You fell traduction Turc
4,443 traduction parallèle
You fell for her trap just like every other one of those idiots.
Sen de diğer tüm salakların düştüğü gibi onun tuzağına düştün.
The sweet peasant girl you fell in love with way back when is dead.
Önceden âşık olduğun tatlı taşra kızı öldü.
I mean, that's who he is, that's why he became a cop, that's why you fell in love with him.
Yani, o böyle, bu yüzden polis oldu, sen ona bu yüzden âşık oldun.
You fell smack on your ass?
Polonun üstüne mi düştün?
I remember the first horse you fell in love with.
Senin aşık olduğun ilk atı hatırlıyorum.
I got your text, but I guess you fell asleep.
Mesajını aldım ama sanırım uyuyakaldın.
And you fell for it hook, line, and sinker.
Sen de gözün kapalı inanmışsındır.
You fell for that line of nonsense?
Bu söz hiç saçma gelmiyor mu sana?
I'm gonna need you to give me your clothes at some point, since you fell in the blood.
Bir ara kıyafetlerinizi bana vermeniz gerekecek, kanın üzerine düşmüşsünüz çünkü.
but you fell in love right away!
Tanımıyordun bile... Ama hemen aşık oluverdin!
You fell and cracked your head.
Düşmüşsünüz ve başınızı çarpmışsınız.
You fell off the face of the Earth.
Yeryüzünden silindiğinizi düşünmüştüm.
You played so long and so hard, you fell right asleep.
Uzun süre oynamıştın ve yorulmuştun, orada uyuyakalmıştın.
Is that after you fell off the barstool and smashed everyone's drinks?
Bar sehpasını devirip herkesin içkisini döktükten sonra mı oldu bu?
You fell for me the first moment you saw me.
İlk gördüğünde bana tutuldun.
And after you fell asleep making Jerry's scrapbook, I went back to season one of Fringe to check for plot holes.
Ve sen Jerry'nin albümünü yaparken uyuyakaldıktan sonra devamlılık hatalarını bulmak için Fringe'in 1. sezonunu tekrar izledim.
Maybe, just like you fell for her, she fell for someone else.
Belki senin onu sevdiğin gibi o da başkasını seviyordu.
And for you... you lost your job, your reputation, and your sense of right and wrong when you fell in with these people.
Ve senin için, işini kaybettiğin için, itibarın ve bu insanların arasındaki, doğru yanlış anlayışın için.
All of you fell asleep and I was awake all night like an owl.
Hepiniz uyudunuz ve ben baykuş gibi tüm gece boyunca uyanıktım.
And then you fell off the grid.
Ve sonra sistemden çıkmışsın.
You told the EMT you fell off your bike.
İlk yardım ekibine bisikletten düştüğünü söylemişsin.
That's where I fell in love with astronomy, and now I'm an astrophysicist at Caltech, so I guess you could say, uh,
Orada astronomiye tutuldum ve şimdi Caltech'te astrofizik alanında çalışıyorum. Yani sonuç olarak...
He wants you to think that I was drinking and fell down, but it was his drink!
Sizi içki içerken düştüğüme inandırmaya çalışıyor,... ama onun içkisiydi!
This is where your dad fell in love with medicine, you know?
Baban Medicine'e burada aşık olmuştu, biliyor muydun?
According to you, she fell prey to one angry little girl who, as serendipity would have it, has now disappeared herself.
Size göre, kızgın bir kıza av oldu şu şansa bakın ki şimdi kızın kendisi de kayıp.
But the truth is, once you left, she fell on hard times.
Ama sen gittikten sonra o zor günler geçirdi.
When Brenda Werth was nearly killed, you thought we'd take it at face value if Lenny Frost fell victim to a similar industrial accident.
Brenda Werth ölümcül bir kazayı atlatınca böyle bir olay Lenny Frost'un başına gelse talihsiz bir iş kazası olarak yorumlayacağımızı düşündünüz.
Isn't it true, Mr. Goodson, that you just fell into this line of work after destroying your professional baseball career in a fit of rage?
