Which is a shame traduction Turc
72 traduction parallèle
I assume you're not going with insanity, which is a shame.
Delilik savını kullanmayacağını varsayıyorum, utanç verici.
- Nobody has, which is a shame... because she wrote 16 amazing novels, nine plays and there are some who claim... it was Powell who made the jokes that Dorothy Parker got credit for.
Çok yazık, çünkü 16 tane muhteşem roman, 9 oyun yazmış. Hatta Dorothy Parker'ın şakalarının aslında Powell'a ait olduğu iddia ediliyor.
Which is a shame.
Çok yazık.
Which is a shame, because...
Ki çok ayıp ; çünkü...
Which is a shame. Because those coags would've shown that nicky's platelets were extremely low, indicating a condition called... lieutenant tao?
Çünkü tahlil sonuçları Nicky'nin trombosit seviyesinin aşırı düşük olduğunu gösteriyor ve hangi hastalığı belirtiyordu Tğm.
Which is a shame, really, cos I thought he was jolly nice.
Ve çok yazık, çünkü onu bayağı çekici bulmuştum.
Which is a shame, given all he's done for you.
Ki ; senin için yaptığı o kadar şeye yazık olacak.
No, we don't have contact with her, which is a shame because she strikes us as a very nice lady.
Hayır, görüşmedik. Aslında bu da bizim ayıbımız. Çok tatlı bir bayana benziyor.
Which is a shame, because I really love it here.
Çok yazık olacak çünkü burayı gerçekten çok seviyorum.
But you didn't... which is a shame.
Ama istemedin ki bu çok yazık.
difficult to actually get them to come to us, which is a shame For us But possibly good news For white sharks.
Bize gelmesini sağlamanın bu denli zor oluşu bizim için utanç verici ama muhtemelen beyaz köpek balıkları için iyi haber.
Which is a shame,'cause Ray is the friendliest place on Earth.
Bu da çok yazık aslında çünkü Ray dünyanın en dost canlısı yerlerinden biridir.
They'll drain you dry, which is a shame, really.
Öldürene kadar kanini içerler, yazik olur.
They'll drain you dry, which is a shame, really.
Öldürene kadar kanını içerler, yazık olur.
Looks just like his father... Which is a shame.
Aynı babasına benziyor maalesef.
They're holding him with Jo, which is a shame
Onu Jo ile tutuyorlar ne yazık ki.
Well, then you're not going to talk to new building owner, which is a shame, because I hear he's a very reasonable guy.
Yeni bina sahibiyle konuşamayacak olman yazık çünkü mantıklı bir adam olduğunu duydum. - Alo?
Amos has informed me that his paintings are not for sale, which is a shame.
Amos bana resimlerinin satılık olmadığını söyledi Bence bu bir ayıp.
You know, which is a shame really, because he's actually very nice, and interesting, and well-read.
Ama çok yazık olur, Çünkü çok iyi, ilginç ve okumuş biri.
.. and obviously him being an FBI informant and also his reaction, his sort of douchebag reaction to the raids, damaged his credibility within the white-nationalist scene, which is a shame..
.. görünen o ki FBI muhbiriydi ve onun bu tepkisi, baskınlara karşı olan dallamalığı, Beyaz milliyetçiliği sahnesinde güvenilirliğini zedelemişti. Yazık oldu..
Which is a shame, because I was giving you a chance to help me help him- - your own flesh and blood- - but you told me to take a hike, so now... here's a more recent picture of your son.
Çünkü ben kendi kanından canın birine yardım etme fırsatını sana veriyordum. Ama çek git dedin bana. Bu da oğlunun daha yakında çelikmiş bir fotoğrafı.
No, which is a shame too,'cause I had the whole thing typed out.
Aynı zamanda ayıp olan şey, benim bütün düşüncem bu mu.
Which is a shame, because otherwise Mellie Grant is an intelligent, accomplished woman.
Acaba hangisi daha üzücü? Mellie Grant zeki ve başarılı bir kadın.
Which is a shame,'cause I thought Bill and I were gonna be friends.
Ki üzücü bir durum çünkü Bill'le arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm.
Which is a shame because I see what my uncle does for these kids... and for you.
Bu utanç verici çünkü amcamın çocuklar yaptığı şeyleri görüyorum. Ve senin için.
Which is a shame, really, since neither one of us made this mess.
Ki çok yazık olacak. Çünkü bu karışıklığın sebebi ikimiz de değiliz.
I'm not helping, which is a shame, because I promised Caleb I would do anything I could to help your family.
Ne yazık ki yardımcı olamıyorum. Çünkü Caleb'a ailene her türlü konuda olabileceğime söz vermiştim.
Too much of a pussy, which is a shame, cos we could do with some white immigration for a change.
Ne yazık ki korkağın teki bir beyazın buraya göç etmesi değişiklik olurdu.
Which is a shame, innit, cos that cabinet's fucked now and I got to get shot of it.
.. ki bu hiç hoş olmazdı değil mi? çünkü dolap mahvolur ve ben de onu atmak zorunda kalırdım.
To feel shame for a cause is also a waste for you must rather spend time correcting that of which you are ashamed.
Sebep varken utanmak da boşunadır çünkü zamanını, seni utandıran şeyi düzeltmek için harcamalısın.
