You choose traduction Turc
7,879 traduction parallèle
If you had to choose between Angie and Caitlin, one of'em had to die, who would you choose?
Eğer Angie ve Caitlin arasından biri ölmek zorunda kalsaydı ve seçmek zorunda kalsaydın kimi seçerdin?
No, i mean... Why did you choose death?
Hayır, demek istediğim neden ölümü seçtin.
This is your time to do as you choose.
Şimdi senin seçme zamanın.
But remember, what you choose today will be history in a hundred years.
Ama unutmayın bugün ne seçerseniz bir yüz yıl içinde tarih olacak.
Your mission, should you choose to accept it, is to distribute these flyers.
Görevin, bunu kabul etmen lazım, bu el ilanlarını dağıtmak.
You can act on your visions if you choose to.
İstersen görülerine göre davranabilirsin.
The one you choose to feed in the end is the one who wins the fight.
Hangisini beslersen kavgayı o kazanır.
And as you do, it might be wise for you to consider how things could've gone, and might still go, if you choose to put yourself ahead of the department.
Giderken de, teşkilâtı değil de kendini önemseseydin işlerin nasıl gideceğini ve hâlâ da gitme ihtimali olduğunu düşünmen hayrına olabilir.
We are here to witness the union of Garrett and Stacy in the eyes of, well in the eyes of whatever power you choose.
Garrett ve Stacy'nin birlikteliğine tanıklık etmek için buradayız hangi gücü seçiyorsanız onun huzurunda.
So, everything in your room, and this is what you choose to bring.
Odandaki onca şeyin içinden getirmek için bunu seçtin demek.
So, which do you choose?
Peki, hangisini seçiyorsun?
You care for these people more than you choose to admit. Oh, easy, killer.
Kabul etmiyorsun ama bu insanlara fazlasıyla değer veriyorsun.
- And you choose now to start it back up again? Now?
- Yeniden başlamak için bu zamanı mı seçtin sen de?
Why'd you, uh, why'd you choose Dad?
Neden babamı seçtin?
You choose to let the murderers go free?
Katillerin serbest kalmasına mı karar verdin?
But you choose the kids on the bus.
- Ama otobüsteki çocukları seçtin.
Which did you choose, was it the sea bed or the Garden of Secret Desires?
Hangisini seçtin, deniz yatağını mı yoksa Gizli Arzular bahçesini mi?
Now, I'm going to choose a weapon, and you run along.
Şimdi ben bir silah seçeceğim ve siz de kaçacaksınız.
I'm asking you to choose Jesus.
İsa'yı seçmenizi söylüyorum.
I choose you against your will.
Sen istemesen de.
Close the circle, or you can choose.
Çemberi tamamla. Ya da seçim yapabilirsin.
I wish for you to choose a side and act.
- Bir taraf seçip inanç ve bağlılıkla eylemde bulunmanı istiyorum.
So, you made her choose?
- Yani sen seçtirdin.
If you were to choose from meat and a girl... is moyashi?
Eti mi moyashiyi mi seçiyorsun?
Josh... please don't make me choose between you and my friend.
Josh lütfen seninle arkadaşım arasında seçim yapmak zorunda bırakma beni.
She's his mother. I choose you.
- O Roland'ın annesi.
You will have a team of ten, half of which you can choose yourself.
Yarısını kendin seçebileceğin 10 kişilik bir ekibin olacak.
You need to choose between your pride and your family.
Gururunuz ve aileniz arasında seçim yapmalısınız.
Or..... you can choose.
Ya da seçim yapabilirsin.
You can choose to hide in your nightmares..... as I did... .. or you can choose to wake up.
Benim gibi kabuslarında saklanmayı seçebilirsin ya da uyanabilirsin.
Well, you all had great presentations, but I'm sure no one can accuse me of favoritism when I choose Mr. G's proposal which was so, so, so clearly the best one.
