Wake up traduction Turc
26,044 traduction parallèle
Okay, so obviously this is a little bit awkward, but after a good night's sleep, you should wake up none the wiser.
Pekala bunun biraz garip olduğunu .. kabul ediyorum ama iyi bir uykunun ardından hiçbir şey hatırlamayacaksın bile.
Wake up!
Uyan bakalım!
I said wake up.
Uyan dedim.
Then one day when you wake up, you say, "Gee, you know, I-I think I'd like to go back in the field."
Sonra bir gün uyanıp "Galiba sahaya dönmek istiyorum" mu dedin?
Wake up, boys!
Kalkın bakalım!
No, you're just gonna lie down in a coffin, hope that when you wake up, the mess you made will be cleaned up.
Hayır sen sadece bir tabuta yatarsın, ve uyandığında tüm yarattığın sorunların hallolduğunu umarsın..
Bonnie won't wake up.
Bonnie uyanmadı hala.
And you are the single best person for our girls to see when they wake up.
Sen ise kızlarımız uyandığında görmek isteyeceği en iyi kişisin.
So as much as I want Bonnie to wake up, I'm not exactly looking forward to doing that again.
Her ne kadar Bonnie'nin uyanmasını istesem de aynı şeyleri tekrar yaşamayı istemiyorum.
Well, maybe one day you'll wake up and realize that I deserve the same respect that she did.
Belki bir gün uyanır ve anlarsın o ne kadar hakettiyse ben de o derece hakediyorum o saygıyı.
I had to get you to wake up somehow.
Seni bir şekilde geri getirmeliydim.
Come on, Bon-Bon, you know everything I've said was just a ploy to make you wake up, right?
Yapma ama Bon-Bon, söylediğim her şey seni uyandırmak içindi biliyorsun.
You just have to wake up and find it.
Sadece uyanmalı ve o hayatı bulmalısın.
Wake up.
Uyan.
Wake up!
Uyan!
[driver] I wake up five, six times a night.
Gecede beş altı kez uyanıyorum.
[voice breaking] I'm scared she's never gonna wake up.
Uyanamazsa diye korkuyorum.
I need you to wake up.
Uyanman gerekiyor.
Wake up wake up wake up.
Uyan, uyan, uyan. - Yardımına ihtiyacım var.
- And it doesn't look like... - It doesn't look like he's gonna wake up ever. - Overruled.
- Reddedildi.
But I do believe that one of these days you're gonna wake up and know exactly who you are.
Ama inanıyorum ki, bir gün... uyanacaksın ve kim olduğunu biliyor olacaksın.
Or... you wake up one day and find yourself eating quinoa.
Veya... bir gün uyanıp kendini kinoa yerken bulacaksın.
Yeah, we didn't want, you know, Darlene to wake up and see us,'cause... that would be awkward.
Evet, Darlene'in uyanıp bizi görmesini istemedik, çünkü... garip olurdu.
No, wake up!
Hayır, uyan!
Alfred, wake up.
Alfred, uyan.
Either give me what I want or wake up tomorrow to a lawsuit that will color the entirety of your short run as university president.
Ya bana istediğimi ver ya da yarın sabah, kısa dönem rektörlüğüne canlılık katacak davaya uyan.
I still have nightmares, wake up screaming.
Hala geceleri kabus görüyor, çığlık atarak uyanıyorum.
I don't want to wake up and realize none of this was real.
Bir gün uyanıp aslında hiçbir şeyin gerçek olmadığını fark etmek istemiyorum.
To the point that I wake up every morning and I think, "Maybe we should just go to jail."
Uzun lafın kısası her sabah uyanıp şunu düşünüyorum "Belki de hapse girmeliyiz."
Wake up.
Kalk.
I would call, but I-I didn't wanna... you know, and wake up Lena.
Arayacaktım ama şey yapmak istemedim Lena'yı uyandırmak istemedim.
Hey, wake up.
Uyan.
Hey. Hey. Wake up.
Uyan.
Come on, wake up.
Hadi uyan.
I was afraid you wouldn't wake up in time for me to say good-bye.
Veda vaktinden önce uyanmamandan korkuyordum.
And here I was afraid I wasn't gonna wake up at all.
Ben de hiç uyanamamaktan korkuyordum.
And you can tell me all about it... When you wake up.
Ayrıntılarını uyandığınızda anlatabilirsiniz.
Then I wake up.
Ardından uyanıyorum.
If those MPs wake up, the first thing they're gonna do is move John and all the other prisoners to a more secure location, and we lose our shot.
O askerler uyanırsa yapacakları ilk iş John ve diğer mahkumları daha güvenli bir yere taşımak olur, ve biz de şansımızı kaybederiz.
You used to wake me up in the middle of the night, and we'd sneak down to the pool.
Gecenin bir yarısı beni uyandırırdın. Havuza girerdik.
So, someone has to wake them up and tell them the truth.
Birinin onlara gerçeği anlatması lazım ama.
- [man] I couldn't wake her up.
- Onu uyandıramadım.
Sorry, I didn't want to wake you up.
Özür dilerim, seni uyandırmak istemezdim.
Wu sorry to wake you up.
Wu, uyandırdığım için üzgünüm.
Diana honey wake up.
Diana, tatlım uyan.
I'm sorry, I hope I didn't wake you up.
Özür dilerim, umarım seni uyandırmamışımdır.
I got to wake Lena up and go.
Gidip Lena'yı uyandırayım da gidelim.
Why didn't you wake me up?
Beni neden uyandırmadın?
All right, now, to wake him up, yell "immigration" or tickle his...
Tamam, şimdi uyanması için "göçmenlik bürosu" diye bağırın, ya da şeyini...
Wake me up when the action starts.
Hareket başlayınca uyandırırsınız.
Wake up the team.
Ekibi uyandır. Pek vaktimiz yok.
uptight 38
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up yours 130
up next 81
upside down 57
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up yours 130
up next 81
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up high 87
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up high 87