Willin traduction Turc
57 traduction parallèle
Well, I'm willin'if he is.
O tamam diyorsa ben de tamam derim.
But I'm willin'to dig... get the facts.
Fakat araştırmak, gerçekleri elde etmek niyetindeyim.
A Comanche on foot is more apt to be willin'to listen.
Atı olmayan bir Komançi laf dinlemeye daha gönüllü olur.
Now, I'm willin to overlook that.
Şimdi buna önem vermemeye çalışıyorum.
It means the law's willin'to drop any and all charges it's got against a man.
Hukuken, kişiye karşı yapılan tüm suçlamalar düşüyormuş, anlamı bu.
Well, I'm willin'to marry'er.
Canım, evlenecez elbet.
But they're willin to go home now, sir.
Çok akıllıca bir karar verdiğini söyle.
Hell, Mr Pierce, we'd be willin to do it for a lot less than 10,000.
Biz daha ucuza yaparız.
Wait a minute, Bobby Joe. You mean you're willin'to give up them horses to them Johnny Rebs?
- Dur biraz Bobby Joe, şimdi sen bu atları şu güneyli Johny'ye mi verelim demek istiyorsun?
Hey, a cowboy's got to be pretty down to be willin'to sell his horse irons.
Baksana, bugünlerde kovboyluk zor zanaat olmalı, mahmuzlarını sattığına göre.
They're willin'to pay to back up that mistake.
Bu yanlış anlama için bize para ödemeye hazırlar.
As for the rest, I guess they're willin'enough to get killed, but I need killers.
Katilleri bulmalıyız.
It's like you say, if they're willin'to talk, well...
Dediğin gibi, niyetleri konuşmaksa -
He doesn't know what I'm talkin'about, but he's willin'.
Neden bahsettiğim konusunda bir fikri yok, ama yapacak.
I'd be willin to bet you didn't win that in a raffle.
Bahse varım bunu piyangodan kazanmadın.
And to do that, he's gotta be willin'to die himself.
Bunu yapabilmesi içinse, kendisi de ölmeyi istemeli.
I'm willin'to let you sleep at home while I work on this some more.
Bu iş üzerinde çalışırken evinde uyumana izin veriyorum.
I'm a-hirin'you boys on an exclusive basis, and I'm willin'to pay more money than you've ever seen before.
Bakın delikanlılar, sizi özel olarak tutuyorum, Ve size hayatınızda görmediğiniz paraları ödemeye hazırım.
Always willin'to help out a fellow leatherneck.
Bir denizciye her zaman yardım etmek isterim.
Zeppco is willin to buy you out... and bring this museum into the 21st century.
Zeppco şirketinizi almak... ve bu müzeyi 21. yüzyıla taşımak istiyor.
I'm willin'to bet anything, that mustache is phony.
- Şu bıyığın düzmece olduğuna her iddiasına girmek istiyorum!
I could a turned that place into the Tennessee Valley. I read he said he's willin to fight for twenty years.
ORAYI TENNESSE'YE ÇEVİRECEĞİM 20 YILDIR BU SAVAŞI YAPIYORLAR
God willin', America will develop the taste.
Tanrı bilir Amerika'nın damak tadı gelişecektir.
Let him know he's in my prayers, and any time he's willin', I'm ready to... finish the job.
Dualarımda olduğunu bilsin ve istediği zaman.. işini bitirmeye hazırım.
I would call him whenever I found a couple that were willin'to play.
Onu her oynamak isteyen çifti görünce arıyordum.
! You wanna live here so badly, that's how far you're willin'to go?
Burada yaşamayı o kadar çok mu istiyorsunuz?
If you're willin'to go through the battling to get to where you wanna get, who's got the right to stop you?
İstediğiniz yere varmak için, savaşmaya hazırsanız, çabanızı durdurmaya kimin hakkı var?
