We still are traduction Turc
2,972 traduction parallèle
Are we still fighting without actually fighting?
Ortada bir kavga yokken, hala kavga mı ediyoruz?
We are still partners, yes?
Hâlâ ortağız değil mi?
We are still just so proud of you.
Seninle hâlâ inanılmaz gurur duyuyoruz.
We're still not getting paid by anyone, though, are we?
Yani kimse bize ödeme yapmayacak, değil mi?
You are forgetting we are still in possession of an extremely valuable software prototype.
Unutuyorsun ki elimizde çok değerli bir yazılım prototipi var.
Why are we still here?
Neden hâlâ buradayız?
Are we still talking about the award?
Hâlâ ödül törenini mi konuşuyoruz?
I have missed the way you say "Cuba." We all have issues, but together, you guys are still amazing! You see?
Küba diyişini özlemişim.
You're not still upset about the whole we-think-you're-guilty thing, are you?
Tüm bu "Suçlu olduğunu düşünüyoruz." olayından dolayı hala üzgün değilsin, değil mi?
That is because we are still committed to your case, Thane, and we are committed to you, man.
Çünkü davana kendimizi adadık, Thane, kendimizi sana adadık, dostum.
And Sports wanna know, are we still running with tomorrow's front-page story on the Bulls?
Ve spor bölümü baş sayfa için Bulls hikayesini mi yayınlayacağız diye soruyor. - Muhtemelen hayır.
We are still unclear on the details.
Detaylarını hâlâ tam olarak bilmiyoruz.
Are you so deep in this lie that you still think we're brother and sister?
Ağabey-kardeş olduğumuzu hâlâ düşünecek kadar bu yalana inanıyor musun?
We're still looking, but the odds of finding a compatible heart in the time that Ronnie has now are- -
Hâlâ arıyoruz ama Ronnie'nin kalan vaktinde uygun bir kalp bulma şansımız- -
There are drugged and exposed the children here and we still do not know their parents, it seems what happened.
Uyuşturucu madde etkisi altına alınmış çocuklar var gibi duruyor. Ebeveynleri kimler bilimiyoruz.
Are we still alive? it looks like it.
Hâlâ yaşıyoruz... yaşıyoruz.
Then why are we still here?
O hâlde neden hâlâ buradayız?
Now, details are still emerging, but we can confirm now... one dead, two wounded in the shooting.
Detaylar daha yeni geliyor ama yinede bir ölü ve iki silahla yaralama olduğunu onaylayabiliriz.
- Yes. We are still having the party.
Parti olacak.
It's just that you and Larry Bird are still new at all this, and sometimes Marty and I need to be around people who we don't have to explain everything to.
Sadece, sen ve Larry Bird hâlâ çok yenisiniz bunlar için. Marty ve ben bazen, çevremizde, kendimizi açıklamak zorunda olmadığımız insanlara ihtiyacımız var.
Maybe that's because, technically, we are still a married couple.
Belki de teknik olarak hâlâ evli olduğumuz içindir.
- Then why are we still talking?
- O halde neden hâlâ tartışıyoruz?
Uh, follow-up. Are we still dating?
- Ek soru.
Fireplace poker goes through my lip... But still, 20 years later, here we are.
Ateşi harlamak için kullanılan demir dudağımı deldi ama yirmi yıl sonra, işte buradayız.
But are we still partners?
Ama hâlâ partneriz, değil mi?
Jamil, what are you doing when we still can't get the GTO working right?
Jamil, GTO'yu hâlâ çalıştırabilmiş değilken sen ne yapıyorsun böyle?
So, uh, are you in a bad mood now, or can we still go and try on wigs?
Peki... Şu an canın çok sıkkın mı yoksa hala gidip peruk deneyebilir miyiz?
No, we are still having this conversation.
Hayır, hâlâ bu konuyu tartışıyoruz.
But you know what, whatever happens, we are still family.
Ama ne olursa olsun, yine de aileyiz.
- That's why we are still together.
- Bu yüzden hala birlikteyiz.
- What are you say- - what, we're still at zero?
Ne diyorsun- - Hâlâ elimiz boş mu? Ufak bir şeyler mi var?
Are we still talking about me?
Hakkımda konuşmaya devam mı edeceğiz?
