Two to one traduction Turc
4,271 traduction parallèle
You're outvoted Herrmann, two to one.
Oylamayı kaybettin Herrmann. İkiye birsin.
My men outnumber his two to one.
Adamlarımın sayısı onunkilerin iki katı.
But you two have to get married- - otherwise, it's just a cheap, meaningless, disgusting one-night stand.
Ama siz evlenmezseniz, aranızdaki sadece ucuz anlamsız ve iğrenç bir tek gecelik ilişki olarak kalacak.
To get in here he'd need- - One RPG-7 launcher and two grenades as per the note from your mother.
- Buraya girmek için... - Bir tane RPG 7 atıcı ve iki el bombası, annenin notuna göre.
And before you cast me as the bad guy, maybe you should remember that Elena's helped to kill not one but two of my brothers.
Ve beni kötü adam olarak dışlamadan önce belki de Elena'nın, bir değil, iki tane birden kardeşimin öldürülmesine yardım ettiğini hatırlamalısın.
I operate anywhere from two to six cameras at one time.
Tek seferde ikiden daha fazla, maksimum altı kamera ile her yerde çekim yapıyorum.
So again, I think, in summary, there are genes associated with any one or two of the anomalies that we see in the specimen, but there is no mutation which is known to accommodate or call for all of the mutations.
Yani özetlemem gerekirse, bu türde gördüğümüz bir ya da iki anomaliyle ilişkilendirebileceğimiz genler var... fakat mutasyonların hepsinin birarada meydana gelmesini sağlayacak bir mutasyon yok.
One down, two to go.
Biri bitti, kaldı iki.
Today... I'm definitely going to find out at least one of two things.
Bugün için en azından iki şeyden birini öğrenmiş olacağım.
It's suicide to ask two women to share one diamond.
Bunu her iki kadına da sormak bir intihardır. Bir elması ikisiyle paylaşmak..
Is it safe to take two of these in one day?
Bu ilaçlardan günde iki tane almak sağlıklı mı? Olur.
This is going to end one of two ways.
Bu iş iki yoldan biri ile bitecek.
Look, no one's in favor of cutting Natasha loose, but Montez'six-year-old daughter was wounded in a drive-by next to Santoya's church two months ago.
Bak, kimse Natasha'nın salıverilmesinin lehine düşünmüyor, ama Montez'in altı yaşındaki kızı iki ay önce kilisenin yanında bir araba ile yaralanmış.
You mean, from one delusional gun nut to two real cops.
Eli silahlı bir hayalperestten iki gerçek polise demek istedin herhalde.
and your password can be whatever you want, but it has to have four letters, one in caps, three numbers, and two underscores, not dashes.
Şifren de istediğin bir şey olabilir ama içinde dört harf, bir büyük harf, üç sayı ve iki alt tire olmak zorunda. Uzun çizgi olmayacak.
Uh, okay, uh, one of two things is going to happen now.
Tamam. Şimdi iki şeyden biri olacak.
One Two Adam to Central.
Adam-12'den Merkez'e.
One-two precinct. Disorderly group trying to forcibly enter the precinct.
Kanunsuz bir grup merkeze zorla girmeye çalışıyor.
They are two male blacks, 20 to 25 years old, one wearing a black ski jacket and blue jeans, the other in a gray hoodie and blue jeans.
20-25 yaşında 2 siyahi erkek biri siyah kayak ceketi ve kot pantolon diğeri gri kapüşonlu ve kot giyiyor.
I already finished two years, only have one to go.
İki sene okumuştum zaten, bir yılım var sadece.
Now first off, I would like to point out that I have a huge advantage here because number one, I'm not in a class "A" motor home, and number two, I don't have some gigantic hunk of crap
Şimdi önce, şuna işaret etmek istiyorum : burada büyük bir avantajım var... çünkü birinicisi "A" sınıfı motorda değilim, ikincisi şu iki geri zekalının yaptığı gibi... arabamın tepesinde devasa saçma şeylerim yok.
Tanner had won two challenges and Adam and I had taken one each, so we decided to make the final challenge a winner takes all.
Adam ve ben ise birer yarışmayı almıştık, bu yüzden kazananın hepsini kazanacağı final bir yarışma yapmaya karar verdik.
So you're asking me to be the third wheel on a two-night one-night stand?
Yani bana bir gecelik bir ilişkinin, 2. gecesinin fazlalığı olur muyum diye mi soruyorsun?
It turns out that Mitchell's parents, 3 weeks into that conversion camp, they started making private payments to a dummy corp that was shut down two years ago for prostitution, as in one prostitute, Isabella Grant.
Öyle görünüyor ki Mitchell'ın ailesi o kampa verdikten üç hafta sonra iki yıl önce fahişelikten kapatılan yapay bir şirkete özel ödeme yapmışlar çalışan tek fahişe Isabella Grant görünüyor.
According to this she owns two pieces of property in town one 2-bedroom house about 10 minutes from here and an abandoned shipping warehouse.
Buna göre kasabada iki adet mülkü var. Biri 2 yatak odalı evi buradan 10 dakika uzaklıkta ve terkedilmiş nakliye deposu.
The assailant used two weapons, one to grip and the knife to severe the tongue.
