Truthfully traduction Turc
685 traduction parallèle
For your own sake, I suggest you answer these questions truthfully.
Kendi iyiliğin için bu soruları doğru cevaplamanı öneririm.
If it was like that, then you should've asked me truthfully. I would've told you.
Madem öyleydi dürüstçe sorsaydın sana söylerdim.
Truthfully, on the way here, I saw a very scary ajumma.
Aslında buraya gelirken yolda korkunç bir kadın görmüştüm.
Truthfully, no other woman in this world would've come onto you like I did.
Aslında hiçbir kadın sana benim gibi dokunmamıştı.
Truthfully, I was desperate, so I just took a gamble, but do you also die?
Başka çarem yoktu diye o yönteme başvurdum ama ölümden sen de korkuyor musun?
Truthfully, it would be the two of you who hold the answer to that question.
Doğrusu, bu sorunun cevabını verecek olan siz ikinizsiniz.
Tell me truthfully.
Doğruyu söyle bana.
Can you truthfully say you'd do differently?
Gerçekten de farklı davranır mıydınız?
Truthfully, no.
Aslïnda, hayïr.
You wanted me to answer you truthfully because we respect each other.
Gerçeği söylememi istedin. Çünkü birbirimize saygı duyuyoruz.
Tell me truthfully why you are on this boat.
Doğru söyle, neden bu gemiye bindin?
Answer me truthfully!
Bana dürüstçe cevap ver!
As Marius so truthfully told, they're all at the bottom of the Orinoco.
Marius'un dürüstçe söylediği gibi hepsi Orinoco'nun dibine gömüldü.
Will you answer me truthfully and trust me?
Bana açık cevap verip bana güvenir misin?
You swear to truthfully answer all questions... put to you to challenge your competence... as an impartial juror in this proceeding... between New York and Doris Attinger, so help you God?
Doris Attinger'e karşı açılan amme davasında... tarafsız bir jüri üyesi olarak... size sorulacak tüm sorulara... doğru cevap vermeye Tanrı huzurunda yemin eder misiniz?
You swear to truthfully answer all questions... put to you to challenge your competence... as an impartial juror in this proceeding... between New York and Doris Attinger, so help you God?
Doris Attinger'a karşı açılan amme davasında... tarafsız bir jüri üyesi olarak... size sorulacak tüm sorulara... doğru cevap vermeye Tanrı huzurunda yemin eder misiniz?
If he puts down truthfully the things he's actually experienced, if they're exciting enough, he's bound to be very successful.
Eğer gerçekte yaşadıklarını doğru bir şekilde kağıda dökerse, eğer gerçekten heyecan verici şeyler ise, çok başarılı olurmuş.
I suppose, truthfully...
- Hiç sebep yokki....
Can you truthfully say about yourself, I, Billy Dannreuther, have acted fairly and squarely to my associates? Huh?
Şunu gerçekten söyleyebilir misin - Ben Billy Dannreuther iş ortaklarıma karşı dürüst ve adil davrandım, diyebilir misin?
May I speak to you very truthfully?
Sizinle daha açık konuşabilir miyim?
Truthfully, no. It's a dining room set...
Açıkçası, hayır.
I'm telling you, truthfully, Cal... after she left, I never heard from her.
Sana doğruyu söylüyorum Cal. O gittikten sonra, hakkında hiç haber almadım.
Truthfully, Excellency, we don't, but we are sure she will.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ekselansları, bilmiyoruz, ama bundan eminiz.
Truthfully, I didn't expect this sort of talent to be one of your virtues.
Doğrusu böyle bir yeteneğin olduğunu hiç düşünmemiştim.
Truthfully, Richard, I've made a few too many speeches of late.
Doğrusu, Richard, son zamanlarda bir kaç çok uzun konuşma yaptım.
But if we face them, truthfully, they can be overcome.
Ama onlarla dürüstçe yüzleşirsek üstesinden gelebiliriz.
My dear, could you not have trusted me, worked with me truthfully and honourably?
Tanrım, neden bana güvenmedin? Neden benimle gerçekleri söyleyerek onurlu şekilde işbirliği yapmadın?
And whatever I ask you, you must answer truthfully.
Ve sana her ne sorarsam, dürüstçe yanıtlamalısın.
Allow me at least this much : after 30 years of never telling the truth, I might as well speak truthfully to my own daughter now.
En azından izin ver de gerçeklerin söylenmediği 30 yıldan sonra kendi öz kızımla adilane konuşabileyim.
Truthfully, George, where have you been the past week?
Doğruyu söyle George. Geçen hafta neredeydin?
And truthfully.
Doğruyu söyleyecek misin?
Truthfully, the only part I enjoyed is the flying.
Doğrusu, hoşlandığım tek kısım, uçuş kısmı.
- Truthfully, yes.
- Kesinlikle komik.
As always, Megistias, your omens speak truthfully.
Her zamanki gibi Megistias, kehanetleriniz gerçeği söylüyorlar.
Well, truthfully, I did feel a certain dichotomy.
Doğrusu, belirgin bir bölünme gördüm.
Answer truthfully to every point.
Her hususa doğru bir şekilde cevap ver.
Truthfully, these machines scare the hell out of me.
Açıkçası bu makineler beni çok korkutuyor.
- He isn't either, not truthfully.
- Çalışıyorum, efendim.
He wasn't keeping me out of the temperance meeting, I was keeping him.
- He isn't either, not truthfully. Dışarıdaki alkol karşıtı nümayişten... beni o uzak tutmaya çalışmıyordu, ben onu dışarı çıkartmıyordum.
It might seem strange to you, but I'm a truthfully man.
Size acaip gelebilir ama ben dürüst bir adamım.
As to whether or not he has feelings is something I don't think anyone can truthfully answer.
Onun duyguları olup olmadığını ise gerçekte kimsenin cevaplayabileceğini sanmıyorum.
Then tell me truthfully, now, by your honour as a Vulcan, what was your mission?
O zaman, Vulcan onuruna sahip çıkarak gerçekleri söyle bana. sizin göreviniz neydi?
- I'll tell you truthfully, I'm very homesick.
- Gerçekten söylüyorum. Memleketimi özledim.
Truthfully, if I had been your senior in Sicily, I would have relieved you.
İşin doğrusu, Sicilya'da üstün olsaydım, seni görevden alırdım.
If you ask the man whether he comes from the village of truth and he does, then he will say, truthfully, yes.
Adama, dürüst köyden mi geldin diye sorarsan ve öyleyse, sana dürüstçe'evet'diyecektir.
Truthfully.
Dürüstçe.
You must answer me, truthfully.
Beni yanıtlamalısın, doğru olarak.
Hey, if I ask you a question, will you answer me truthfully?
Bir soru sorarsam bana doğruyu söyler misin?
Please answer me truthfully! I am at my wit's end!
Lütfen bana doğruyu söyle!
But I think I can say truthfully that Hing-wei School is the best.
Ama içtenlikle söyleyebilirim ki Hing-wei Okulu en iyisidir.
Just tell me truthfully :
Bana gerçeği söyle :