelerini sağlarız.
About three Samurai left the procession and murdered everyone who was in the vicinity be they farmers, travelers... leaving no witnesses.
- Geçit törenindeki 3 Samurayın herbirini öldürdü,... çiftçiler ve gezginler buna tanıklık yapmadı.
We fillied around with other travelers of the night playing Hogs of the Road.
Diğer gece yolcularıyla beraber trafik canavarını oynayarak dalgamıza baktık.
But, the fact is, unlike those folks, we are travelers.
Gerçek şu ki ; bu adamların aksine bizler seyyâhız.
" Travelers engulf from many lands...
" Bir çok ülkeden turisti içine çekti...
Jizo : a stone statue of Bodhisattva Jizo, patron protector of travelers, women, and children.
Hayır. Buralarda bir Jizo heykeli olduğuna emindim.
Where I expected ferocious savages... armed with spears, lances and poisoned arrows... ready to turn all travelers into a quick meal... I meet only peaceful villagers... whose pastoral lives remind me... of the country folk in many parts of our own land.
Eli mızraklı, zehirli okları olan, seyahatçileri yemeye hazır vahşi barbarları beklerken karşılaştığım pastoral hayatları olan sakin köylüler bana kendi ülkemizdeki kırsal yörelerde oturanları anımsattı.
- No, they're from Travelers Aid.
- Hayır, yolcu yardım birimindenler.
The Communists and their fellow travelers in the British Foreign Office.
Komünistler ve onların Britanya Dışişleri Bakanlığı'ndaki dostları.
There are many such oases for intergalactic travelers, but none so far off the known arteries of trade, and none so curiously close to a tylium mine.
Galaksilerarası yolcular için pek çok vaha vardır. Ama, bilinen ticaret yollarına bu kadar uzak ve garip bir şekilde, tylium madenine bu kadar yakın olmadık.
There are many such oases for intergalactic travelers, but none so far off the known arteries of trade, and none so curiously close to a tylium mine.
Gökadalar arası yolculuk için pek çok vaha var ama bilinenlerden hiçbiri ticaretin atardamarından bu kadar uzak değil ve hiçbiri bir tylium madenine çok garip bir şekilde yakın değil.
He imagined a journey to the moon with the space travelers standing on the lunar surface looking up to see, rotating slowly above them the lovely planet Earth.
Ay yüzeyinden bakıldığında, tepelerinde yavaşça dönen Dünya'ya bakan uzay gezginlerini ve Ay'a bir yolculuğu düşledi.
We are travelers.
Biz yolcuyuz.
I was sure there was a Jizo statue around here somewhere. Jizo : a stone statue of Bodhisattva Jizo, patron protector of travelers, women, and children. Jizo : a stone statue of Bodhisattva Jizo, patron protector of travelers, women, and children.
Bir Jizo heykeli mi?