Saldırgan iki silah kullanmış birisi tutmak diğeri de bıçakla kesmek için.
There are two levels to his M.O., the first being the enjoyment he gets from taking one of his victim's fantasies and turning it into a nightmare.
Yönteminde iki seviye var ilki kurbanlarının fantezilerini gerçekleştirdiğinde aldığı haz ve bu fantezileri kâbusa dönüştürmesi.
Now, he can move two spots forward and one spot to the side.
At iki kare ileri ve bir kare de yanlara gidebilir.
To refresh, ladies, pawns can move two spots Or one...
Oyunun başında piyonlar iki kare ilerletilebilir veya bir.
It has not. After keeping it in international waters.. .. for over two months, it was taken to Spain one month ago.
Daha değil, iki aydan beri..... uluslar arası sularda bekliyor, bir ay önce İspanya'ya götürüldü.
One, two... that's right, we got a lot to do!
Bir, iki- - Tamam, çok işimiz var tabii.
One or two questions we need to put to you about your husband's death.
Kocanızın ölümüyle ilgili birkaç sorumuz var.
Two lonely people in a big city far from home, they looked to one another for companionship.
Evden uzakta, büyük bir şehirde iki yalnız insan... Birbirlerine yoldaş oldular.
Between the nomination and the hostage crisis, the American public is willing to forgive one snafu a term. - They don't forgive two.
Amerikan halkı bir başkanlık döneminde bir kargaşayı affedebilir ama ikinci kargaşayı affetmez.
But actually now I'm thinking that's a dumb thing because, like, my eyes have been opened to one or two things that have made me think.
Ama şimdi düşününce çok aptalca geliyor. Gözlerim beni düşünmeye iten yeni şeylere açıldı.
Why would he bring these two people together, make them fall in love, o-open up to one another, make them feel like they were meant to be together, and then just... pull them apart?
Neden bu iki insanı bir araya getirip birbirlerine âşık eder, birbirlerine açılmalarını birbirlerinin alın yazısı olduklarını düşünmelerini sağlar da ondan sonra onları ayırır?
- Right. Because if you go over and talk to her, 20 months from now, it's gonna end in one of two ways.
Evet çünkü oraya gidip onunla konuşursan bundan 20 ay sonra iki durumdan biriyle son bulacak.
He pulled extra shifts for two weeks just to save up enough money to buy a train ticket to Boston to see this one.
Bu şovu izlemeye Boston'a trenle gidebilmek için iki hafta boyunca ekstra vardiyalarda çalışıp para biriktirmişti.
One, two people make a run, we call them rogues, add'em to the list.
Bir iki kişi kaçarsa onları kaçaklar listesine ekleriz.
Feel free to use one for each of your two faces.
Bunları her bir yüzün için kullanmaktan çekinme.
Each one has two assistants, so we're already up to 36 people.
Her birinin ikişer asistanı var, yani toplamda 36 kişi eder.
And everyone in the kingdom lived happily ever after, thanks to two stuffed lambs, one angry neighbor, two awesome uncles, and a dad who probably should have checked under the couch.
Ve kraliyetteki herkes iki doldurulmuş kuzu bir sinirli komşu iki süper amca ve kanepenin altına bakmayan bir baba sayesinde sonsuza kadar mutlu yaşamış.
- That one. I like the hat guy on the left, but I'm not gonna just walk up to two guys.
Soldaki şapkalı adamı beğendim ama iki adamın yanına tek gidemem.
The machine must have created two pairs of us - one that was teleported to Las Vegas and the other that wasn't.
Makina bizden birer çift yaratmış olmalı. Bir çift Las Vegas'a ışınlanan, bir çift de ışınlanmayan.
Man alone in the mud bath with two women, one of whom admits to hitting on him.
Çamur banyosunda, iki kadınla baş başa bir adam, üstelik kadınlardan biri ona asıldığını itiraf ediyor.
Francine! Quit playing around with your friend. It's down to two kids, and one of them is Steve.
Arkadaşınla oyun oynamayı bırak iki çocuk kaldı biri Steve.
Yes. Under duress, one ; and two, I never thought that any state or any federal agency would-would license that man to fly it.
Baskı altındaydım bir, ikincisi her hangi bir kurum veya eyaletin o şeyi uçurması için lisans vereceğine ihtimal bile vermemiştim.
But one night, I saw him do things with his body that ought not to be done - bricks broken on the back of his neck, timber cleaved in two with one blow of his fist, men struck...
Ama bir gece onun vücuduyla yaptığı şeyi gördüm. Yapmaması gereken şeyleri. Ensesiyle kırdığı tuğlalar.
He was one of the victims, along with what appears to be two friends.
Dayı da kurbanlarımızdan birisi, yanındaki arkadaşıymış gibi görünen iki kişi ile beraber.
And it's why you two are going to go to college one day, so people see you right from the start.
İşte bu yüzden ikiniz de bir gün üniversiteye gideceksiniz böylece insanlar sizi en başından itibaren iyi olarak görecek.
Susan, when it comes to aliens, the old one-two is always the answer.
Susan, Söz konusu uzaylılar olduğunda, eski bir-iki'nin herzaman yararı olmuştur.
two to go 48
two tours 24
to one 47
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
two tours 24
to one 47
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142