Victories traduction Turc
523 traduction parallèle
The Parliament is in session, waiting to act on his victories.
Parlamento kendisinin zaferlerini görüşmek üzere toplandı.
A few more victories like this... and we will have to hire foreigners to fight our battles.
Bir kaç tane daha böyle zafer kazanırsak bir dahakine yabancı asker kiralamamız gerekecek.
A soldier can reckon his success in victories... the merchant in money.
Bir asker, başarısını kazandığı zaferle ölçebilir. Tüccar, kazandığı parayla.
Our biggest victories.
En büyük zaferlerimiz.
In spite of your victories you can't shut out every decent impulse and survive.
Zaferlerine rağmen... bütün insanca dürtülere kulak tıkayarak hayatta kalamazsın.
Prince, I'm not sure if I am born for victories, but certainly not for intrigues.
Prens, ben zaferler için doğduğuma emin değilim, ama kesinlikle entrikalar için doğmadığıma eminim.
You're looking for victories, but I am looking... for a meaning in them.
Sen zaferler arıyorsun, ama ben onları... anlamak istiyorum.
After many victories... gained by you, everyday and everywhere, we only need to pursue the enemy!
Bir çok zafer... sizin tarafınızdan kazanıldı, hergün ve her yerde, sadece düşmanı takip etmeliyiz!
But each new smile on a skeletal face announced the greatest of victories, that of Life.
Ancak, bu iskeletleşmiş yüzlerdeki her bir yeni gülümse... büyük zaferi ilan ediyordu : Yaşamın zaferi.
Her victories will be remembered as the most shameful episode of history.
Zaferleri tarihin en utanç verici bölümünde hatırlanacak.
During the war with Mexico, these pistols were responsible for our victories, even though we were outnumbered.
Meksika savaşında zafer bu silahlar sayesinde kazanıldı ki biz sayıca onlardan azdık.
Wine is used to drink to victories, both past and future.
Şarap geçmiş ve gelecek zaferlere içilir.
And they're thrilled by their victories...
Ve zaferleriyle güç bulmuşlar...
He has belittled Pharaoh's victories in Syria, and the land of the Hittites.
Firavun'un, Hititlerin ülkesinde ve Suriye'deki zaferlerini küçümsemiş.
When it comes to raising a glass to future victories, we're all there.
Gelecek zaferlerimiz için kadeh kaldırma zamanı geldiğinde hepimiz oradayız.
Withal I did infer your lineaments, being the right idea of your father... both in your form... and nobleness of mind - laid open all your victories in Scotland... your discipline in war, wisdom in peace... your bounty, virtues, fair humility -
Daha sonra sözü size getirdim. Sizin nasıl hem çehreniz, hem de asil karakterinizle babanızın tıpatıp bir kopyası olduğunuzu belirttim. İskoçya'da kazandığınız zaferleri anlattım.
- Were there many victories?
- Çok zafer kazanıldı mı?
- When we hear news of your victories...
- Senin zafer haberlerini aldıkça... - Zafer mi?
- Victories? There are none.
Bir tane bile zafer yok.
Almost Macedonian... empty of all, save victories.
Makedonyalı gibi - bomboş, zaferlerden başka.
O Father Zeus, I will lay victories upon your altar the like of which no man or god has ever seen.
Ey Tanrı Zeus, hiçbir insanoğlunun ya da tanrının bugüne dek görmediği zaferleri sunağının üzerine koyacağım.
Another one of these victories and we'll run out of bullets!
Böyle bir zafer daha bizde kurşun bırakmaz!
There are certain defeats that are more resounding than victories.
Kimi yenilgiler, zaferlerden çok daha parlaktır.
In four years, the tribune has won four victories in the circus.
Kumandan arenada dört yılda dört zafer kazandı.
You'll win no victories here.
Burada zafer kazanamayacaksın.
I've been a lawyer long enough to know there are no total victories.
Tam bir zafer diye birşeyin olmadığını bilecek kadar uzun süredir avukatlık yapıyorum.
