We eat traduction Turc
7,854 traduction parallèle
- All right, first up, we eat meat. Never let your guard down.
- Asla gardını düşürme!
Why did we eat all three turkeys?
Neden üç hindiyi de yedik ki?
When do we eat?
Ne zaman bir şeyler yiyeceğiz?
I mean, does it really matter what we eat?
Yani ne yediğimizin bir önemi var mı?
We eat a lot of crustaceans around here.
Burada çok fazla deniz ürünü yiyoruz.
We eat this and go back to Seoul
Bunu yiyip Seul'e geri döneceğiz.
We should be okay if we eat this before 2006.
Bunu 2006'dan önce yersen birşey olmaz.
In and out, short and sweet, we eat and treat.
Girer çıkarız, oldu bitti, yeriz içeriz.
We don't even eat shrimp.
Biz karides yemeyiz.
The kind of eggs I thought we'd agreed to eat for the rest of our lives.
Hayatımızın geri kalanında yemek konusunda anlaştığımız yumurtalardan..
Remember when I said we should stop making all these flowery cupcakes and just make ones that say mean things like "eat it" and "lick me"?
Süslü püslü cupcakeler yapmayı bırakıp onun yerine "götüne girsin" ve "yala beni" gibi kaba şeyler yazan cupcakeler yapalım dediğimi hatırlasana.
- We'll eat breakfast, then keep moving.
Kahvaltı edip yola devam edeceğiz.
We're gonna have all the pizza you can eat, 20 different cakes, and Lorde is going to play live.
Yiyebileceğiniz pizzalar, 20 farklı pasta ve Lorde sahne alacak.
- All the pizza we can eat?
- Yiyebileceğimiz pizzalar mı?
We have the obligation to make this thing right and tell people what is and isn't safe to eat.
Bir şeyleri doğru yapmak mecburiyetindeyiz ve insanlara neyin yenilebilir neyin yenilemez olduğunu söylemeliyiz.
We had no idea what to serve people to eat, okay?
İnsanlara ne ikram edeceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz yoktu, tamam mı?
What is it for? We built the pyramid a long time ago to illustrate how much people should eat of the four basic food groups.
- Uzunca bir zaman önce insanlar yemesi gereken temel besinler hakkında bir piramit oluşturmuştuk.
Maybe we can grab a bite to eat after class tonight.
- Belki dersten sonra birlikte bir şeyler atıştırırız.
This is a family dinner. We all eat together.
Aile yemeği bu, birlikte yiyeceğiz.
We don't eat. We don't sleep.
Yemek yemeyiz, uyumayız.
We'll get the power back and we'll eat and it'll be great.
Elektrik gelir, yemek yeriz, çok da güzel olur.
We can't eat any of this.
Bunları yiyemeyiz.
We're here to eat lunch.
Bir şeyler yemek için geldik.
I thought we were gonna eat lunch together, like always.
Her zaman olduğu gibi beraber öğle yemeği yiyeceğimizi sanmıştım.
I know I burn in the sun, we covered compulsion and snatch, eat, erase.
Gün ışığında yandığımızı biliyorum. Etki altına alabiliyoruz. Yakala, beslen, unuttur.
In case nobody noticed, we're standing on the planet that the planet-eating dude is gonna eat.
Bilmem fark ettiniz mi ama şu anda gezegen yiyen elemanın birazdan yiyeceği gezegende bulunuyoruz.
We didn't eat your stupid guacamole!
Senin sosunu biz yemedik.
We're never gonna eat.
Asla yemek yiyemeyeceğiz.
You know, there are people that live in the street and have nothing to eat, and here we are with this bountiful feast of lo mein and moussaka and root-beer cake, and we're inside, where it's warm and nice and...
Sokakta yaşayan insanların yiyecek bir şeyleri yok bizimse burada makarnamız, musakkamız, pastamız var alkolsüz biramız var. Üstümüzde bir dam, sıcak ve güzel bir...
Let's eat, and then we'll clarify everything.
Hadi yemek yiyelim ve sonra her şeyi açıklığa kavuşturacağız.
We're going to drink us some tea, butter up a scone, maybe eat some fish and chips, nice and crispy, crispy batter.
Çay içip, ekmek yağlayacağız biraz balık ve patates kızartması, güzel, çıtır çıtır yufka da yeriz belki.
Maybe we should have let galactus eat him.
Belki de bıraksaydık da Galactus onu yeseydi.
You think we're gonna eat the swill these chuckleheads make when we have someone who can cook like this?
Böyle güzel yemek yapabilecek biri varken bu budalanın iğrenç yemeklerini yiyeceğimizi mi sandın? - Tabi.
I'm not even kidding. Like, I think having Rusty cook for us every day here, and his team, we all eat together.
Hiç abartmıyorum, bize her gün Rusty ve ekibi yemek yaptı.
We have no protection back here. We have nothing to eat.
Bizi koruyacak bir şey yok, yiyeceğimiz de kalmadı.
Are we gonna eat soon?
Artık yemek yiyebilir miyiz?
Okay, I guess we should eat.
Pekâlâ, sanırım yemeğe başlayabiliriz.
Peter, we can't eat a live turkey.
- Peter, canlı bir hindiyi yiyemeyiz.
Because so far, everything we've encountered out here wants to eat or blow us up. All of us.
Çünkü şimdiye kadar karşılaştığımız her şey ya bizi yemeyi ya da havaya uçurmayı istiyordu.
We should have let Galactus eat you.
Seni Galactus'a yem etmeliydik.
We'll eat cheese on the wheel and-and make out.
Onun üzerinde peynir yiyip sevisiriz.
Okay, well, maybe we just eat in separate corners of the room. Great.
- Tamam, o zaman biz de ayrı köşelerde yeriz yemeğimizi.
We're not allowed to eat them.
Yemeye iznimiz yok.
Like, the other night, we went out to eat at a restaurant,
Mesela geçen gece, dışarıda bir restoranda yemek yemeğe gittik.
We can't eat to save our lives...
Hayatlarımızı kurtarmak için yemek yiyemeyiz.
We don't eat babies!
Biz bebek yemeyiz!
I told you, we don't eat people.
Dedim ya, biz insan yemeyiz.
We can tell him I'm the Trubshaw baby, and that the boxtrolls didn't eat me and he'll stop Snatcher!
Ona Trubshaw bebeği olduğumu ve kutucücelerinin beni yemediğini söyleriz, o zaman Kapar'ı durdurur!
And then we can eat cheese together in the Tasting Room.
Sonra hep birlikte Tadım Odası'nda peynir yeriz.
- We're not allowed to eat hot dogs.
- Bizim sosisli yememiz yasak.
- How we gonna eat?
- Ne yiyip içeceğiz?
eating 184
eater 122
eaten 38
eat me 116
eat my shorts 18
eat a dick 20
eaters 43
eat shit 72
eat your heart out 25
eat your food 42
eater 122
eaten 38
eat me 116
eat my shorts 18
eat a dick 20
eaters 43
eat shit 72
eat your heart out 25
eat your food 42
eat your dinner 19
eat a lot 33
eat your breakfast 34
eat more 18
eating contest 28
eating bacteria 17
eat something 105
eat it 402
eat that 46
eat well 20
eat a lot 33
eat your breakfast 34
eat more 18
eating contest 28
eating bacteria 17
eat something 105
eat it 402
eat that 46
eat well 20