Söyleyin bana Bay Goodson bu mesleğe, profesyonel beysbol kariyerinizi anlık bir öfkeyle yok ettikten sonra başlamadınız mı?
I'm surprised to see you before I fell asleep.
Uykuya dalmadan önce seni gördüğüme şaşırdım.
You really fell off the map after you did your time.
Islah evinden çıktıktan sonra gözlerden kayboldun.
You couldn't solve a crime if it fell out of the sky and sat on your face!
Gökten zembille üstüne inen bir davayı çözemezsin.
- You think it fell off?
- Sence düşmüş mü?
That's why I fell for you.
Sana bu yüzden aşık oldum zaten.
The... you know, the night the merger fell through, and I blew the whistle on the rainmaker?
İş yağdıranı ele verdiğim ve firma birleşme işinin ters gittiği geceyi hatırlıyorsun, değil mi? - Evet.
You mean he fell into the road and he was hit? Yesterday?
Yola düşüp araba mı çarpmış?
Well, at least, uh... No one fell in love with you.
En azından sana kimse aşık olmadı.
This is not the man that I fell in love with, not the man who fathered you.
Aşık olduğum adam bu değil. Baban olan adam böyle değil.
Do you triplets, drunk girl fell while he goes to the bathroom... That's what I call entertainment.
Üçüzleri üzerine kusan kız arkadaşı lavabodayken şişenin dibine vuran adam portresi.
I start again because I fell in love with you.
Ve sanırım artık seni daha iyi tanıyorum.
I mean, you know, other than the fact that his marriage just fell apart.
Tabii biten evliliğini bir kenara koyarsak.
I got... I was about to catch you, and then you just fell.
Tam yakalayacaktım ki düşüverdin.
Since you've fell for that Kung-fu chick, even your thoughts have become triple-X.
Bu Kung-fucu yavruya düştün düşeli yeni nesil ajanlar gibi düşünmeye başladın.
♪ Since I fell in love with you. ♪
Sana âşık olduğumdan beri.
♪ Since I fell in love with you. ♪ ♪ Since I fell in love with you. ♪
Sana âşık olduğumdan beri.
I fell in love with you, not your brother.
Ben sana âşık olmuştum, ağabeyine değil.
You're the dummy who fell asleep on your hands! I'm so sorry.
Elinin üstüne yatan salak sensin.
You totally fell for it.
Tamamen kandın.
But you found Duke when he fell out of the barn... and I'm betting you'll find Audrey too.
Ama ahırdan düştüğü zaman Duke'ü bulduysan Audrey'i de bulacağına eminim.
And from the time I've met you I.. I fell in love with you Simmi.
Ama seninle tanıştığımdan beri sana aşık oldum, Simmi.
You were the reason I fell in love with him.
Ona âşık olmamın yegâne sebebi sizsiniz.
I haven't seen you laugh that hard since Dad fell off the roof.
Babam çatıdan düştüğünden beri böyle güldüğünü görmemiştim.
you fell for it 19
you fell in love 27
you fell asleep 71
you fellas 18
fellas 2244
fella 381
fellows 227
fellow 75
fell 84
fellow citizens 25
you fell in love 27
you fell asleep 71
you fellas 18
fellas 2244
fella 381
fellows 227
fellow 75
fell 84
fellow citizens 25
fell in love 32
fell asleep 35
you fucking pussy 17
you fucking idiot 110
you fucking bitch 144
you fucked up 69
you flatter me 83
you feel me 201
you fucking dick 17
you found me 135
fell asleep 35
you fucking pussy 17
you fucking idiot 110
you fucking bitch 144
you fucked up 69
you flatter me 83
you feel me 201
you fucking dick 17
you found me 135
you fucking asshole 99
you fucking whore 34
you fucking cunt 67
you figure it out 87
you fucked me 29
you first 511
you fucked her 24
you feeling better 72
you fucking faggot 21
you fucking moron 29
you fucking whore 34
you fucking cunt 67
you figure it out 87
you fucked me 29
you first 511
you fucked her 24
you feeling better 72
you fucking faggot 21
you fucking moron 29