We'll get her traduction Turc
1,285 traduction parallèle
Yeah. We'll use her to help us get it, and we'll take off.
Bulmak için kızı kullanacağız ve ayrılacağız.
There's some guy behind the diner. He'll get her as soon as we're gone.
Birazdan birileri onu almaya gelecek.
We'll show her the ropes. I'll get her started on the art of giving orders.
Ona emir verme sanatını öğretirim.
We'll try to get along without her.
Artık onsuz halletmeye çalışacağız.
When you get well, like before, we'll contact Enchant and it'll be fine...
Öncekisi gibi iyileştiğin zaman Enchant ile irtibata geçeriz, sonra da her şey yoluna girer- -
We sweat for 1 3 hours, we have no food when we get home, but she does, it's warm in her house. Will things change now for the workers? I'll take orders from anyone to be able to keep them, pay them so they can feed the kids, but I need a market.
Gelgelelim, ekonomik küreselleşmeyi destek işinde eğitim sisteminin ve medyanın rolünün bilincinde olan insan sayısının gittikçe arttığını görmek cesaret verici.
- We'll get her checked out.
- Doktorlara göstereceğiz.
We'll never get her back with a wound like that.
Öyle bir yarayla asla onu kıpırdatamayız.
- Why don't we just -? - Get her in here... -... or I'll have the police talk to her.
Ya onu getirirsin ya da polis onunla konuşur.
Moya's got some fahrbot idea about going back into the asteroid field to look for her baby even though we'll surely get captured by Peacekeepers and I don't have to tell you what happens then.
Moya asteroid alanına dönüp bebeğini aramak gibi aptalca bir fikre kapıldı. Barış Muhafızlarının bizi yakalayacakları kesin olmasına rağmen ondan sonra olacakları sana anlatmama gerek yok.
Do great on the final, get her to make the offer official... and we'll deal with it then.
Finalde iyi not al, hocan resmen teklif etsin o zaman karar veririz.
Just give her your number or we'll never get out of here.
Ona telefonunu ver yoksa burada hiç çıkamayacağız.
She wants justice for her memory. We reach out to her again, I think she'll defy him again to get it.
Ona tekrar gidersek, bence kocasına tekrar karşı çıkacak.
We reach out to her again, I think she'll defy him again to get it. We can't ask unless we're ready to protect her.
Onu koruyamayacaksak, bunu isteyemeyiz.
We'll scare the crap out of her and you'll get you $ 1.000 closer to your snippity-doo-da day.
Onu korkutup aklını başından alacağız. Sen de 1000 $ kazanmış olacaksın.
Just get her in my chains, Athena...,... then we'll see how long she lives.
Bu işi zincirime bırak, Athena. Bakalım o zaman ne kadar daha yaşayacak.
If she's there, we'll get her out.
Eğer oradaysa, onu oradan çıkaracağız.
We'll get her out after this is over.
Bu iş bitince onu çıkaracağız.
"We'll get her"?
"Onu çıkaracağız" mı?
If you don't go with me, we'll see each other every chance we get.
Benimle şimdi gelmezsen, her fırsatta yüz yüze görüşürüz.
I'll give her some throttle. We gotta get those dirty German bandits.
O pis Alman uçaklarını vurmalıyız.
Come on, enough, just withdraw your complaint, we'll get Lisa out ofjail and bring her here.
Yeter artık! Şikayetinizi geri alın, Lisa hapisten çıksın ve...
It'll be great, once we get used to it
Bir alıştık mı her şey çok daha güzel olacak.
We'll spray all around the meteor then get out of here as fast as we can.
Meteorun her tarafına selenyum sıkıp... hemen buradan çıkacağız.
They'll find us like they found her and until then we get in.
O zamana kadar yapabileceğimizi yapalım.
- What? Don't worry, we'll get you out of here.
Merak etme sevgilim, her şey yoluna girecek.
NO NEED TO RUN, WE'LL GET YOU ANYWAY!
Kaçmayı sakın deneme, seni her şekilde götüreceğiz!
Don't worry, Reverend. We'll get her back safely.
Endişelenme Peder, onu sağ salim getireceğiz.
If she's not here when I get back, we'll call all her friends, everyone we know, until we find out where she's gone, OK?
