We already did traduction Turc
366 traduction parallèle
We already did everything we could possibly imagine... to please the Holy See regarding the fugitives, but it doesn't seem to have been enough.
Vatikan'ı hoşnut edebilmek için.. .. kaçaklarla ilgili yapılabilecek her şeyi yaptık. Görünen o ki yeterli değil.
- l think we already did that.
- Kabul edildi bile.
We already did.
- Aldık bile.
- We already did the arteriogram.
- Damar grafiğini aldık.
WE ALREADY DID THAT.
O işi zaten yaptık.
WE ALREADY DID THAT.
Onu da yaptık.
Perhaps we already did not break the record.
Sis yüzünden yavaşlayacağız sanırım.
We already did. You were in the kitchen.
Dedik zaten siz mutfaktayken.
But we already did it.
Fakat zaten çektik.
- We already did.
- Zaten yaptık.
Unless we already did.
Eğer daha önce gidip yemediysek.
- We already did that
- Kıstık zaten.
We already did that.
Bunu zaten yapmıştık.
- We already did your work for you.
Bu gece onları çalıştırabilirim sanırım.
W-We already did.
Çoktan dinledik.
We already did.
- Bulduk bile.
Like we already did with that traitor, Krevlornswath.
Tıpkı o hain Krevlornswath'a yaptığımız gibi.
And I thought we already did that experiment, and it didn't work.
Bu deneyi daha önce yaptığımızı ve işe yaramadığını gördüğümüzü sanıyordum.
We already did. Yes.
- Biz onu çoktan yapmıştık.
- Now listen, Mr. Dude. We already took up a collection, we did.
- Otele yerleşmesi için altmış beş dolar topladık,
- Did you tell him we already have?
- Yemek mi dedi?
- We tell him you already did.
- Zaten bunları yapmıştı.
I guess we did that already.
Bunu zaten yaptık sanırım.
Moscow radio's already saying we did it.
Moskova radyosu bizim yaptığımızı söyledi.
"but we'll never tell you his name." I said, "I already know who did it." I told him the name.
Clermont Polis karargâhındaki bir günü hatırlıyorum da adamın biri bana, "Öç almak istiyor musun?" diye sordu.
- Many black men already did, and many others are now dying in this country ; if we're on the top of the movement, it's because we pay personally.
- Birçok siyah adam zaten öldü, ve diğer birçoğu da şu an bu ülkede ölmekteler ; eğer biz bu hareketin öncüsü isek, bunun sebebi bedelini kişisel olarak ödememizdir.
If we did not have care, passed one week already we smelled badly.
Dikkat etmezeniz bir hafta içinde kokmaya başlardınız.
We already know who did this.
Bunu kimin yaptığını zaten biliyoruz.
- No, we did one of your things already.
- Hayır, senin işlerinden birini yaptık.
Before we did Sergeant Pepper, we were given a license to kill, so to speak... because we were already successful.
Sergeant Pepper'ın ardından, dilediğimizi yapma hakkına sahiptik. Çünkü başarılı olmuştuk.
I already did that when we opened the office.
Büroyu açtığımızda bunu yaptım zaten.
I already did before we went out.
Çıkmadan kitlemiştim zaten.
We did not need already his services.
Artık hizmetlerinize ihtiyacımız yok.
Charlie, I already told ya. We did not go to the North Pole.
Söylemiştim, Kuzey Kutbu'na gitmedik.
We ought to be able to find out if any is missing. I already did.
Bunlardan kaybolan bir yer olup olmadığını bulun.
We already know what you did.
ner yaptığını zaten biliyoruz.
We would've already had this, kind of, awkward kind of, yikes-what-did-we-do conversation.
Yine de bu rahatsız edici "aman biz ne yaptık" konuşmasını yapardık.
Well, no. Because we did that already to come here, so...
Hayır, buraya gelmek için borç almıştık zaten.
Did we score already?
Şimdiden sayı yaptık mı?
We already did.
- Biz zaten göz attık.
Did we already start? Oh.
Peder, başladık mı?
I am suggesting that Colonel Burton and his tests did not reveal anything we didn't already know.
Albay Burton ve testlerinin bizim zaten bilmediğimiz bir şeyi ortaya çıkarmadığını öne sürüyorum.
We did the impressed thing already.
Etkilenmiş gibi yapmıştık. Bizi o sınava girmeye mecbur bırakmalarından nefret ediyorum.
We already kind of did it once.
Bir kere yaptık sayılır.
Yes, he did, but we'd already set two hot charges.
Bu doğru mu? Evet, söyledi, ama iki patlayıcı yerleştirmiştik.
You already did, but at least this time, we've been given the chance to say good-bye.
Zaten kaybettin, en azından bu sefer birbirimize hoşça kal deme şansımız var.
Why don't we let them paralyze us, bind us to the wall, and infect us with their Magog eggs? Oh, gee, we did that already.
Neden bizi felç edip duvara yapıştırmalarına ve Magog yumurtalarını yerleştirmelerine izin vermiyoruz?
You've probably already heard what... we did with it.
Büyük ihtimalle onunla ne yaptığımızı zaten duymuşsundur.
- Did we pay for the lettuce already?
- Marulların parasını vermiş miydik?
I told you already that your father would be mad if we did it.
Bunu yaparsak babanın kızacağını sana söylemiştim. - Selam.
We'II run it. I already did.
- Ben baktım bile.
we already have 39
we already knew that 23
we already know that 23
we already know 21
we already are 20
already did 82
did you sleep well 186
didn 48
did you 5422
didi 196
we already knew that 23
we already know that 23
we already know 21
we already are 20
already did 82
did you sleep well 186
didn 48
did you 5422
didi 196
diddy 20
diddle 17
didier 45
did i stutter 40
diddly 34
didn't 148
did you miss me 258
did you like it 169
did you call me 65
did you have a good day 34
diddle 17
didier 45
did i stutter 40
diddly 34
didn't 148
did you miss me 258
did you like it 169
did you call me 65
did you have a good day 34
did you get it 332
did you know 464
did you hear that 1358
did you find it 130
didn't you get the memo 17
did you see a doctor 19
did you do it 192
didn't you understand 22
did not 114
did you say something 194
did you know 464
did you hear that 1358
did you find it 130
didn't you get the memo 17
did you see a doctor 19
did you do it 192
didn't you understand 22
did not 114
did you say something 194
did you know that 655
didn't see that coming 50
did it work 301
didn't you know 173
did you see that 1004
didn't they 429
didn't see you 18
didn't see that coming 50
did it work 301
didn't you know 173
did you see that 1004
didn't they 429
didn't see you 18