Two tickets traduction Turc
971 traduction parallèle
Do not think for one second that she's going to Mary Hart's SweetHart show tomorrow because we only have two tickets and I already planned to give the free Crock-Pot to my mom for Christmas!
İki biletimiz var ve Noel'de, anneme oradan gelecek düdüklü tencereyi vereceğim!
But I've only got two tickets and Riley's got her heart set on it.
İki biletim var ve Riley kendini ona hazırladı.
Well, Tucker gave me two tickets.
Tucker bana iki bilet verdi.
"We'll sail for Honolulu tomorrow on our honey-moon - get two tickets."
Balayımız için yarın Honolulu'ya gemiyle gideceğiz. İki tane bilet al.
Order two tickets now.
Hemen iki bilet ayırtın.
I'd like two tickets to Paris.
Paris'e iki bilet istiyorum.
Two tickets to Berlin, first-class and sleeper.
Berlin'e iki bilet. Birinci sınıf, yataklı.
- I got two tickets for Vanities.
- Vanities'de iki kişilik rezervasyonum var.
Let me have two tickets.
İki bilet versene.
Get me two tickets on the midnight plane.
Bu geceki uçağa iki bilet al.
Two tickets?
İki bilet mi?
Oh, two tickets! Yes, indeed, Mr. Sullivan.
Elbette Bay Sullivan.
They gave me two tickets at the office.
Ofisten bana iki bilet verdiler.
She's got two tickets, hasn't she?
İki bileti varmış, değil mi?
I want two tickets.
- 2 bilet istiyorum.
Here you are. Two tickets to Rome, Georgia.
Buyrun, 2 bilet, Roma, Georgia'ya.
I remember the first time you called on me with two tickets for the first night of that Shaw play.
Beni ilk aradığın günü hatırlıyorum. O şova iki bilet almıştın. Hatırladın mı sen de?
I'm getting two tickets on a plane to San Francisco.
San Francisco'ya giden uçağa iki bilet alacağım.
I bought two tickets for Chicago.
Chicago'ya iki bilet almıştım.
I want two tickets to The Seven Yearltch.
Yaz Bekarı için iki tiyatro bileti istiyorum.
- Two tickets to New York.
- New York'a iki bilet.
I assure you, there will be two tickets at the box office tonight... for you and your husband.
Sizi temin ederim, posta kutunuzda siz ve kocanız için bu akşam iki bilet olacak.
Stupid of me to buy only two tickets.
Sadece iki bilet almam ne aptallık.
She's gonna get two tickets to the rodeo to watch you.
Rodeoda seni izlemek için iki bilet alacak.
Get two tickets for the rodeo.
Rodeoya iki bilet al.
Two tickets for the concert at the Albert Hall with my compliments.
Albert Salonu'ndaki konsere bedava iki bilet.
- I have two tickets, and no pair.
- Aritmetik problemi, anlıyor musunuz? - Pek sayılmaz.
I've ordered two tickets.
İki bilet aldırıyorum.
That'll be two tickets, thank you.
İki bilet, teşekkür ederim.
Yesterday I bought two tickets for us on the Oriental.
Dün bizim için Oriental'e iki bilet aldım.
But I've two tickets for us to see Sadhabar Ekadashi
Ama Sadhabar Ekadashi'yi izlemek için iki biletim var.
You see, Sam's boss gave him two tickets to this musical.
Sam'in patronu müzikal için ona iki bilet vermiş.
Two tickets to Kuwana.
Kuwana'ya iki bilet.
I moved everything from the hotel, after I found the two tickets.
İki bilet bulduktan sonra, oteldeki herşeyi taşıdım.
Now, you know Larry only gets two tickets for openings.
Bak, biliyorsun Larry'nin açılışa yalnızca iki bileti var.
I have two tickets for a lecture, it's Gavoty on electronic music.
Gavoty'deki elektronik müzik hakkındaki konferans için iki biletim var.
I've two tickets for Schwarzhof, but I don't know...
Schwarzhof'a iki biletim var ama bilemiyorum
Claire and me went there all the time, we bought two tickets and we had enough dreams for a hundred years.
- Claire ve ben oraya gitmiştik iki bilet satın almıştık..... yüzyıl yetecek hayallerimiz vardı.
They didn't have money for two tickets.
İki kişi gidecek kadar paraları yokmuş.
That gives us two days to get money for the tickets.
Bilet parasını bulmak için iki günümüz var.
One day, Herbert bought two steamship tickets and our plans were set.
Bir gün... Herbert buhar gemisine iki bilet satın aldı. Böylece planımız işlemeye başladı.
I asked for six tickets and end up with two on the rooting section.
Altı bilet istedim, sonuçta elime en kötü bölümden iki bilet geçti.
We're not taking a plane, we're taking a train, on which we had tickets for a drawing room with two nice soft comfortable beds, where, at this very moment, two blondes...
Uçağa binmiyoruz, trene biniyoruz, biletlerimizin olduğu trene bir kompartıman için, iki güzel yumuşak yatak, tam bu sırada, iki sarışın...
$ 20 and two return tickets to Columbus, Ohio.
20 dolar ve Columbus, Ohio'ya iki dönüş bileti.
Item : two theater tickets for the night of... April 22. - Dress circle.
Not al. 22 Nisan gecesi için iki tiyatro bileti.
Two stubs of tickets to the Prince of Wales Theater.
Prince of Wales Tiyatrosundaki oyuna ait iki bilet koçanı.
- Two entrance tickets.
- İki giriş bileti.
Here, take some money and get two bus tickets to Mexico.
İşte biraz para. Meksika'ya iki otobüs bileti al.
And I'll give you two metro tickets.
Ben de sana iki tane metro bileti veriyorum.
Such as two air tickets to London?
Londra'ya iki bilet gibi mi yani?
And with what's left over, I bought us two bus tickets as far as Barstow, California.
Geriye kalan parayla da iki otobüs bileti aldım. Ancak Kaliforniya, Barstow'a kadar.
tickets 252
tickets please 18
two thousand dollars 17
two thousand 72
two things 153
two to go 48
two times 59
two to one 18
two three 61
two teams 22
tickets please 18
two thousand dollars 17
two thousand 72
two things 153
two to go 48
two times 59
two to one 18
two three 61
two teams 22