Döndüğümde burada olmazsa gittiği yeri bulana kadar bütün arkadaşlarını, bütün tanıdıklarımızı arayacağız. Tamam mı?
We'll get her admitted.
Hastanın kaydını yapalım.
With any luck, we'll be back with Ortiz before you get this, but in case you're looking for us, we're headed for Benisara to look for her there.
Şansımız yaver giderse siz bunu almadan önce Ortiz'i bulmuş oluruz. Bizi ararsanız haberiniz olsun. Benisara'ya onu aramaya gidiyoruz.
We'll just have to talk to Cordelia, get her to- -
Evet. Cordelia'yla konuşmalıyız.
To get her out of that castle, we'll need a lot of muscle.
Onu o kaleden çıkarmayı düşünüyorsak, çok fazla kas gücüne ihtiyacımız olacak.
We'll get her back, I promise.
Onu geri alacağız. Söz veriyorum.
But we'll get her.
Hayır olmaz.
We'll never get her back.
Onu hayata döndüremeyeceğiz İlan ediyorum
We'll get your man back, and then you'll let the Fortunate continue on her way.
Adamınızı geri vereceğiz sizde Fortunate'nın yoluna devam etmesine izin vereceksiniz.
Ah... well get Jool, and her mate and then we'll wait.
Ah.... o halde Jool ve onun eşini al ve sonra bekleyeceğiz.
Then we'll get a court order for his DNA to match to her assault.
Mahkeme kararıyla DNA örneğinin saldırıyla tutup tutmadığına bakarız.
WE'LL DO WHATEVER WE CAN TO GET HIM OUT.
Onu kurtarmak için her şeyi yapacağız.
Whatever happened, we'll get through it.
Her ne olduysa üstesinden geleceğiz.
We'll need a go-between to get it away from her.
Araya birini sokup, o değneği almamız lazım.
I'm really sorry, but I'm afraid you're gonna have to come with us while we grab a bite, and then we'll go get your money afterwards, OK?
Çok üzgünüm ama korkarım biz bir şeyler yemeye giderken sen de bizimle gelmek zorunda kalacaksın. Paranı almaya sonra gideriz, tamam mı? Her neyse...
And we'll pray, of course. Were you able to get her up to 75? No.
- Önlemlerini al, sorun çıkmayacaktır.
We'll get both bullets to the lab.
Her iki kurşunu da laboratuara göndereceğiz.
Maybe someday we'll... bump into each other and there'll be a spark... and I'll get to have her.
Belki bir gün karşılaşırız ve bir kıvılcım doğar ve o benim olur.
Then we'll just... And then they won't get thirsty... Whichever way it is, if we go there, and it's the mating grounds, then we'll just watch them from a brush.
Oraya gidersek, her neredeyse oraya gidersek, kaynağa ulaşacağız.
- I'll do everything if we get out before you You know the address? Whatever it takes, I get you out of here!
- Her şeyi yaparım sizden daha erken buradan çıkarsak, tabii ki de neye mal olursa olsun, seni buradan çıkaracağım!
She thinks that if we do a deal with the Dutch she'll end up with nothing and the nanny will get it all.
Sanıyor ki, eğer biz Hollandalılar'la anlaşma sağlarsak... her şeyi dadı alacak ve ona bir şey kalmayacak.
I swear we'll pay every penny back. Just get...
Yemin ederim her sentini geri ödeyeceğiz.
- We'll get her for negligence.
- Onu ihmalle suçlayabiliriz.
we'll get her back 25
we'll get through this together 19
we'll get through this 109
we'll get' em 26
we'll get there 126
we'll get you there 19
we'll get through it 33
we'll get by 19
we'll get started 16
we'll get back to you 40
we'll get through this together 19
we'll get through this 109
we'll get' em 26
we'll get there 126
we'll get you there 19
we'll get through it 33
we'll get by 19
we'll get started 16
we'll get back to you 40
we'll get it done 28
we'll get him 150
we'll get him back 23
we'll get married 30
we'll get to the bottom of this 23
we'll get right on it 22
we'll get to that 62
we'll get you out 39
we'll get it back 20
we'll get you out of here 38
we'll get him 150
we'll get him back 23
we'll get married 30
we'll get to the bottom of this 23
we'll get right on it 22
we'll get to that 62
we'll get you out 39
we'll get it back 20
we'll get you out of here 38