Hepiniz harika sunumlar yaptınız, ancak eminim ki hiçbiriniz Mr. G.'yi seçeceğim için iltimas geçtiğimi iddia edemeyecek ki açık ara en iyisi.
You have the power to choose.
Seçim gücüne sahipsiniz.
They say if obliged to choose between gold and his country, you would select the former. They say that you lack even a minimal sense of honor.
Altın ve ülkesi arasında seçim yapmak zorunda kalsanız ilkini seçeceğinizi ve siz de onurun zerresi olmadığını söylüyorlar.
And just to be clear, if there's a choice between him dying and you dying, I'd choose you.
Ama açık olmam gerekirse onun ölmesiyle senin ölmen arasında bir seçeneğim olsa, seni seçerdim.
As mandated by the state of Virginia, you will get to choose the method of your execution- - death by lethal injection or the electric chair.
Virginia eyaletinin emriyle şu iki idam şeklinden birini seçeceksin ya zehirli iğne ya da elektrikli sandalye.
I thought we were joking, but you would seriously choose hooking up with me over our friendship?
Şakalaştığımızı sanıyordum ama sırf ilişkiye girmek için arkadaşlığımızın bitmesini seçer misin cidden?
You know? And if I had to choose between going to some big crazy party or staying home and eating pizza and watching movies with you I'd choose you every time.
Çılgın bir partiye gitmekle, evde seninle film izleyip pizza yemek arasında tercih yapacak olsam hep seni seçerdim.
And right now, you could choose to tell me how to locate Blaine.
Şimdi de sen bana Blaine'in yerini söylemeyi seçebilirsin.
Why choose, when you can Hond-oose.
Honda alabilecekken, neden seçesin?
I choose you.
Seni seçiyorum.
I choose you, Phil Miller.
Seni seçiyorum Phil Miller.
Sam will be able to choose who you feel like it.
Onları sen seçebilirsin.
Just goes to show, you only have to choose well once.
Demek ki, sadece bir kere doğru seçim yapılıyor.
You would get so far ahead that I had to choose.
O kadar uzağa giderdin ki bir seçim yapmam gerekirdi.
You have to choose who you're gonna fight for and then fight hard and don't stop until they're dragging you away.
Kimin uğruna savaşacağına karar vermelisin. Sonra da tüm gücünle savaşmalısın. İhtiyacı kalmayana kadar savaşmalısın.
For your sake and Bridget's, I'm gonna choose to believe you.
Senin ve Bridget'in iyiliği için sana inanmayı seçiyorum.
Don't you think we should all choose our words a little more carefully now that we're celebrities?
Hepimiz meşhur olduğumuza göre kelimelerimizi biraz daha dikkatli seçmemiz gerekmiyor mu sence de?
Do you think we love our children because we choose to or because we have to?
Sence çocuklarımızı sevmeyi seçtiğimiz için mi seviyoruz yoksa sevmemiz gerektiği için mi?
However, I would advise you to choose your allies with care.
Ancak müttefiklerini dikkatli seçmeni tavsiye ederim.
'Cause I choose to remain until called upon to fight the evil that you brought into this world.
- Çünkü bu dünyaya getirdiğin şeytanla savaşmaya çağrılana kadar burada kalmayı seçtim.
You can't choose your family, can you?
Aileni seçemezsin, degil mi?
choose 174
choose one 35
choose your weapon 17
choose wisely 29
choose life 16
choose me 33
you can do it 1412
you can 2818
you can't 4106
you can't beat me 46
choose one 35
choose your weapon 17
choose wisely 29
choose life 16
choose me 33
you can do it 1412
you can 2818
you can't 4106
you can't beat me 46
you can't miss it 64
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can talk to me 162
you can't fool me 70
you can't go wrong 20
you can't beat that 16
you can't make me 84
you can't help me 85
you can't understand 78
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can talk to me 162
you can't fool me 70
you can't go wrong 20
you can't beat that 16
you can't make me 84
you can't help me 85
you can't understand 78