English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You're doing fine

You're doing fine traduction Turc

663 traduction parallèle
You're doing just fine.
İyi gidiyorsun.
- You're doing fine for a beginner.
- Bir acemi için iyisin.
Ah, you're doing fine, Bateman.
İyi durumdasın Bateman.
You're doing fine.
- Hayır, iyi gidiyoruz.
Oh, you're doing fine.
İyi gidiyorsun.
You're doing fine.
Çok iyisin. Çok iyi.
You're doing fine.
İyi gidiyorsun.
You're doing fine.
Her şey yolunda.
You're doing fine.
İşte böyle...
You're doing fine.
İyi gidiyorsun!
- You're doing fine, Bob.
- Çok iyi gidiyorsun, Bob.
You're doing fine.
İyi yapiyorsun.
You're doing fine, Captain.
Çok iyi gidiyorsunuz Yüzbaşı.
You're doing fine!
İyi gidiyorsun.
You're father's doing fine, isn't he?
Baban iyi, değil mi?
Hey, you're doing fine, miss.
İşte böyle iyi gidiyorsunuz.
- You're doing fine.
- İyi gidiyorsunuz.
You're doing fine, Doc.
İyisin, Doktor.
You're doing fine, Mark.
İyi iş çıkardın Mark.
You're doing fine, Sergeant.
İyi gidiyorsun çavuş.
Keep driving a while, you're doing fine.
Biraz daha sür, iyi iş çıkardın.
- You're doing fine.
- İyi durumdasın.
You're doing fine.
Sen iyisin.
I told him what fine jobs you're doing.
Ne kadar iyi bir iş çıkardığını söyledim.
Go on, you're doing fine.
İyi gidiyorsun.
You're doing fine.
İyi görünüyorsun.
All right, you're doing fine now.
Pekâlâ, gayet iyi gidiyorsunuz.
You're doing just fine.
Çok iyi gidiyorsun.
You're doing fine.
İyi beceriyorsun.
You're doing fine.
İyi gidiyorsunuz, Bay Jarrett.
- You're doing fine.
- Önemli değil.
- Mrs Fraleigh, you're doing just fine.
- Bayan Fraleigh, çok iyisin.
Oh, I think you're doing fine, Jamie.
Gayet iyi gidiyorsun Jamie.
Well, if you're calling about those shepherds you trained, they're doing just fine.
Eğittiğin çoban köpekleri için aradıysan çok iyi gidiyorlar.
By the way, Casey, my boy, I hear you're doing a fine job as Director for the Joint Chiefs of Staff.
Bu arada Casey, evlat... Genelkurmay Başkanlığı, Personel İdaresi'nde iyi iş çıkardığını duyuyorum.
You're doing fine.
İyisin.
- You're doing fine.
- Evet.
You're doing fine.
Mükemmel yapıyorsunuz.
You're doing fine.
Endişelenme, Mark. İyi gidiyorsun.
I thought you'd be glad to see me, but, oh, no, you're doing fine.
Beni gördüğüne sevineceğini sanmıştım ama keyfin yerindeymiş.
You're doing fine.
Çok iyi gidiyorsun.
You're doing a good job, a fine job.
Çok iyi bir iş yapıyorsun, harika bir iş.
- You're doing a fine job.
- Çok iyi şeyler yapıyorsun.
You're doing a fine job!
İyi iş çıkarıyorsunuz! Çayınızı bitirin.
- How're you doing? - I'm fine, doctor. It ain't first cabin.
Birinci mevki kadar rahat değil.
You're doing just fine.
Bu işi iyi beceriyorsun.
You're doing fine, kid.
Gayet iyisin evlat.
You're doing fine.
Aferin.
- You're doing just fine, honey.
- Çok iyi gidiyorsun, tatlım.
You're doing fine, honey.
İyi gidiyorsun, tatlım.
Look, you're doing fine.
Bak, su ana kadar cok iyiydin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]