Two and a half traduction Turc
1,590 traduction parallèle
Your son was in sensory deprivation for a total of two and a half hours.
Oğlunuz toplam iki buçuk saat duyusal zihin bozucuya bağlı kaldı.
It's been two and a half hours.
- Sinyal gelecek Syd.
The engineers meeting went over by two and a half hours, and I'd missed my flight, but luckily I was able to rebook the same day.
Mühendisler toplantısı 2,5 saat sürünce uçağı kaçırdım, tabii. Ama neyse ki aynı güne bilet bulabildim.
One to two and a half hours of flight only.
Bir seferde sadece 2,5saat uçabiliyor.
He's two and a half, and he's just going through some stuff.
O iki Ve bir buçuk, ve o bazı şeyler geçiyor sadece olduğunu.
Do you remember anything about when you were two and a half?
Eğer iki buçuk vardı hakkında hiçbir şey hatırlıyor musun?
And now back to Two and a Half Men.
Tekrar Two and a HaIf Men'deyiz.
I have been sitting without any help since I was two and a half.
2,5 yaşımdan beri yardımsız oturabiliyorum.
When I was leaning in his car window, I was two and a half feet away from her.
Araba camından eğildiğimde bir metre önümdeydi.
- It is on the bar, sir. It is on the bar, sir. It's been on the bar for two and a half hours, sir.
- Pekala, evli misin, asker?
I sleep for 3 hours, and then I drive home two and a half hours.
3 saat uyuyuyorum sonra 2.5 saatte eve gidiyorum.
- There's a reoccurring on "Two and a Half Men" I'm perfect for!
"Two and a Half Men" in tekrarı var.
Christine polchek- - also inseminated two and a half weeks ago.
- Christine Polchek'e de iki buçuk hafta önce aynı verici sperminden kullanılmış.
No. The clinic's records said that christine was inseminated two and a half weeks ago. But she already scheduled another procedure for next month.
Klinikteki kayıtlara göre iki buçuk hafta önce denemişler ama önümüzdeki ay için bir randevu daha almış.
Two and a half men
Two and a half men Memelere Karşı İhmalkar Tavır.
You were in a hotel room for two and a half hours.
İki buçuk saat boyunca bir otel odasındaydınız.
Two and a half hours.
İki buçuk saat.
Been talking for two and a half hours, you never mentioned that. Why is that?
Son 2.5 saattir konuşuyoruz ve bundan hiç bahsetmedin.
Hani Hanjour allegedly executes a 330 degree turn at 530 MPH descending 7,000 feet in two and a half minutes to crash American Airlines Flight 77 into the ground floor of the Pentagon.
Söylenene bakılırsa, Hani Hanjour, 2.134 metreden inişe geçerek, iki buçuk dakika içerisinde, Amerikan Havayolları'nın 77 sefer sayılı uçağını Pentagon'un zemin katına çarptırmak üzere, 853 km / h'lik bir hızda, 330 derecelik bir dönüş yapar.
One eyewitness was standing among a crowd of people on Church Street, two and a half blocks from the South Tower, when he saw a number of brief light sources being emitted from inside the building between floors 10 and 15.
Bir görgü tanığı, binanın 10. ve 15. katları arasında içeriden dışarıya doğru yayılmış olan kısa kısa pek çok ışık yansıması gördüğü zaman, Güney Kulesi'nden iki buçuk blok ötede, Kilise Caddesi'nde toplanan kalabalığın arasında bulunuyordu.
So, to sum up. Delta 1989 landed at 10 : 10, was evacuated at 12 : 30, almost two and a half hours later, and 69 passengers were taken to FAA Headquarters.
O zaman, özetleyecek olursak Delta 1989, 10 : 10'da yere indi, yaklaşık olarak iki buçuk saat sonra 12 : 30'da boşaltıldı ve 69 yolcu FAA'nın merkezine götürüldü.
The figure was 19 squares tall, the feet were two and a half squares long,
Figür 19 kare uzunlığunda, ayak 2,5 kare boyunda,
And we've got an epic supporting cast of two and a half thousand extras, whose emotions and feelings are made individually apparent,
ve 2500den fazla figüranla epik anlatım destekleniyordu, duyguları ve halleri açıkça belirtilmişti,
These botoes are huge, two and a half metres long.
Bu pembe yunuslar 2.5 metrelik çok büyük canlılardır.
Oh, Betameche, I just got to sleep two and a half years ago.
Oh, Betameche, daha hepi topu iki buçuk yıl önce dalmıştım uykuya.
Sir, in about two and a half minutes, they'll understand.
