English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You had fun

You had fun traduction Turc

987 traduction parallèle
I can tell you had fun.
Zevk aldığın belli.
Well, Emperor Higgins, I hope you had fun.
İmparator Higgins, umarım eğlenmişsindir.
We had fun making it, and we hope you had fun seeing it tonight.
Biz onu yaparken çok eğlendik, ve sizin de izlerken eğlendiğinizi umarız.
You had fun behind my back.
Arkamdan âlem yaptın.
As you know, without me, you had fun.
Sende biliyorsun bensiz eğlenirdin hep.
I hope you had fun.
- Eğlendiğini umuyorum.
- Have you had fun?
- Eğleniyor muydunuz?
- I hope you had fun.
- Umarım eğlenmişsindir.
Think of all the fun you had, though.
Yine de ne kadar eğlendin, bir düşünsene.
But I had fun with you.
Ama dün seninle çok eğlendim.
I'll always remember the fun we've had... and I'll probably find myself wishing I could hear you sing that little waltz song again.
Burada yaşadığım keyfi hiç unutmayacağım... ve daima seni o küçük vals şarkısını söylemeni dileyerek anımsayacağım.
You boys have had your fun.
Siz çocuklar yeterince eğlendiniz.
You can't imagine what fun we've had!
O kadar mutluyuz ki!
- Yes, I had a lot of fun, didn't you?
- Fazlasıyla eğlendim, değil mi?
- no matter how much fun you had. - I can't figure that out, either.
-... nasıl bu kadar saat dışarıda kalabildiğini anlamış değilim.
The only trouble is, we could have had a lot of fun if you weren't a detective.
Tek sorun, eğer dedektif olmasaydın çok eğlenebilirdik.
And you propose to her before she's had her fun... idiot!
Ve sen de eğlencesinden önce ona evlenme teklifi ediyorsun! Budala!
- You know, had some fun, maybe.
- Tabii biraz da eğlendim.
Glad to see you. I hope you've had enough of this good clean fun.
Umarım bu kadar eğlence size yetmiştir.
You must have had fun.
Ama sadece eğlenmeye gitmiş olmalısın.
Your friend is nice, we had so much fun I don't know how to thank you
Arkadaşınız çok iyi biri, beraber çok eğlendik. Size nasıl teşekkür ederim bilmiyorum.
Haven't you had enough fun, all of you?
Hepiniz yeterince eğlenmediniz mi?
You've had enough fun.
Bugün yeteri kadar eğlendin!
I'm afraid you haven't had much fun out of this evening, Blanche.
Bu akşam pek eğleniyor gibi görünmüyorsun, Blanche.
We had a lot of fun when you were up here.
Sen buradayken bolca eğlendik.
Anyway, I had fun, you know.
Neyse, çok eğlendim.
While I was there, these men... kind of guests, you might say... we'd get together and horse around a little bit and sing...'cause we were havin such a good time... and we always had a lot of fun with this one, "The Jailhouse Rock."
Ben oradayken... bu adamlarla, ki onlara misafirler diyebiliriz... hep birlikte eğlenip oyalanır, şarkı söylerdik... çünkü çok iyi vakit geçiriyorduk. Bu şarkıdan çok keyif alırdık : The Jailhouse Rock.
You've had your fun, Monsieur.
Siz de eğlendiniz, Mösyö.
Oh, darling Joey, you've had your fun.
Joey, sevgilim, yeterince eğlendin.
You remember the fun we had when you poisoned me?
Beni zehirlediğin zaman ne kadar eğlendiğimizi hatırlıyor musun?
You're having more fun than you ever had in your life.
Daha önce hic eğlenmediğiniz kadar eğleniyorsunuz.
You've had your fun.
Yeterince eğlendiniz.
You've had your fun.
Dalganı geçtin işte.
How do you sleep nights when you close a show, put 40 people out of work and bankrupt a man, all because he had the colossal gall to poke a little fun at the great Jean-Marc Clément?
Sırf, yüce Jean-Marc Clément'le birazcık eğlendi diye şovunu kapatıp, devasa kinine kurban ettiğin o adamı iflas ettirdikten ve 40 kişiyi sokağa attıktan sonra geceleri nasıl uyuyabiliyorsun?
All right, you've had your fun.
Pekala, eğleniyormusun.
You see, they got hold of these two fellas, had a bit of fun with them, sent them back dead as mutton, minus... one or two of their spare parts.
Evet. O gün iki misyonerimizi yakalamışlardı, önce biraz eğlendiler sonra bir iki parçaları eksik olarak bize geri göndermişlerdi.
If you're just going to make fun of me, I've had enough.
Sen eğlence arıyorsan, bu kadarı bana yetti.
Now, you've had your fun, but if this happens in action, God help you!
Neyse, yeterince eğlendiniz ama bu operasyon sırasında olsaydı Allah yardımcınız olsun!
If you'd spent a little time with us, you might've had some fun.
Bizimle biraz vakit geçirsen, belki biraz eğlenirsin.
You've had your fun Sheriff, you'd better off pray that Esteban been enjoying too.
Korkmana gerek yok, Şerif! Esteban'ın sana hala kızgın olmayacağını umuyorum.
- That means, you've had your fun.
- Demek ki çok eğlenmişsin.
Okay. You had your fun.
Tamam, eğlece bitti.
And you'll find you had much more fun when you were the hunter.
Ve avcıyken yaşadığın eğlenceyi av olarak tecrübe edersin.
I guess you had a lot more fun up at State Prison.
Herhalde Eyalet Hapishanesi çok daha eğlencelidir.
Come on, you had your fun.
Haydi ama, eğlendiniz eğleneceğiniz kadar.
You've had your fun.
Yeteri kadar eğlendiniz.
You and your friend Britta have had some fun together.
Sen ve arkadaşın Britta bazen keyifli anlar yaşıyormuşsunuz.
Why not? You've had your fun with him.
Onunla yeterince eğlendiniz.
Well, that was all good fun, and we all had a jolly good laugh but I assure you, you'd never be treated like that if you had an interview here at the Careers Advisory Board.
Çok eğlenceliydi ve hepimiz doyasıya güldük ama emin olun, Meslek Danışma Kurulu'nda mülakata girseniz kesinlikle öyle muamele görmezsiniz.
You wouldn't have had much fun - in Stalingrad, would you?
Stalingrad'da pek eğlenemezdiniz herhalde.
I said you wouldn't have had much fun - in Stalingrad, would you?
Stalingrad'da pek eğlenemezdiniz herhalde dedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]