Wake her up traduction Turc
1,616 traduction parallèle
Maybe we should wake her up.
Belki de onu uyandırmalıyız.
Do you need smelling salts to wake her up?
Kendine gelmesi için klor koklatmak ister misiniz?
Wake her up and put her on the phone, I have good news.
Onu uyandır ve telefona ver, iyi haberlerim var.
Don't wake her up.
Uyandırma.
I asked her to leave the house today and I'd..... taken her a cup of tea to wake her up.
Ona bugün evi terk etmesini söylemiştim ve onu uyandırmak için bir bardak çay götürmüştüm.
- Yeah, I could barely wake her up.
Onu bu sabah zor uyandırdım.
Don't wake her up!
Onu sakın uyandırma!
I didn't want to wake her up.
Onu uyandırmak istemedim.
She did not report for duty and I can't wake her up.
İşe gelmedi ve ben de onu uyandıramıyorum.
You're gonna wake her up and start talking about
Gördüm.
I tried to wake her up, but there was just blood.
- Uyanması için uğraştım. Ama o... kanıyordu.
No, no, no, don't wake her up.
Hayır, hayır, uyandırma.
You can always wake me up.
Beni her zaman uyandırabilirsin.
Well, yeah. I wake up every morning to find my husband has died again.
Evet. Her sabah yeniden kocamı ölü bulmak için uyanacağım.
I wake up every morning and what do I do?
Her sabah kalktığımda ne yapıyorum?
They'd wake me up all the time, Saturday mornings, you know singing Beatles songs to me, in harmony.
Beni her zaman uyandırırlardı, cumartesi sabahları bana Beatles şarkıları söyleyerek, uyum içinde.
Do you know what it's like to wake up each day with the knowledge that your life has no meaning?
Her sabah, hayatın bir anlamının olmadığını bilerek uyanmanın nasıl bir şey olduğunu bilir misin?
You wake up every night screaming, and I can't sleep.
Her gece çığlıklar atarak uyanıyor ve beni de uyutmuyorsun.
Nanaji should wake up to our growth every morning.
Nanaji her sabah büyüdüümüzün farkına varmalı.
We'll miss her very much, but we promise to always think of you when we laugh, wake up, fall asleep, and look at the ocean.
Seni çok özleyeceğiz.. .. ama söz veriyoruz.. .. gülerken, uyanınca..
I wake up every single morning and I tell myself that today's gonna be different
Her sabah uyanıyorum ve kendi kendime bugün farklı olacak diyorum.
Then, after you've gained 20 or 30 pounds because you're so fucking uptight all the time, you wake up and discover that you're working for your father-in-law in a position with a gratuitous title, and you're totally replaceable.
Her daim sinirliği olduğun için aldığın 15-20 kilodan sonra bir sabah uyanır ve kayın baban için gereksiz ve yerine her an başka birinin geçebileceği bir mevkide çalıştığını fark edersin.
You think of her the moment you wake up, don't you? Yeah.
Uyanık olduğun her dakika aklında o var, değil mi?
Let her wake up!
Bırak uyansın!
When I wake up in the morning. You are living in a fantasy world.
Her sabah uyandığımda bileklerimi kesmeme engel olan çocuklarımın sevgisi...
To wake up every morning to the smell of burning tar.
Her sabah, yanan katranın pis kokusuna uyanmak için.
Every morning when I wake up, I don't see my son, I don't see my husband. I see him.
Her sabah uyandığımda, oğlumu görmüyorum kocamı görmüyorum, sadece onu görüyorum.
These figures will wake up every young man who's sitting at home, twiddling his thumbs.
Bu rakamlar evinde oturup savaştan kaçan her genci kendisine getirecektir.
It's not my fault if, when I wake up in the morning, I think : will I see her again?
Sabahları "Onu yine görebilecek miyim?" diye uyanıyorsam, bu benim hatam değil ki!
Believe me, I wake up every morning and I ask myself the same question.
İnan bana, her sabah uyanıyorum. ve aynı soruyu kendime soruyorum.
