English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Where's my bag

Where's my bag traduction Turc

109 traduction parallèle
- Well, where's my bag?
- Çantam nerede?
Where's my bag?
Çantam nerede?
Where's my B-4 bag?
Toplanmam lazım. Çantam nerede?
Sir, where are my bag and his hanger?
Bayım, onun askısı ve çantam nerede?
If that's the case, tell me and I'll pack my bag and go back to Chicago, where it's a nice cool 100 in the shade.
Dava böyle olacaksa, söyle bana valizimi toplayıp, Chicago'ya, gölgede 37 derece olan, temiz havalı yere döneyim.
- Luca, where's my bag?
Luca valiz nerede?
Where's my bag? It's over by the door, now get it and get out.
Kapının yanında, şimdi onu al ve git.
Where's my fucking bag?
Lanet çantam nerede?
Where is my organ donor card when I need it?
İhtiyacım olduğunda organ bağış kartım nerede.
Where's my school bag?
Okul çantam nerde?
They'll say, "Where's my little bag?"
El çantam nerede diyorlar.
Where's my bag?
Benim çantam nerede?
- Where's my bag?
- Çantam nerede?
Where's my bag and jacket?
Çantam, ceketim.
Do I smell oil? - Excuse me. - Where's my bag?
Affedersiniz!
Where's my bag? Jesus Christ.
Çantam nerede benim?
Where's my bag?
- Çantam nerede?
Okay, where's my bag?
Tamam, çantam nerede?
Where are you taking my husband's bag?
Kocamın çantasını nereye götürüyorsun?
- Where's my other bag?
- Diğer çantam nerede?
Hey, let's play a game where you throw the trash in the bag, but you use my body as a backboard.
Hadi sen çöpleri basket at, beni de pota olarak kullan.
That's where I donated my nose and half my fingers to Chomolungma... the Mother Goddess of the World.
Burnumu ve parmaklarımı Chomolungma'ya... yani dünyanın tanrıçasına bağışladım.
Where's my bag?
Nerede çantam?
Where's my blue bag?
Mavi çantam nerede?
And then, all of a sudden, I wasn't pregnant anymore, and I was back in the room and your father was there, and I started screaming, " Where's my baby?
Âniden, artık hamile değildim. Sonra odama geri götürdüklerinde, babanı gördüm. Bir anda bağırmaya başladım ;
I- - Where's my bag?
Ben... Çantam nerede?
Where's my kit bag?
Bavulum nerede?
I came here to find my father, but he doesn't live where he's supposed to, and they stole my bag that had everything in it...
Özür dilerim buraya babamı bulmaya geldim ama eski oturduğu yerde bulamadım. Yolda çantamı çaldılar, hiçbir şeyim kalmadı gece sokakta yattım.
Where's my Armageddon bag?
Armageddon çantam nerede?
He's yelling at Donny, " where's my money?
Donny'ye "param nerede?" diye bağırıyordu.
And the guy's, "You my, you head." These people are members of a community that care about where they live, so what I hear when I'm being yelled at is people caring loudly at me.
Buradakiler yaşamlarına özen gösteren bir topluluğun üyeleri, bu yüzden birisi bana seslendiğinde tek duyduğum şey, insanların bana bağırdıkları.
I read that article and at the same time, Justin was about this boy's age, and I started having this recurring nightmare where l was the exorcist and I was wrapping a plastic bag around my own son's head.
O makaleyi okuduğumda Justin o çocukla aynı yaştaydı ve aynı kabusları görmeye başladım şeytan çıkarıcıydım ve oğlumun kafasına plastik poşet sarıyordum.
Where do you think you're going with my daughter's bag?
Kızımın çantasıyla nereye gittiğini sanıyorsun?
Where's... where's my bag?
Çantam nerede?
Where's my bag?
- Benim çantam nerede?
Where's my go-bag?
Benim çantam nerede?
More to the point, where's my bag of guns?
Uzun lafın kısası, silah dolu çantam nerede?
And saying, " Where's my car keys?
Sonra baban bağırır çağırır "Nerede benim araba anahtarlarım?"
Where's my little jar at the checkout stand?
Kasada, benim bağış kavanozum nerede?
Pretending it's actually her 30th is gonna be my gift to that old bag. Hey, so here's where I'm at.
Aslında hediye olarak onun bana aldığı 30 yaş hediyesini giydim.
I would like to express my deepest gratitude to Naomi Clark, this amazing, radiant young woman, for this party, and for her extremely generous donation of ten beautiful and sacred acres where I plan to build my new wellness center.
Naomi Clark'a en derin şükranlarımı sunmak istiyorum. Bu ışıl ışıl ve inanılmaz genç kadına bu parti için.. ... ve yeni iyilik merkezimi inşa etmem için çok güzel ve kutsal on dönüm araziyi bağışladığı için.
Where's my tool bag?
Alet çantam nerde?
Andy, where's my bag?
Andy, çantam nerede? Ara beni.
Where's my snarling bastard of a son Ares?
Bağırıp çağıran piç oğlum Ares nerede?
Where's my addiction, Bruce?
- Bağımlılığım nerede, Bruce?
Where's my bag....
Çantam nerede?
Where the hell's my presentation bag?
Sunum çantam nerede yahu?
So I tried to think what to do, where to hide it. I stuffed it outside in my dirty laundry bag.
Napiyim nereye koyiim darken şu benim dışarda kirli torbamın içine sıkıştırıverdim...
- Where's the old fart and my bag?
- Moruk ve çantam nerede?
- Where can I make my donation?
- Bağışımı nerede yapabilirim?
Where did your mom get that bag at the PTA meeting? My mom said...
Annenin veli toplantısında taktığı çanta nereden?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]