Komutanım, yaklaşık iki buçuk dakika sonra öğrenmiş olacaklar.
Sir, if this is a medical question, I'm still on my break for two and a half more minutes.
Bayım, eğer bu sağlık sorunu ise halen molamdayım... iki buçuk dakikam daha var.
Slow as we can go. Two and a half minutes before we hit the drop site.
Teslimat yerine varmamıza iki buçuk dakika kaldı.
- Two and a half.
- İki buçuk.
Two and a half hours to choose between a hearse or a gun carriage.
Tam 2,5 saat Diana cenaze arabasında mı top arabasında mı taşınsın tartışıldı.
But there are 52 weeks in the year, ma'am, and two and a half thousand in the time since you've been Queen.
Ama bir yılda 52 hafta var haşmetmeap. Kraliçe olmanızdan bu yana da 2300 hafta geçti.
Mr. Irving received a sentence of two and a half years'imprisonment,
Bay Irving iki buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı.
No, two and a half year ago now.
Hayır. 2.5 yıl önce.
All I saw were two darkened figures concealed by an umbrella in an explosion, and I saw that from half a block away.
Tek gördüğüm yağmurda bir şemsiye ile gizlenmiş karanlıktaki iki kişi ve bir patlamaydı, ve bunu yarım blok uzaktan gördüm.
The intruder crossed two minefields, deactivated a 30,000-volt electric fence and took down half a dozen army rangers by nonlethal means.
Saldırgan iki mayın tarlasını geçti, 30 bin voltluk elektrikli çiti etkisiz hale getirdi ve yarım düzine komandoyu öldürmeden saf dışı bıraktı.
There is that men's nine-and-a-half between blood pool number one and blood pool number two.
Birinci ve ikinci kan lekeleri arasındaki lekenin ayakkabı numarası 9.5 numara.
I mean, the younger you, the two-and-a-half-year-old you.
Sana iki-ve-bir buçuk yaşındaki Eğer, genç, anlamına gelir.
We were sharing a two-bedroom on Seward a year and a half ago.
Bir buçuk yıl önce Seward'da iki odalı bir evi paylaşıyorduk.
Maybe you should do the two-and-a-half instead.
- Belki de 2,5'luk bir hareket yapmalısın.
I'm gonna do the three. Well, it's better to nail the two-and-a-half than- - I'm gonna nail the three.
- 2,5'luk becermek senin- - 3'lük bir hareket becereceğim.
An inch in diameter is two fingers inside of you an inch and a half is three fingers inside of you, the silicone ones are easiest to sterilize and so you can share.
İçinize giren iki parmak bir inch çapındadır bir buçuk inch de üç parmak, silikondan yapılanlar kolayca temizlenebilir, böylece paylaşabilirsiniz.
It's a two-and-a-half-hour drive from New York, Michael.
Michael orası nerdeyse 2,5 saat yol demek.
I drive an hour and a half, two hours to get here.
1,5 saat araba kullanıyorum, 2 saatte buraya geliyorum.
Here's two bedrooms with one and a half baths.
Bunun bir buçuk banyolu iki yatak odası var.
They caught two Jau catfish a week and a half ago.
Bir hafta iki Jau yayın balığı yakaladı ve bir buçuk önce.
And you- - all two-and-a-half millimeters of you- - you've come to save us, is that it?
Ve sen iki buçuk milim boyunla bizi kurtarmaya mı geldin?
It would pay the rent for two-and-a-half weeks or buy me three pairs of shoes or two pairs of pants or 1,000 postage stamps to send stories to Mencken.
İki buçuk haftalık kiramı ödeyebilir ya da üç çift ayakkabı ya da iki pantolon ya da Mencken'e hikaye göndermek için 1,000 posta pulu alabilir.
Iwo's just five and-a-half miles long, two and-a-half wide.
Iwo adası sadece, 9 km boyunda, 4 km eninde bir yer.
One night after you hire me, we'll sit down and I'll tell you all about how I blew through half a million dollars in two years!
Beni tuttuktan sonra bir gece birlikte otururuz ve sana iki yılda bir milyon doların yarısını nasıl patlattığımı anlatırım!
The two-and-a-half years we spent together.
Geçirdiğimiz 2,5 yıl.
Past year and a half, I've had two bodies dumped on my land.
Geçen 1,5 yıl içinde toprağıma iki ceset atıldı.
two and a half men 29
two and three 38
and a half 160
a half 101
two arms 16
two against one 27
two adults 17
two at the most 18
two and three 38
and a half 160
a half 101
two arms 16
two against one 27
two adults 17
two at the most 18