Voice mail traduction Turc
1,103 traduction parallèle
Even if she doesn't answer, you can leave her voice mail.
Cevap vermese bile, sesli mesaj bırakabilirsin.
It was just her voice mail...
Sadece sesli mesajdı.
I called her, but I only got her voice mail.
Onu aradım, ama sesli mesaj çıktı.
You've reached my voice mail. Please leave a message.
Telesekreterim cevap veriyor.Lütfen mesaj bırakın.
You've reached my voice mail.
Telesekreterim cevap veriyor.
Fucking voice mail.
Telesekreter çıkıyor.
So, it's voice mail now, is it, Ray?
Öyleyse bu bir sesli mesaj olacak, değil mi, Ray?
Just voice mail...
- Sadece mektup...
Voice mail.
Sesli mesaj.
This is Nina's voice mail.
Nina'nın telesekreter mesajıdır.
Switched over to voice mail.
Sesli mesaja yönlendirmişti.
There's no voice mail.
Telesekreter de yok.
Damn voice mail again.
Yine sesli mesaj.
The phone has been turned off, you will be connected to a voice mail after the beep
Aradığınız numaraya şu an ulaşılamıyor. lütfen sinyal sesinden sonra mesaj bırakın.
If he had turned it off, it would have gone to voice mail immediately.
Eğer kapatmış olsaydı, anında sesli mesaj alırdık.
The voice mail said to contact her here.
Telefondaki ses onunla konuşmak istediğini söylüyordu.
Animal control picked her up near Centennial Park, called the number on the tag, left a voice mail.
Hayvan ekipleri Centennial Park yakınlarında bulmuşlar, tasmasındaki numarayı arayıp sahiplerine mesaj bırakmışlar ama...
Yes, he left a message on my voice mail.
Evet, sesli postama bir mesaj bırakmış.
But it's not the kind of thing you leave on somebody's voice mail.
Ama bu, birinin sesli mesajına bırakabileceğiniz türden bir şey değil.
I think it's the same woman who does my voice mail.
Galiba telesekreterimdeki aynı kadın.
Suspect's cell is goin straight to voice mail.
Şüphlinin telefonu sesli mesaja yönleniyor.
- and asked you to save her some pie. - I don't know how to use the voice mail.
- Sesli mesajı kullanmayı bilmiyorum.
I must have left that on your voice mail, too.
İşe bak, bunu da sesli mesaj olarak bırakmış olmam lazım.
You could call her voice mail :
Ona sesli mesaj bırakabilirsin.
[Voice Mail] This is Sam. You've almost reached me.
Ben Sam.Neredeyse bana ulaştınız.
It's Woody, again... leaving, like, the second, third, 10th message on your voice mail.
Ben Woody, tekrar... ayrılmak üzereyim, bu sana iki, üç hatta onuncu sesli mesajım.
So it's probably going straight to voice mail.
Bu yüzden mesaj bırakman yeterli.
Yeah, her voice mail was full when I called.
Ben aradığımda telesekreteri dolmuştu.
She's not checking her voice mail.
Telesekreterini kontrol etmiyor.
- Please record your message... - I'm getting voice mail.
Telesekreter çıkıyor.
Mr. Buckley left a voice mail at around 3 : 30 a.m., said don't expect him today.
Bay Buckley saat 3 : 30 gibi aradı ve bugün gelmeyeceğini söyledi.
All my calls went to voice mail, so...
Her aradığımda karşıma telesekreter çıktı da.
What? It's going to voice mail.
Mesaj bırakıyordum.
Oh, why am I getting your voice mail!
Telesekreter de nerden çıktı şimdi?
- It just keeps going straight to voice mail.
- Sürekli telesekreter çıkıyor.
I still haven't gotten my voice mail to work.
Hâlâ işe ait sesli postam yok.
I hadn't heard from him since, which is bad enough, and then I get this voice mail yesterday.
Daha önce bu kadar kötü görmemiştim onu ve dün bir mesaj geldi.
We've been getting messages on our voice mail from our son.
Telesekretere oğlumuzun sesiyle mesaj bırakıIıyor.
I was... painting my nails... and I let it go to voice mail.
Ben oje sürüyordum ve telefonu açmadım. O da mesaj bırakmak zorunda kaldı.
It's a voice mail from one of the students who died in the crash.
Kazada ölen öğrencilerden birinden gelen sesli bir mesaj.
Veronica found a recording... a voice mail from one of the victims left at the precise moment of the accident.
Veronica, bir mesaj kaydı buldu. Mesaj, kurbanlardan birinin tam kaza anında bıraktığı mesajın kaydı.
Oh, it's the least big pat can do for me after leaving all those pervy messages on my voice mail.
Pat, benim için en azından bunu yapabilir. Hele onca sapık mesaj bıraktıktan sonra.
Sorry about that voice mail.
Sesli e-posta için üzgünüm.
If I didn't turn over that voice mail Veronica found, that bus would still be on the bottom of the sea.
Eğer Veronica'nın bulduğu telefon mesajı kaydını getirmeseydim otobüs hâlâ denizin dibinde olacaktı.
You have reached the voice mail of Priscilla Chase.
Priscilla Chase'in telesekreteri.
Yes, Jim. What about if we did an even newer voice-mail message that had even more zing and pep?
O bebek, koca dünyayı daha yeni yeni tanıyor.
"Of course, discretion..." "Contact my voice mail."
"Tabii ki, küçülme, taşınma..." falan filan.
Well, the "Giselle" number went straight to voice mail.
"Giselle" den sesli çağrılar alıyordu
Just went straight to voice mail.
Sadece sesli mesaj çıktı.
It's digitally transmitted, which dulls down the distinctive features of the caller's voice, and cell phone companies compress voice-mail files to conserve storage space, so... it's further masked.
dijital olarak iletilmiş, bu yüzden arayanın sesi üzerine yorum yapmak zor, ve cep telefonu şirketleri boş yerden kazanmak için sesli mesajları sıkıştırarak saklıyor, bu yüzden... ilaveten maskelenmiş.
If you reach his voice-mail, try again. Or not.
Eğer sesli-mesaj çıkarsa, tekrar dene.
mail 1462
mails 752
mailman 26
mailer 30
mail subtitling 35
mailing 22
mail address 85
mailed 39
mail account 50
mail you 19
mails 752
mailman 26
mailer 30
mail subtitling 35
mailing 22
mail address 85
mailed 39
mail account 50
mail you 19
mail it to me 18
mail call 19
mail me 20
mail accounts 18
mailed me 29
voice 254
voices 86
voicemail 54
voice breaking 417
voiceover 55
mail call 19
mail me 20
mail accounts 18
mailed me 29
voice 254
voices 86
voicemail 54
voice breaking 417
voiceover 55