You could try traduction Turc
1,290 traduction parallèle
You could try getting someone to make the wish for you, I suppose.
Birinin senin adına dilek dilemesini deneyebilirsin sanırım.
You could try that, yeah.
Bunu deneyebilirsin, evet.
I'd kill you before you could try.
Denemeden öldürürüm seni.
You know, you could try and make conversation with me.
Benimle sohbet etmeyi deneyebilirsin.
You could try Amy Bergen, maybe she would know something.
Amy Bergen'le konuşabilirsiniz. Belki bir şey biliyordur.
You could try.
Deneyin.
We could run in, you could try on the worst dress they have... just face the dragon, get it over with.
Gider, en kötü gelinlikleri denersin. Sorunla yüzleşir ve atlatırsın.
you could try.
deneyebilirsin.
- You could try.
- Sen dene.
- Sure, you could try...
- Elbette, " Hayalini Kur...
- Well, you could try enjoying yourself.
- Eğlenmeye bakabilirsin.
You could try giving him a second chance. I could.
Ona ikinci bir şans vermeyi deneyebilirsin.
WELL, IF IT IS ABOUT YOU AND ME, MAYBE YOU COULD TRY SHOWING A LITTLE MORE RESPECT FOR MY LIFE,
Madem bu ikimizle ilgili, o zaman belki de benim hayatıma, benim işime biraz daha saygı...
It's in a quiet building, you could try and check her out on a date, but she's probably booked for the future.
Sessiz bir binada, Onla çıkma şansını deneyebilir ve yoklayabilirsin ama o muhtemelen gelecek için rezerve edilmiştir.
You could try headquarters in Washington.
Washington'daki merkezi arayın.
You could try it, if you wanted to.
İstersen sen de deneyebilirsin.
Well, i suppose i could try throwing you over my shoulder, but people might think that's forward.
Seni omzumdan fırlatmayı deneyebilirim ama insanlar.. ... bunu cüretkârlık olarak görebilir.
Could be they've decided to try and turn the public against you.
Halkı size karşı çevirmeye çalışıyor olabilirler.
I'm willing to bend the rules on interoffice relationships but could you try to keep it private?
Ofis içi ilişkiler konusunda kuralları esnetmeye çalışıyorum. Ama lütfen daha dikkatli olur musunuz?
I could try to find him now if you like.
İstersen onu hemen bulmaya çalışırım.
He could try to cheat you out of your share.
Payını verirken seni aldatmayı deneyebilir.
If you like, we could try a more traditional form of guided meditation.
İstersen, rehberli meditasyonun daha geleneksel bir şeklini deneyebiliriz.
Ray, listen, do me a favor. Try not to let everything that's in here come out here, could you?
Ray, bana bir iyilik yap, buradakilerin buraya çıkmasını engelle, olur mu?
Legally, I could try to keep you from going.
- Hukuki olarak gitmeni engellemeye çalışabilirim.
I mean, legally, I could try to keep you from going.
Hukuki olarak gitmeni engellemeye çalışabilirim.
I just meant that if you think of me remotely... as the sort of person that you could occasionally stand to talk to... then you will try to get along with my mom.
Yani beni konuşabileceğin bir insan olarak görüyorsan annemle iyi geçinmeye çalışırsın. - Tamam. - Tamam mı?
I mean, it could but you should try to avoid it... anyway, I got my GED, yeah.
Bundan kaçınmaya çalışmalısınız. Neyse diplomamı aldım.
could you try to be home for dinner?
Yemeğe yetişmeye çalışabilir misin?
If you try to face him again, he could kill you.
Yine önüne çıkarsan seni öldürebilir.
We could steal it back and then you can try again.
Geri çalabiliriz ve tekrar deneyebilirsin.
Well, we always thought that one of the ways we could reinvent... the genre of space opera... was to err on the side of scientific reality... and to try to create the impression that what you're watching... was really happening.
Uzay dizileri jenresini yeniden yaratmanın bir yolunun bilimsel gerçeklik açısından hatalar içermesi ve seyrettiğiniz şeyin gerçekten yaşanıyor olduğu duygusunu yaratabilmek olduğunu düşündük.
Could you try not to draw the attention of the entire airport?
Lüten bütün havaalanının ilgisini çekmemeye gayret eder misin? .
could they be mating this is when you try very hard not to look like a shark
Arkadaş olabilirler mi? Bu bir köpek balığına benzemediğiniz sürece çok zor.
You could try harder.
Tek yaptığım hayatlarınızı mahvetmek oldu, değil mi?
Could you try to talk to him?
Onunla konuşmaya çalışır mısın?
I could try to help you guys out.
Size yardım etmeye çaIışırım.
Yeah. You could try.
Evet, deneyebilirsin.
Maybe if you explain the next few steps, I could... try and get through some of this on my own.
Belki sıradaki birkaç aşamayı daha açıklarsanız... tek başıma bir şeyler yapmayı deneyebilirim.
Maybe we could just try this one, just to see if you like it.
Belki bir deneriz. Belki bu iş hoşuna gider.
Could you try to get it back?
- Geri getirmeyi deneyebilir misin?
You could try this.
- Bunu deneyebilirsiniz.
She could lose all feeling in her breasts if you try again.
Aynısını yaparsanız, göğüsleri tüm duyarlılığını yitirebilir.
You could encounter a disease you've never seen before, make a life-saving diagnosis, or try out the best new nickname ever.
Daha önce hiç karşılaşmadığınız bir hastalıkla karşılaşabilirsiniz. Hayat kurtaran bir teşhis koyabilir ya da bulduğunuz en iyi lakabı kullanabilirsiniz.
Could you try to be a tiny bit mature?
Biraz daha olgun olabilir misin?
Maybe you could just try to be a little more careful.
- Daha dikkatli olabilirsin. - Hay aksi!
A day I'd gladly explain to you if I could... but I can't, so I'm not even gonna try it.
Yapabilseydim, memnuniyetle anlatacağım günü ama yapamıyorum, deneyemiyorum bile.
You could never understand that, so do not even try.
Sen asla anlayamazsın, bu yüzden sakın deneme.
- Or we could try to help him, don't you think?
- Veya ona yardım etmeye çalışabiliriz, sence?
- The next time could you try to help us a little
- Bir daha ki sefer bize birazcık daha yardım etmeye çalışırsın
We could try to get you out with an escort.
Seni korumayla dışarı çıkarmayı deneyebiliriz.
But don't try and like kidnap me or anything...'cause my step-uncle's a bounty hunter and he could have you tracked and killed.
Çünkü üvey amcam avcıdır ve izini bulup seni öldürür.
you couldn't have known 62
you could have fooled me 52
you couldn't be more wrong 21
you could 500
you couldn't 169
you could say that 389
you couldn't wait 16
you couldn't have 43
you could've called 20
you couldn't do it 34
you could have fooled me 52
you couldn't be more wrong 21
you could 500
you couldn't 169
you could say that 389
you couldn't wait 16
you couldn't have 43
you could've called 20
you couldn't do it 34