- Fine. - You have to take two every morning, - the moment you wake up.
Her sabah uyanır uyanmaz iki tane almalısın.
Now he's trying to be a dad. And that means he's gotta wake up and sell used cars every morning for Buddy Garrity.
Ve şimdi ise bir baba olmaya çalışıyor ve bunun da anlamı her sabah erken kalkıp Buddy Garrity için araba pazarlamalı.
Well, you people are just determined to wake up every sleeping dog in the village, aren't you?
Sizler köyde uyuyan her köpeği. ... uyandırmaya kararlısınız değil mi?
You know, every morning I wake up and wonder what it would be like to just disappear.
Aslında, her sabah uyandığımda ortadan kaybolmanın nasıl bir şey olacağını merak ediyorum.
Yeah, right. We do it right here on the couch with the kids upstairs and Cooper about to wake up at any moment to puke.
Tam burada, kanepede, çocuklar yukarıda uyurken ve Cooper her an kusmak için uyanabilecekken.
I... I have tea and cookies every day when I wake up.
Her sabah uyandığımda çayla kurabiye yerim.
Yes, there are many things a housewife likes to wake up to, but an unexpected guest in her bed is not one of them.
Evet bir kadının Güne birlikte başlamak isteyeceği pek çok şey vardır, Ama yatakta beklenmedik bir misafir
You know, Dad, ever since I've been with Lana, I wake up wondering :
Aslında, baba, Lana ile beraber olduğumdan beri her gün şu fikirle uyanıyorum :...
I'll never wake up thinkin'it was all a waste, you know.
Her uyandığımda bunların hiç birinin boşa olmadığını göreceğim
is that you always have to wake up.
her zaman uyanmak zorunda olmak.
On my birthday, every year, I want... a foot massage as soon as I wake up, then breakfast in bed, Fresh home-made blueberry pancakes with expensive champagne and fresh squeezed orange juice.
Doğum günümde, her sene istediğim uyanır uyanmaz bir ayak masajı, sonra yatakta kahvaltı taze ev yapımı yaban mersinli krep, yanında pahalı bir şampanya ve taze sıkılmış portakal suyu.
But instead of this, I wake up day after day as freaking blueberry tart!
Bunun yerine ; geçen her gün, korkunç bir'yabanmersini tartı insanı'na dönüşüyorum.
So, you get to have sex and we get to wake some skanky girl up in the morning and kick her out?
Yani, sen seks yapacaksın, bizse sabah sabah bir kızı uyandırıp kapının önüne koyacağız?
So, anyway, I've been an addict since I was 14. About a year ago, I realised it was time to wake up and get sober.
Her neyse, 14 yaşımdan beri bağımlıydım, sonra bir yıl önce fark ettim ki uyanıp, ayık kalma zamanım gelmişti.
I was grateful when I could wake up not thinking about her.
Onu düşünmeden uyanabildiğim her güne şükrettim.
I can make it that you wake up every morning and your first thought will be, "How do I top myself?"
Her sabah uyandığında aklına gelen ilk düşünce "Kendimi nasıl öldürürüm?" olacak.
To begin with, every morning I wake up thinking,
Her sabah kalkıyorum ve düşünüyorum,
They always wake up.
Periler her zaman uyanır.
I wake up every morning wishing I did not know the answer to that question.
Her sabah kalktığımda, bu sorunun doğru cevabını keşke bilmeseydim diyorum.
But Cammie keeps going over there every day after school, and by the time Sheila's mom gets home from her second job at the dog track... lame... she doesn't have enough energy to wake Cammie up and kick her out in the street.
Cammie her gun gelip, bize bunlari anlatiyor Cammie de merak etti ve gidip bakmak istedi. .. ama Cammie nin gelmeye gucu bile yoktu.
And every day, like the day before, I wake up, wash my face, look myself in the mirror,
Ve her gün, tıpkı bir önceki gün gibi uyanıyorum, yüzümü yıkıyorum ve aynada kendime bakıyorum.
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50