If you know what you're worth, get what you're worth, but you gotta be willin'to take the hits and not pointing'fingers, sayin'you ain't where you wanna be because of him or her or anybody!
Değerini biliyorsan git, karşılığını al, ama darbeleri kabul etmelisin ve işaret eden parmaklar, şunun veya onun yüzünden istediğin yerde olmadığını söyleyemez.
Now, obviously, I'd be willin'to pay you for them.
Elbette fiyatları neyse ödemeye razıyım.
I'm not willin'to lose any more of my family in this fight.
Bu kavgada ailemden bir kişiyi daha kaybetmeye niyetim yok.
If the Lord is willin and the creek don't rise.
Eğer Tanrı isterse, dereler akmayı bırakır.
I'm willin', I'm illin I gotta get my sickness off
Hastayım, ölüyorum İyileşmeliyim
If you'll have me, I'm willin'to help.
Eğer kabul edersen ben de yardım etmek isterim.
I was wonderin'if you'd be willin'to ask again.
Tekrar sorup sormayacağını merak ediyordum.
Just so you know, I'm ready, I'm willin', and I'm waitin'.
sadece biliyorsun... ben hazırım... ben sadece'... sadece bekliyorum.
You can't bring it out unless you willin'to use it.
Eğer tetiği çekmeye niyetli değilsen hiç kullanma bile.
But there's just some stuff I'm not willin'to do.
Ama yapmak istemediğim şeyler de oldu.
- I'm willin', Father...
- İstiyorum Peder...
Well, I am just so happy that you people are willin'to use your special gift... For this sort of thing to help us out.
Böyle bir durumda bize yardım etmek için sizin gibi insanların yeteneğinizi kullanmasına sevindim.
I'd be willin'to offer ya forty dollars for two a the white ones and fifty for the blacks.
Şu iki beyaza 40 zencilere de 50 dolar teklif verebilirim.
I talked to my guys, they're willin to go to war over this.
Adamlarımla konuştum ve onlar da bu yüzden savaş açmak istiyor.
Hey, Mack, both these bastards are willin to pay a stiff price for this little Chink girl.
Merhaba Mack. Her iki piç kurusu da bu küçük kız için kucak dolusu para veriyor.
I'm not willin'to take that risk, My Friend, so... You need to end it, or somebody needs to leave.. cool it.
Bu riski göze almaya niyetli değilim arkadaşım, bu yüzden bitirmen gerek, ya da birinizin birimden ayrılması gerek.
I'm willin', Lord.
Gönüllüyüm, Lord'um.
find those who are willin _ to step on others and those who are willing to kill for what they want.
Yüzüne baktıktan sonra tahta ulaşmak için başkalarının omuzlarını mı kullanan yoksa insanları öldürmekten utanç duymayan biriyle mi karşılacaksın seç bakalım.
So far, no one's willin'to overpay.
Şimdiye kadar kimse fazla para ödemeye yanaşmadı.
Ah, it's got that delicious Will smell.
Willin hoş kokusu buna sinmiş.
- Molly speaks very highly of Will.
- Molly Willin ne kadar iyi olduğunu anlatıp duruyor.
You're telling me there's not a single promoter in this country that's willin'to take a chance on me?
Yani şimdi sen bana bu ülkede bana bir şans vermek isteyen bir tane bile organizatör olmadığını mı söylüyorsun?
You- - you was willin'to get killed for'em.
Sen ise onlar için öldürülecektin.
Oh, you know, it doesn't really make any difference because I'm willin to alter those things because I believe in redemption, right?
Oh, biliyor musun, gerçekten de hiç fark etmiyor çünkü bu şeyleri değiştirmeyi istiyorum çünkü telâfiye inanıyorum, değil mi?
willing 37
willingly 42
william 1771
willie 478
williams 400
willis 102
willi 47
williamson 37
william shakespeare 26
william blake 30
willingly 42
william 1771
willie 478
williams 400
willis 102
willi 47
williamson 37
william shakespeare 26
william blake 30