How stand I then, that have a father kill'd a mother stain'd excitements of my reason and my blood and let all sleep while to my shame I see the imminent death of 20,000 men that, for a fantasy and trick of fame go to their graves like beds fight for a plot whereon the numbers cannot try the cause which is not tomb enough and continent to hide the slain?
Ne duruyorum öyleyse. Babası öldürülen anası lekelenen ben yeterli değil midir bunlar? Beynimi ve kanımı uyarmaya.
I long to die! which craves as desperate an execution as that is desperate which we would prevent. then it is likely thou wilt undertake a thing like death to chide away this shame.
Can atıyorum ben ölmeye! Bir umut görür gibiyim, Bu önlemek istediğimiz şey kadar umutsuz bir çaba gerektirecek.
Case closed on Boris Badenov, which is really a shame, because I was thinking of having an N.Y. tattooed on my ass... to commemorate the Yankees World Series victory.
Boris Badenov dosyası da ne yazık ki kapatıldı. Bunlara çok üzüldüm çünkü Yankees'in Dünya Şampiyonu olmasına atfen,... kıçıma bir N.Y. dövmesi yaptırmayı düşünüyordum.
But for Peter, Dr. Benton, which would be a shame considering how much work he's put into getting where he is.
Ama şu anda bulunduğu yere gelmek için bu kadar... ... çok çalışmış olan Doktor Benton için kötü olur.
Which is a real shame, because it's gonna be delicious.
Bu gerçekten kötü çünkü tatlı çok lezzetli olacaktı.
For me, slavery don't exist anymore, which is a damned shame.
Benim için, artık kölelik yok, ki bu utanç verici.
While, to my shame, I see the imminent death of 20,000 men that, for a fantasy or trick of fame go to their graves like beds, fight for a plot whereon the numbers cannot try the cause which is not tomb enough or continent to hide the slain?
While, to my shame, I see the imminent death of 20,000 men that, for a fantasy or trick of fame go to their graves like beds, fight for a plot whereon the numbers cannot try the cause which is not tomb enough or continent to hide the slain?
And I'm never gonna get my pictures back, which is a real shame...'cause they'll never let me under the bleachers anymore.
Fotoğraflarımı asla alamayacağımı bilmek çok üzücü çünkü artık tribünlere girmeme izin vermiyorlar.
Which is such a shame because I'm just dying to take... my 7-year-old little sister to a movie where the mom gets... killed by the evil male hunter.
Çok yazık, çünkü kötü erkek avcının anneyi öldürdüğü... bir filme, 7 yaşındaki kız kardeşimi... götürmek için can atıyordum.
I have three children, I do not wish anyone any harm. "Reading in the city prison of shame is a deep grave." "Lie down there, which became syntisparka canker." "Back to the Tomb of the garment liekein, is the grave of the name oo." "There the Court until he quietly levätköön." "Needless tears are shed, or sigh in vain." "He loved what killed it, let the death of right." "It will listen to anyone who killed their loved ones." "Some gun is sighted, in others it is the word." "A coward resorts to a kiss, a brave seize the sword." I have been in jail often.
Ben üç yil sürdü. jail "Reading önce rezillik bir mezar var Eaten teeth" flame tarafindan Burada yatan bir sefil
Yeah. I just don't remember us, which i--is a shame,
Evet, ikimiz hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum ki utanç verici..
What's interesting is that Volta, when he writes to the Royal Society, effectively gives away all his secrets, which is a bit of a shame for him because this turned out to be one of the greatest technological discoveries of all time.
Onun için yazık olmuş çünkü bu şey tüm zamanların en büyük teknolojik icatlarından biri oldu.
Which is such a shame.
Ne kadar utanç verici.
We only had two passengers booked into First Class and the passengers in question have just cancelled, which is a dreadful shame.
First Class'ın sadece iki yolcusu vardı. Söz konusu yolcular da az önce biletlerini iptal etti. Çok utanç verici.
Which is a real shame, because, uh... you could do with that money right now to pay for a lawyer.
Çok yazık çünkü şu an o parayla tek yapabileceğin avukat ücretini ödemek.
Which is really a shame, because I was having a very good hair day. I deserve better than this.
Ki bu çok utanç verici, çünkü o gün saçlarım bir harikaydı.
No big deal. Morgan, Danny's always going on about how he doesn't want kids, which I personally think is a shame.
Morgan, Danny her zaman, çocuk istemediğinden bahseder.
You won't even go to therapy, which is a damn shame.
Terapiye bile gitmiyorsun. Yazık ediyorsun kendine.
Only sold 203 units, which, you know, is a shame'cause the kid deserved better.
Sadece 203 parça sattı ki bilirsiniz ki bu bir utançtır çünkü bu çocuk daha iyisini haketmişti.
He told me that I am an irresponsible person, and that I have no feelings and a shame for his family since what Sherif did which is of no fault of my own.
Sorumsuz ve hisleri olmayan biri olduğumu söyledi. Benim suçum olmasa da Şerif'in yaptıkları ailesini rezil ediyormuş.
Which is why this is such a shame.
Bu yüzden çok yazık oldu.
which is 1139
which is understandable 21
which is better 26
which is why 260
which is why you're here 18
which is which 28
which is ridiculous 24
which is what 194
which is great 112
which is nice 40
which is understandable 21
which is better 26
which is why 260
which is why you're here 18
which is which 28
which is ridiculous 24
which is what 194
which is great 112
which is nice 40