English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / Yesterday afternoon

Yesterday afternoon traduction Turc

508 traduction parallèle
Only yesterday afternoon I was talking to him at the Capitol.
Daha dün Capitol'de kendisi ile konuşmuştum.
I tried it yesterday afternoon.
Dün öğleden sonra denemiştim.
And yesterday afternoon when you happened to stand against the window with the sunlight in your hair.
Ve dün öğlen camın önünde durduğunda güneş saçlarına vurunca.
Yesterday afternoon I went to the post office.
Dün ögleden sonra da postaneye gittim.
Yesterday afternoon.
Dün öğleden sonra.
He was all right yesterday afternoon.
Dün öğleden sonra bir şeyi yoktu. Dinleyin.
It's about me, yesterday afternoon.
Dün, öğleden sonraki tavrımla ilgili.
He left Washington yesterday afternoon, and he arrived at Penn Station last night and from there he's literally disappeared.
Dün öğleden sonra Washington'dan ayrılmış. Dün gece Pennsylvania istasyonuna varmış. - Ama oradan sonra kaybolmuş.
Don't say you two weren't in here playing this phonograph when I rang the buzzer yesterday afternoon.
Sakın bana ikinizin burada... pikap çalmadığınızı söyleme, dün akşam zili çaldığımda duydum.
Andrews, repeat the statement Miss Phinlay made before you yesterday afternoon.
Andrews, Bayan Phinlay'in dün size verdiği ifadeyi tekrarla.
What he did yesterday afternoon was to teach us all the true meaning of courage and loyalty.
Dün öğleden sonra yaptığı bize cesaretin ve sadakatin gerçek anlamını öğretmekti.
Bobby and I had a fine time yesterday afternoon.
Dün öğleden sonra Bobby ve ben güzel vakit geçirdik.
Oh, it's very curious, for he asked me to be his wife... yesterday afternoon at five thirty.
Çok tuhaf. Çünkü dün öğleden sonra 5.30'da da bana evlenme teklif etti.
So yesterday afternoon, I went to the prison and asked to see your handbag.
Dün öğleden sonra hapishaneye giderek el çantanızı görmek istedim.
It was mailed 3 : 30 yesterday afternoon from Merritsville.
Dün öğleden sonra 3.30'daMerritsville'den postalanmış.
Shipped them to Nantucket yesterday afternoon and I haven't been to bed since.
Dün öğleden sonra benimkileri Nantucket'a postaladım ve o andan beri yatağa girmedim.
I haven't seen her since yesterday afternoon.
Dün öğleden beri onu görmedim.
Yesterday afternoon... I went to my office.
Dün öğleden sonra ofisime gittim.
I didn't feel like going home when I left the office yesterday afternoon.
Dün ofisten ayrılınca eve gitmek istemedim.
OUTSIDE MY PLACE YESTERDAY AFTERNOON.
Yemin ederim.
Yesterday afternoon, my girl and me, we had this big trouble and she run out on me, and...
Dün öğleden sonra sevgilimle bir sorun oldu ve beni bırakıp gitti.
I've been over in that hollow since yesterday afternoon.
Dün öğleden beri buradan bir yere ayrılmadım.
Since you saw Pierre Michel yesterday afternoon, two more allied officers have shown up.
Dün akşamüzeri Pierre Michel ile görüşmenizden bu yana, iki müttefik subayı daha çıkageldi.
I parked it there yesterday afternoon and when I came out, it was gone.
Dün öğleden sonra oraya park etmiştim ama çıktığımda yerinde yoktu.
- Yesterday afternoon before we broke.
- Dün öğle paydosundan önce.
I noticed him yesterday afternoon.
Onu dün öğleden sonra fark ettim.
Wait a minute... Your wife went out yesterday afternoon to go to the hairdresser's.
Bekle bir saniye, karın dün evden 17 civarında çıktı, kuaföre gitmek üzere.
I'll try to explain by telling you what I said to someone yesterday afternoon, while I was trying to work things out
Dün birine olanları açıklayabilmem için söylediklerimi size de söylerim. Ciesto Giovanni'de bir adamla, öğleyin.
Tell me exactly what you did yesterday afternoon.
Dün öğlen üzeri tam olarak ne yaptığını anlat.
What did you do yesterday afternoon?
Dün öğleden sonra ne yapıyordun?
Why were you so late coming home from school yesterday afternoon?
Dün öğleden sonra okuldan eve niye o kadar geç döndün?
Fighter bombers hit the Pas-de - calais yesterday afternoon.
Avcı bombardıman uçakları dün Pas-de - Calais'yi bombaladı.
Purely as a matter of routine, you understand I'd like an account of all your movements between 2 : 00 and 4 : 00 yesterday afternoon.
Usul gereği, dün öğleden sonra 2 ila 4 arasında nerede olduğunuzu söylemenizi istiyorum.
Yesterday afternoon about 3 : 30, we flew in from Vegas and landed at Van Nuys Airport.
Dün öğleden sonra 3 : 30 sıralarında, Vegas'a uçtuk ve Van Nuys Havaalanına indik.
She visited your store yesterday afternoon.
Dün öğleyin dükkanınıza uğradı.
"... in which were three men and a blonde - headed woman, yesterday afternoon.
" polis memuru Howard Anderson'ın kalbi motosikletinden daha hızlı çalışıyordu.
Did you hear anything peculiar yesterday afternoon or evening, Mrs. Hendrix?
Dün öğleden sonra ya da akşam, tuhaf bir şey duydunuz mu, Bayan Hendrix?
I got them yesterday afternoon.
Dün öğlen aldım.
- Yesterday afternoon.
- Dün öğleden sonra.
Aurora... yesterday afternoon why did you stop me from mentioning my marriage to Laura?
Aurora dün öğlen Laura'ya evleneceğimi anlatmamı neden engelledin?
You spent yesterday afternoon at the Finzi-Continis?
Dün Finzi-Continilerin bahçesinde miydin?
Some western agents were caught by Kosnov's men in a raid yesterday afternoon.
Dün öğleden sonra Bazı batıIı ajanlar Kosnov'un adamlarınca yakalandı.
Yesterday afternoon?
Dün öğleden sonra mı?
What were you doing yesterday afternoon?
- Dün öğle sonu ne yapıyordun?
I've been associated with this hospital for six years... and yesterday afternoon, Dr. Gilley called me... to tell me he was cutting off my privileges with the hospital.
6 yıldır bu hastanede çalışıyorum. Dün öğleden sonra, Dr. Gilley aradı ve hastaneyle olan bağımın kesildiğini söyledi.
Only yesterday she went to a revival of Cyrano in the afternoon and played bridge half the night. She won't cooperate.
Sadece dün öğleden sonra Cyrano oyununa gitti ve gece yarısına kadar briç oynadı.
Yesterday, your aunt was ill all afternoon.
Dün bütün öğleden sonra boyunca teyzeniz hastaydı.
Yesterday it took all afternoon to buy two chickens.
Dün iki tane piliç almak bütün bir öğleden sonralarını aldı.
What? I was with them all afternoon yesterday
Dün bütün öğlenimi orada geçirdim, ne zannediyorsun!
I'll tell you the truth, I tried this yesterday afternoon and so far I haven't been able to get it to work.
Wayne? Uyduruyor. Her sözcüğü.
And just to be sure, I came out yesterday afternoon with - like I said - this, and I tried here, and I tried a mile down that way, and another mile up that way.
Onu bu şekilde bulduk. İç çamaşırları ve bornozunun içinde, sağ yanı bir şekilde açıkta. Evet, onu gördüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]