Way up traduction Turc
13,864 traduction parallèle
Good on you for coming all this way up. But no one has been reported missing.
Kalkıp onca yolu geldiğiniz için tebrikler ama kimse kayıp ihbar etmedi.
You can see why people liked him so much on his way up.
İnsanların onu neden bu kadar çok sevdiğini görebilirsiniz.
I know, but it goes all the way up to my...
Biliyorum, ama ta şeyime kadar gidiyor...
You know where I am from boy, we would be half way up there by now.
Oğlum, benim geldiğim yerde şimdiye yolu çoktan yarılamıştık.
All the way up!
Sonuna kadar!
All the way up.
Sonuna kadar aç.
It's also the only way up.
Aynı zamanda da tek çıkış yolu.
Bourne's on his way up to you.
Bourne yanınıza geliyor.
I was just on my way up to see Sergeant Korsak.
Ben de Komiser Korsak'ı görmeye geliyordum.
Put up roadblocks all the way up to Rowena.
Rowena'ya kadar yolları kapattık.
It's so pretty on the way up here.
Buralara kadar gelmen çok hoş.
Guess how she shinned her way up the greasy pole.
Bu mevkiye nasıl geldiği belli.
I'm on my way up.
Yoldayım, geliyorum.
I ran into Hector on the way up.
Yukarı çıkarken Hector'la karşılaştım.
Probably all hopped up on blow, the way he's actin'.
Muhtemelen Ali Cengiz oyunu yapıyor.
- Nothing is easy, there is no way out, so just give up.
- Hiçbir şey kolay, hiçbir çıkış yolu yok, sadece vazgeç.
But most people that have success wind up getting a free one-way ticket.
Ama çoğu insan buraya tek gidişlik bir bilet hakkı kazanabilir.
You fucked up way worse than... you fucked up so much, ain't nothing left to fuck up.
Her şeyin içine ettin... Her girdiğin işi bok ettin, eline yüzüne sıçrattın.
Just make sure you pick me up a bag of that whole bean Arabic Intense on the way out.
Çıkarken bana bir paket koyu Arap kahvesi al, yeter.
Pop thinks he has a way to clear this mess up.
Babalık bu işi temizleyeceğini düşünüyor.
I'll call the precinct, tell'em we're on our way, have'em cue up the footage.
Merkezi arayıp yolda olduğumuzu söyleyeceğim, kayıtları hazır etsinler.
Don't let this twist you to the point where you can't see which way is up.
Burnunun dibini göremeyecek kadar kendini kaptırma.
Then I'll think of some way to help Claire and everybody else up there.
Sonra Claire'e ve yukarıdaki herkese yardım etmenin yolunu düşünürüm.
Now, I picked this up... on the way, just in case.
Gerekebilir diye gelirken bunu almıştım.
But I did not end up there because of lack of religious beliefs, sir... if that is what you are suggesting in a roundabout way.
Ama size dini eksiklikler yüzünden ayrılmak istediğimi söylemedim, efendim eğer dolaylı yoldan kast etmeye çalıştığınız buysa.
The pitching would be a lot faster than what I'm used to... and I don't think choking up on the bat, the way I did at home... is going to solve my hitting problems at this level of competition.
Zemin, benim düşündüğümden çok daha fazla hız gerektiriyor olmalı ve sopayla eskiden kavradığım şekilde topa vurmam, bu seviyedeki bir ligde yetersiz kalacaktır.
I wonder if everyone, after they die... remembers all the little details and decisions they made... all the reasons they ended up ending the exact way they did.
Öldükten sonra hatırlanır mı, merak ediyorum. Bütün o ince detaylar ve aldığın kararlar senin yok olmana doğru giden bu yolda tüm yaşanacakların sebebi olacaktır.
Yeah, that way. After you unload the car, let's go inside and get cleaned up.
Arabayı boşalttıktan sonra içeri girip temizlenin.
And that's if you make it up there without one of those bastards killing you on the way.
O da, oraya gidene kadar piçleri seni öldürmezse.
With Angelo out of the way, he can scoop up all of the shares.
Angelo'nun yolundan çekilmesiyle, geri kalan tüm hisseleri toplayabilecek.
There is no way... Durant gives up Ogden.
Durant'in Ogden'dan vazgeçmesine imkân yok.
I just spent two hours with three women whose parents clearly did something wrong because there's no way a well-adjusted person would stick licorice rope up their - licorice rope?
İyi yetiştirilme imkanları olmadığı için, aileleri tarafından yanlış yönlendirilmiş 3 kadınla daha yeni iki saat geçirdim. ki onlar az önce meyan köklerini.. Meyan kökü ipi mi?
There's no way we're gonna keep up with the defense's resources.
Savunmanın kaynaklarıyla ayak uydurmana imkan yok.
There's only one way to shut up dershowitz.
Dershowitz'i susturmanın sadece bir yolu var.
But, Daddy, what if I sit up front on the way and she sits up front on the way back?
Şimdi ben önde otursam gelirken de o önde otursa olmaz mı?
I'll end up like Samson, going out Georgia way.
Benim sonumda tıpkı Samson gibi Georgia'ya gitmek olacak.
- Now, which way is up on this thing?
- Bu şeyin neresi yukarı?
- If you screw this up and hurt her in any way,
Eğer bunu batırırsan ve onu bir şekilde incitirsen seni müebbet hapise tıkarım.
Meanwhile, Chris Rock is tied up in his basement calling out for my help, and you're standing in my way.
Bu sırada Chris Rock bodrumda eli kolu bağlı bir şekilde benden yardım bekliyor. Ve sen de bana engel oluyorsun.
I think I've figured out a way to make it up to you.
Sanırım bunu sana telafi etmenin bir yolunu buldum.
There's no way we can clean this up by ourselves.
Bunu bir başımıza temizlememizin imkânı yok.
Pull myself back up the way I came in.
Tıpkı içine girdiğim gibi kendimi yukarı çekerek.
He doesn't know which way is up, he couldn't organise a proverbial piss-up.
Hiç yol yordam bilmez o. Hiçbir işi beceremez.
Our reinforcements are on their way, we will retreat until we can join up with them and the other Austrian divisions.
Destek birliklerimiz yoldalar. Onlarla ve diğer Avusturya tümenleriyle birleşene dek geri çekileceğiz.
Make way, back up.
yolu açın, geriye gidin.
That's way too high up.
Çok yüksek orası.
Up next, we got a little Conway Twitty coming your way.
Sırada, Conway Twitty var.
This is about focusing on the issues that really matter, preserving British values and standing up for our way of life against the PC brigade...
Bu mesele, İngiliz değerlerini koruyarak ve politik doğru kişilere karşı yaşam tarzımızı koruyarak gerçekten önemli olan şeylere odaklanmak ile ilgili.
Some way for people to hook up with each other using the Internet?
İnsanların onu kullanarak buluşabileceği bir yol geliştirmişsiniz.
Every time I try to do things someone else's way, it blows up in my face.
Ne zaman bu işi başkalarının yöntemiyle yapmaya çalıştıysam yüzümde patladı.
I began to feel I should stir up those feelings inside myself so I could feel that way again with my wife.
Karımla yeniden o şekilde hissedebileyim diye içimdeki şu duyguları uyandırmam gerektiğini hissetmeye başladım.
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50