We've fought many battles and won great victories.
Birçok savaş verdik, büyük zaferler kazandık.
the Allied victories there is nothing in the world that we must value as highly as discipline.
Müttefik zaferlerinin üstünde mutlak bir disiplinin olduğu kadar değerini bileceğimiz bir şey yoktur.
We are giving Leonidas cheap victories, my lord.
Leonidas'a ucuz zaferler veriyoruz.
- Halt these senseless attacks which the Greeks are turning into victories, demoralizing your men.
- Bu Yunanlar'ın zafere döndürüp adamlarının moralini bozduğu saldırıları kes.
We'd better exploit those victories to try to conquer all Prussia.
Prusya'yı fethetmeyi denemek.. bu insanları istismar etmek olur.
A few victories, a few massacres.
Biraz zafer, biraz katliam.
I admire your loyalty and devotion, but you have to understand that the people were overexcited by this Garibaldi's victories.
Sadakatini ve vefakarlığını takdir ediyorum ama Garibaldi'nin zaferleri yüzünden insanların aşırı heyecanlandığını anlaman gerek.
I understand passion for history of Gallic War, I was passionate myself Victories of Julius Caesar do you know about them?
- Galyalı canlı bir savaşçı olmak zalim bir iştir Caesar, başarıya taç giydiriyordu.
It's an activity from war or maneuvers with assaults, sorties, breaches repulses, victories and defeats.
Savaş manevralarından kalma bir faaliyet saldırılar, sortiler, ihlaller, püskürtmeler, zaferler, yenilgiler.
Built from 1806 to 1836 in memory of Napoleon's victories.
1806 - 1836 yılları arasında Napolyon'un zaferleri anısına inşa edilmiştir.
What do you say to so many victories?
- Ne diyorsun bu büyük bir zafermi? .
I'm not confirming these two victories, Stachel.
Bu iki zaferi onaylamıyorum Stachel.
The two victories claimed by Stachel are to be confirmed.
Stachel'in iki zaferi onaylandı.
I can get 20 victories without anyone's help.
Kimsenin yardımı olmadan 20 zafer kazanabilirim.
All his victories :
Bütün zaferleri :
Recall the greatest shock of modern times those golden victories, those scarlet crimes.
Uygar çağın en büyük sarsıntısını hatırlayalım o altın zaferleri, o kıpkırmızı suçları.
Once and for all, the idea of glorious victories won by the glorious army must be wiped out.
İlk ve son kez, şanlı ordu tarafından kazanılan şanlı zaferler fikri kafalardan silinip atılmalı.
Intelligence, magic and courage, they knew the future would bring them... further victories over the Roman legions.
"Akıl, sihir ve cesaret, biliyorlardı ki gelecek onlara Romalı askerlere karşı..." "başka zaferlerde getirecekti."
During a war such men earn medals, win victories.
Savaş boyunca bazı adamlar, madalya alır, zaferler kazanır.
I'm collecting them for Our Lady of Victories.
Onları kilisemiz için topluyorum.
The first great victories are upon us.
İlk büyük zaferimiz yakındır.
José Dolores takes over the revolution... and organizes a new army that wins some victories.
José Dolores ihtilali üstlenir ve çeşitli zaferler kazanan yeni bir ordu örgütler.
Look, we've scored two victories today already.
Baksana, bugün iki zafer kazandık bile.
Zepp Dietrich, division commander, declared victory on Jaude Square, as his troops polished their boots in front of the locals, before heading off to new victories.
Tümen komutanı Zepp Dietrich, yeni zaferlere yelken açmadan önce Jaude Meydanı'nda birlikleriyle yerel halkın önünde botlarını cilalarken zaferi ilan etti.
The ecstasies, the miseries, the broken rules, the desperate chances, the glorious failures and the glorious victories.
Aşırılıklar, sırlar, ihlal edilen kurallar, ümitsiz fırsatlar, muhteşem başarısızlıklar ve muhteşem zaferler.