Voice breaking traduction Turc
335 traduction parallèle
[Voice Breaking ] I'm glad I'm a bad one. [ Spectators Chattering Loudly]
Ne mutlu ki ben kötü bir askerim.
Like a voice breaking off.
Bir ses duyar gibiyim.
( voice breaking UP ) Sir, I don't read you, but I'll talk to you later.
Efendim sizi duyamıyorum ama sonra konuşuruz.
My name's Rebecca... ( voice breaking ) : and it will be my pleasure to serve you.
Merhaba, adım Rebecca size servis yapmak benim için bir zevktir.
( voice breaking ) :
Bunu hak ettim galiba.
( Voice Breaking ) And I want you to stay.
Kalmanı istiyorum.
[VOICE breaking] And I touched it.
Ve ona dokundum.
[Voice breaking] Yeah, I'm here.
Evet, buradayım.
[Voice breaking] I JUST LOOKED EVERYWHERE FOR THAT RECEIPT, AND I JUST COULDN'T FIND IT.
Her yerde faturayı aradım, ama bulamadım.
[breathing raggedly ] [ voice breaking ] a boy, you judge... Just by what he can do. [ Sounder groans]
Bir çocuk için önemli olan ne yaptığıdır, ne konuştuğu değil.
I understand... [voice breaking] you want me to s-sleep someplace else.
Anlıyorum. Başka bir yerde uyumamı ister misin?
[Voice breaking] run out!
Dışarı!
( voice breaking ) By then it was too late.
Artık çok geçti.
By the way, under that covered bridge in our puzzle - [Voice Breaking] there was a family of ducks.
Bu arada, o köprünün altında ördek ailesi varmış.
I miscarried. ( voice breaking ) :
Kürtaj yaptırmak için randevu aldım.
[Voice Breaking] I'm Walking Into A Meeting.
Toplantıya gidiyorum.
ALL WE'VE EVER WANTED WAS FOR YOU TO BE HAPPY. [Voice breaking] I AM HAPPY, DADDY.
Mutlu olmanı istiyoruz.
( voice breaking ) :
O olduğunu biliyordum.
[voice breaking] please don't be angry with me.
Lütfen bana kızma.
[voice breaking] but i do.
Ama seviyorum.
( voice breaking ) : I think it's easier if we just stop being friends because I can't take it.
Seninle arkadaşlığımızı bitirmeyi daha kolay buldum.
( VOICE BREAKING ) I thought we were friends.
Arkadaşız sanmıştım.
( voice breaking ) I'll cry. My husband was saying,
Sen yapınca tabii ki güzel olacak ama gerçekten çok güzel.
( voice breaking ) we ran.
- Kaçtık. Sadece kaçtık.
[Voice Breaking] Oh!
Sen korkunçsun!
[voice breaking] i tried to speak,
Konuşmayı denedim... Ama yapamadım.
[voice breaking] um, i don't know.
Şey... Bilmiyorum.
( voice breaking ) My good boy.
Benim güzel oğlum.
( voice breaking ) he would be ashamed of you For turning your back on me.
Utanacaktır çünkü bana sırtını döndün.
( voice breaking ) no.
Hayır.
( voice breaking ) : That should make a difference.
Araban güzelmiş Dimitri.
( voice breaking ) : That should make a difference.
Bu bir farklılık yaratmalı.
( voice breaking ) : I was so scared that you, that you would die and I wouldn't have anything good to hold onto.
Öleceksin diye, çok korkmuştum ve tutunacak hiçbir dalım yoktu.
She poisoned herself... ( voice breaking )
Kendisini zehirlemişti.
It was my first time... [voice breaking] and I threw it away,
Bu benim ilk seferimdi ve ben bunu bir kenara attım.
And that can make you change what you believe - stop it. Stop it. ( voice breaking ) stop acting like you understand,
Bu sana çok ağır geldi ve inandıklarını değiştirmene sebep...
( voice breaking ) absolutely.
Kesinlikle.
She poisoned herself... ( voice breaking ) And she had carved the word "witch"
Kendini zehirlemiş alnına "cadı" kelimesini kazımış ve kasaba meydanında yığılıp, kalmıştı.
Not to avoid him or to... ( voice breaking ) control him,
Ondan kaçmak ya da onu kontrol etmek için değil.
CONVICTED : Murder, assault, forgery of currency, bonds data, breaking M.C. Regulations, forging identification, embezzlement, damage to public property, space flight violations, criminal law violations I hear a voice I cannot, no, will not forget. SENTENCED TO : 295 years Chance of parole : 0.008 % I hear a voice I cannot, no, will not forget.
unutmayacağım.
If breaking glass or raising voice makes truth... then I have broken 7 glasses.
eğer bardak kırmak haklı olduğunu gösteriyorsa Al sana 7 tane bardak kırdım
When your voice is breaking, it's hard.
Sesiniz çatlarken, zor oluyor.
This article had a new list of things that Kevin had supposedly done... including breaking into Shimomura's ultra-secure computer... leaving nasty voice mail messages... and stealing 20,000 credit card numbers... something that was mentioned in the first paragraph on the front page.
İlk sayfadaki makalenin ilk paragrafında, Kevin'in yaptığından şüphelenilen Shimomura'nın ultra-güvenli bilgisayarına sızmayı rahatsız edici sesli mesjalar bırakmayı ve 20.000 kredi kartı numarasaını çalmayı da içeren şeylerin yeni bir listesi vardı...
It's just... ( voice breaking ) I love you so much.
Seni çok seviyorum.
Voice and breaking.
# Sesler ve acılar #
Your voice is breaking up, but i can hear you.
Sesiniz kesik kesik geliyor, ama duyabiliyorum efendim.
( voice breaking ) : No. I...
Bana ihanet mi ediyorsun?
Uh, it's you putting on a woman's voice pretending to be keitha breaking up with me.
Sesini kadın sesi yaparak sanki Keitha'ymışsın gibi benden ayrılmak istediğini söylemişsin.
( voice breaking ) I-I didn't do anything.
Ben bir şey yapmadım.
[voice breaking] she couldn't forgive herself.
Kendini affedemiyor.
Um... â ª out in the country â ª ( voice breaking ) my 15-year-old daughter is pregnant.
15 yaşındaki kızım hamile.
breaking 79
breaking news 86
breaking and entering 94
breaking up 27
voice 254
voices 86
voicemail 54
voice mail 36
voiceover 55
voice breaks 98
breaking news 86
breaking and entering 94
breaking up 27
voice 254
voices 86
voicemail 54
voice mail 36
voiceover 55
voice breaks 98