English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You left me alone

You left me alone traduction Turc

286 traduction parallèle
Really, i... i'd rather you left me alone just now, if you don't mind.
Biliyor musunuz, ben biraz yalnız kalmak istiyorum. Sakıncası yoksa.
It'd be nice if you left me alone once.
Beni rahat bırakırsan iyi olur.
You left me alone.
Beni yalnız bıraktın.
You left me alone in the zone where the living are not alive and the dead are not dead. arrested Princess the and Heurtebise with me of became what care you Did. ?
Beni, yaşayanların canlı ve ölülerin de ölü olmadığı bölgede yalnız bıraktınız.
I spent the night in your room and you left me alone
Geceyi odanda geçirdim bana dokunmadın.
You heard my prayer, you brought me to a place, where human is scarce. You left me alone with my conscience.
duamı kabul ettin..... insanın kıt yerine getirdin bizi, vicdanımızla baş başa bıraktın.
You left me alone, Godless people!
Beni ortada bıraktınız Allahsızlar!
when I through you... wait, it's stupid for us to fight like this you left me alone in the hands of our enemies and you betrayed me to those same enemies
Senin yüzünden... Dur, böyle kavga etmemiş aptalca. Beni düşmanın elinde tak başıma bıraktın.
- You left me alone again!
- Beni yine yalnız bıraktın!
You left me alone with those people?
Beni o insanlarla nasıl yalnız bırakırsın?
You left me alone, in that town...
O şehirde beni yapayalnız bıraktın...
You left me alone, and you did your job.
Beni yalnız bıraktın ve görevini yaptın.
You left me alone for years... did you not think of me?
Onca yıl beni yalnız bıraktın. Sen beni düşünmedin mi? Ya benim onurum?
- You left me alone with him.
- Beni onunla yalnız bıraktın.
I might do the same thing if you left me alone.
Beni yalnız bırakırsan ben de aynı şeyi yaparım.
but what I do know is you left me alone in my Hong Kong hotel room.
Ama kesin bildiğim şey şu : Hong Kong'taki otel odamda beni yalnız bıraktığın.
- It's my pleasure, even if you left me alone in the middle of a battle.
- Benim için zevk, savaşın ortasında yalnız başıma koyup gitmene rağmen.
Everything would have come right if you'd only left me alone.
Beni yalnız bıraksaydınız, her şey yolunda gidecekti.
This isn't the first time you've left me alone.
Bu beni ilk yalnız bırakışınız değil. Gidin hadi.
You went away from the window and left me alone.
Pencereden ayrılıp beni yalnız başıma bıraktınız.
I wanted it that way but when I saw you in the wickiup and you touched me and you prayed for me I felt bad being alone and I knew that I needed to see you again before I left so that I could find out if it was the same as last night.
Ben öyle istediğim için. Ama çadırda seni gördüğümde ve bana dokunduğunda ve benim için dua ettiğinde yalnız olduğuma üzüldüm. Ve gitmeden önce seni yeniden görmem gerektiğini biliyordum.
You left me standing there alone.
Beni orada yalnız bıraktın.
Next time, I'll know how long you've left me alone.
Gelecek sefer, ne kadar yalnız kaldığımı bileceğim.
You left me all alone in the middle of the night.
Nankörce çekip gittin! Beni tüm gece yalnız bıraktın.
If you've been left alone, you can spend a little time with me.
Eğer yalnız kaldıysan benimle vakit geçirebilirsin.
Monsieur Desgrez tells me that, despite the orders you were given, you left Madame of Plessis alone with the Bey!
- Monsenyör Desgrez'in dediğine göre, benim emrime rağmen Madam Plessis ve Bahtiyar Beyi yalnız bırakmışsın.
Why have you left me all alone?
Neden beni yalnız bıraktın?
In order to prove me wrong, you closed the door and left me in there alone?
Benim yanıldığımı kanıtlamak için kapıyı kapatıp beni orada bir başıma bıraktınız.
Forgive me for having left you alone these past 3 days.
Seni üç gün boyunca yalnız bıraktığım için beni affet.
You left me all alone.
Beni yapayalnız bıraktın.
You left me here alone
Beni yalnız bıraktığına
You left me all alone.
Beni yalnız bıraktın.
Blue moon, you left me standing alone...?
Mavi ay, beni yalnız bıraktın...?
They'd die if they found out you left me here alone with him.
Eğer beni onunla burada bırakırsan ölürler asıl.
Yeah, right. And then you left me all alone!
Evet, doğru.Ve sonra beni yapayanlız bıraktınız!
No one can escape death, my love, but you left me all alone.
Ölümden kimse kaçamaz aşkım ama beni yapayalnız bıraktın.
When he told me about your fight, last night, I told him off because he left you alone in that state.
Dün akşamki kavganızı anlatınca onu terk ettiğimi söyledim.
If you want to be left alone... that's fine with me.
Yalnız kalmak istiyorsanız, benim için sorun değil.
You'll want to be alone with your bride and there's nothing really left for me to do.
Gelininle yanlız olmak isteyeceksindir ve benim için gerçekten yapacak hiçbir şey kalmayacak.
You should have left me alone in Orlando.
Beni Orlando'da bırakmalıydın.
If I'm so dangerous, how come she left you alone with me?
Eğer bu kadar tehlikeliysem, neden seni benimle yanlız bıraktı?
Can you tell me what is going on? I just wanna be left alone.
bana neler oldugunu anlat sadece yalniz kalmak istiyorum.
You left me here alone.
"Beni buralarda yapayalnız bırakıp gittin".
Ever since I was little, you always left me alone...
Küçüklüğümden beri beni hep yalnız bıraktın...
Call me next time you're left here alone.
Bir dahaki sefer evde yalnız kaldığında beni ara.
If I let you ride alone what glory will there be left for me?
Yalnız başına gitmene izin verirsem... benim zaferdeki payım ne olur sonra?
Tell me why you left and I'll leave you alone.
Neden gittiğini söyle, gideyim.
Just died and left me with the two of you alone.
Sadece öldü ve yalnız size iki ile beni bıraktı.
So, naughty boy, you left me all alone...
Seni yaramaz çocuk, beni bırakıyorsun...
Who else was gonna hold everything up after you left me all alone?
Sen de beni yalnız bıraksaydın kim herşeyi bir araya getirebilirdi?
You died and left me all alone!
Sen öldün ve beni yapayalnız bıraktın!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]