Today, we theoretical physicists are still doing the same sort of things as Newton.
Bugün biz kuramsal fizikçiler hala Newton ile aynı şeyleri yapıyoruz. Ve neyse ki veba için endişelenmemize gerek yok.
My God, are we still talking about that?
Tanrım, hala aynı konudamıyız?
But he still needed help locating Snow. Lost, are we?
- Bunu almani istiyorum.
There are still a number of students unaccounted for, but we're still looking.
Hâlâ kayıp olan öğrenciler var. Ama aramaya devam ediyoruz.
I am told we are still having problems, Mr. Schrute.
Hala bazı sorunlarımızın olduğunu söylüyorlar Bay Schrute.
Are we still role-playing here?
Hala rol mü yapıyoruz burada?
( Sighs ) You and I have known each other long enough that we are like family, which means that we have earned the right to hate each other from time to time, but that doesn't mean that there's not still love underneath. ( Sighs ) Come on, Serena.
Sen ve ben birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz biz bir aile gibiyiz, bu da bize zaman zaman birimizden nefret etme hakkını verir, ama bu içimizde hala birbirimizi sevmediğimiz anlamına gelmez.
Are we still on for drinks?
İçmeye gidecek miyiz?
Then why are we still talking about your son's sex life?
O zaman neden hala oğlunun seks hayatı hakkında konuşuyoruz?
But I still think we both are at fault for causing the collision!
Ama yine de ikimizin hatası olduğunu düşünüyorum çarpıştığımız için!
but still I think we both are to be blamed for collision cause!
Ama yine de çarpıştığımız için, bence ikimiz de hatalıyız!
I mean, the--the microfilm may be our golden ticket, but we still have to see if Chuck or Bart are willing to sacrifice Lily for it.
Yani, mikrofilm bizim altın biletimiz olabilir ama Chuck ve Bart'ın Lily'i feda edeceklerini görmemiz gerekiyor.
We are still men and male animals.
Biz hâlâ erkeğiz ve erkekler hayvandır.
Even though all four of us have a woman and are walking on a golden road through life, we are still men and the male of the species.
Dördümüzün de güzel kadınlara sahibiz ve hayatlarımızın altın çağında olsak da yine de herşeyden önce erkeğiz ve erkek cinsinin güçlü örnekleriyiz.
At our ages, are we still talking about love.
Bu yaşımızda hâlâ aşktan bahsediyoruz.
So, are we still sticking to the whole rapist story?
- Tecavüz hikâyesine devam edecek misin?
Are we still talking about fishing?
Hala balık tutmaktan mı bahsediyoruz?
But we are still deadly dangerous, very greedy and bad at looking ahead.
Ancak biz halen geleceği düşünmekte son derece tehlikeli, muhteris ve berbatız.
We have a compass, and the wardrobe ashes are still with Cora.
Elimizde pusula var ama dolabın külleri hâlâ Cora'nın elinde.
we still have 50
we still have time 55
we still do 18
we still can 23
we still don't know 32
still are 18
are you okay 10556
are you all right 6257
area 145
are you 9496
we still have time 55
we still do 18
we still can 23
we still don't know 32
still are 18
are you okay 10556
are you all right 6257
area 145
are you 9496
are you done 359
are you sure 6189
aren 34
are you cold 191
aren't you 6426
are you fucking serious 72
ares 34
are you kidding me 3423
are you married 428
are you ok 2809
are you sure 6189
aren 34
are you cold 191
aren't you 6426
are you fucking serious 72
ares 34
are you kidding me 3423
are you married 428
are you ok 2809
are you there 1616
are you crazy 2783
are you serious 3114
are you free tonight 40
are you ready 1883
are you mad at me 175
are you listening 493
are you listening to me 401
are you nuts 615
are you mad 557
are you crazy 2783
are you serious 3114
are you free tonight 40
are you ready 1883
are you mad at me 175
are you listening 493
are you listening to me 401
are you nuts 615
are you mad 557
are you here 359
are you done yet 34
are you hungry 755
are you alright 866
are you coming 731
are you happy 540
are you happy now 177
are you done yet 34
are you hungry 755
are you alright 866
are you coming 731
are you happy 540
are you happy now 177