English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You gonna eat that

You gonna eat that traduction Turc

332 traduction parallèle
- Yeah. Are you gonna eat that?
- Evet, şunu yiyecek misin?
Are you gonna eat that?
Onu yiyecek misin?
You gonna eat that pie or just push it around on my china?
O turtayı yiyecek misin, yoksa oynamaya devam mı edeceksin?
- Are you gonna eat that?
- Bunu yiyecek misin?
You gonna eat that pickle?
O turşuyu yiyecek misin?
You gonna eat that?
Onu yiyecek misin?
- Are you gonna eat that?
yemeğe mi gidiyorsun?
You gonna eat that meat or play with it? - Not hungry.
Etini yiyecek misin, oynayacak mısın?
You gonna eat that skin?
"O deriyi yiyecek misin"?
ARE YOU GONNA EAT THAT CHERRY?
O kirazı yemeyecek misin?
Are you gonna eat that?
Bunu yiyecek misin?
Oh, I don't even think she's done it with Dennis yet. - Are you gonna eat that?
Gerçekten bu sorulara cevap vermemi bekliyor musunuz?
Hey, Sandy, you gonna eat that?
Hey, Sandy, yemiyor musun?
You gonna eat that spumoni?
O tatlıyı yiyecek misin?
- [Chomping, Swallows] - Are you gonna eat that all by yourself?
Hepsini tek başına mı yiyeceksin?
You gonna eat that hash brown?
You gonna eat that hash brown?
Are you gonna eat that other half of your sandwich?
Sandvicinin yarısını bana verir misin?
You gonna eat that stapler?
O zımbayı yiyecek misin?
You gonna eat that?
Şunu yiyecek misin?
You gonna eat that, big boy?
Şu büyük boyu yiyecek misin?
Are you gonna eat that, by the way?
Onu yemeye bu şekilde devam edecek misin?
Are you gonna eat that?
Şunu yiyecek misin?
Now that you're the Colonel, Jesse, where you gonna get us somethin'to eat?
Artık sen Albaysın, Jesse bize nerede birşeyler yedireceksin?
If I find any wire up that way, I'm gonna make you eat it.
ben de yemene izin vereceğim.
That bull's gonna eat you up.
O boğa seni çiğ çiğ yiyecek.
I'm not gonna eat with somebody that talks to me the way you do.
Senin gibi konuşan biriyle yemeyeceğim.
You gonna eat all that?
Bunları tek başına mı yiyeceksiniz?
Harry thinks if you call him Harry again, he's gonna make you eat that cat.
Bir daha bana Harry dersen, Harry sana o kediyi yedirtecek.
You're gonna eat that thing?
Anlatın Bayan Andrews.
- OK. - Is that all you're gonna eat?
Bütün yiyeceğin o mu?
You won't accept a guy's tongue in your mouth, and you're gonna eat that?
Ağzının içinde erkek dili istemiyorsun ama onu yiyorsun?
- You're not gonna eat that, are you?
- Onu yemeyeceksin umarım.
I'm not gonna eat that, but you try the veal- -
Onu yemem, ama bu dana eti- -
They don't want you. Now I'm gonna eat that sandwich.
Şimdi sandviçimi yiyeceğim.
You don't think we're gonna eat that. Do you. Dummy?
Bunu yiyeceğimizi sanmıyorsun, değil mi gerzek?
I thought that you were gonna... You know, you know, eat my friend.
Sizin şey olduğunuzu işte, arkadaşımı yiyeceğinizi sandım.
If you ask me, the monkey's gonna eat that goddam sandwich himself.
Bana sorarsan, kahrolası sandviçi bir güzel yiyecek.
Is that all you gonna eat?
Tüm yiyeceğin bu kadar mı?
Are you gonna eat that?
Şunu yiyecekmisin?
You gonna eat that fat?
Parayla evlenmenin tehlikeleri vardır.
You're not gonna eat all that watermelon.
Bütün karpuzları yiyecek değilsiniz ya.
Yeah, I'm gonna make you eat that thing.
O şeyi sana yedireceğim.
- That's like sayin you're gonna eat today.
- Bu sanki "Bu gun yemek yiyeceksin" gibi bir sey.
- Eat something if you're gonna drink that.
- Onu içeceksen en azından bir şeyler ye.
Twinkies. - You're not gonna eat that?
- Onu yemeyeceksin, değil mi?
- Is that all you're gonna eat?
O kadar mı yiyeceksin? Sadece yoğurt mu?
You're not actually gonna eat that, are you?
Onu yemeyeceksin, değil mi?
You gonna eat all that?
Hepsini yiyecek misin?
At least, if you're gonna eat that, have some almonds.
İlla yiyecekseniz bari yanında badem yiyin.
You guys go check that out, and I'm just gonna run downstairs and grab something to eat.
Ben de aşağı inip bir şeyler yiyeceğim.
- That you and I are gonna eat there.
- Seninle orada yemek yiyeceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]