English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You remember it

You remember it traduction Turc

5,085 traduction parallèle
That's right, you remember it.
Doğru, hatırlıyorsun.
You remember it.
Hatırla onu.
Do you remember how fun it was?
Ne kadar eğlenceli olduğunu hatırlıyor musun?
Do you remember when you got it?
- Aldığın zamanı bilmiyor musun?
I remember, it was a Saturday... when you entered my life as bad luck.
Hayatıma kötü şans gibi girdiğinde hatırlıyorum da günlerden cumartesiydi.
You just remember it all?
- Sadece hatırlıyor musun?
You know, I try to remember things because I feel like I should, like it's my job or something, you know, early days, and I'm tired of trying to remember.
Sürekli geçmişi düşünüyorum biliyor musun, sanki işim buymuş gibi. Geçmişte nasıldı diye. Ama hatırlamaya çalışmaktan bıktım.
Do you happen to remember who it was that painted your house?
Evinizi kim boyamıştı hatırlıyor musunuz?
I did it for you yesterday, remember?
Dün senin için yapmıştım, hatırladın mı?
Or you just got really wasted and fucked him like an hour into it and he's already gone. Remember that?
Ya da O'nunla bir saat seviştin ve postaladın.
Okay, well, in general, whenever you have downtime, which I don't remember having when I had your job. But since you do, it might be a good idea for you to read something related to the company.
Pekala, genelde boş zamanın olduğunda kaldı ki ben senin işini yaparken, boş zamanım hiç yoktu madem senin var, şirketle ilgili haberleri okuman....... daha iyi bir fikir olabilir.
You know, maybe I should remember next time that... if it starts off with a ton of drama, maybe I shouldn't go there.
Belki de bir dahaki sefere başta çok drama yaşanıyorsa hiç başlamasam daha iyi olur.
But remember, when it comes to your work reputation... you can't unring the bell.
Ama şunu unutma, iş itibarını bir kez kaybettin mi bir daha geri getiremezsin.
You rang me, remember, you wanted to talk about it.
Beni aradın, unuttun mu? Bunu konuşmak istiyordun.
It must be very difficult to maintain hope, remember who you once were.
Umudunu yitirmeden kim olduğunu unutmamaya çalışmak çok zor olmalı.
Remember, it is my country that will suffer if you're wrong.
Unutma, hatalıysan, acı çekecek olan benim ülkem.
You should remember that, Churchill, because it's true and useful.
Bunu unutma Churchill. Çünkü bu doğru ve faydalı.
I used to come down to Brighton years ago, and what I remember most is that it was always cold and it was always raining with a glacial wind that would blow through the streets and freeze you to your bones.
Yıllar önce Brighton'a gelirdim, en çok hatırladığım şey daima soğuk ve daima yağmurlu olduğuydu. Sokaklarda buz gibi bir rüzgar eser ve insanı iliklerine kadar dondururdu.
- Do you remember writing it?
- Bunu yazdığını hatırlıyor musun? - Hayır.
Doctor said for you to take it easy, remember?
Doktor ağırdan almanı söyledi unuttun mu?
An even swap, yes, it's not like I'm not happy for you but you did already tell me this all this morning, remember?
Adil bir takas, evet. Senin için mutlu olmadığımdan değil de bunu bana sabah söylemiştin zaten, hatırladın mı?
Of course, remember, that stuff is highly explosive, so you'll want to keep it away from any open flames.
Tabii çok yanıcı olduğu için alevden uzak tutmak lazım.
Remember, it's a very emotional day for you.
Hatırla, bu senin için çok duygusal bir gündü.
That book... it used to have a cover. I remember I read this cover, you know, when it has a cover on it.
Kılıfı varken üzerini okuduğumu hatırlıyorum.
Do you remember what it said? It was just a bunch of letters.
Ne yazıyordu hatırlıyor musunuz?
You had no control of what you were doing, much less remember doing it.
Yaptıkların üzerinde kontrolün yoktu hatırlamak şöyle dursun.
What if you could remember how you did it?
- Peki ya bunu nasıl yaptığını hatırlarsan?
I got this especially for you, and I want you to remember me wearing it.
Senin için özel olarak aldım ve giydiğimi hatırlamanı istiyorum.
I got this especially for you, and I want you to remember me wearing it.
Senin için özel olarak aldım ve giyerken hatırlamanı istiyorum.
And it made me remember what it was like in college when you'd say, "oh, meet me at the free palestine party." Then I'd find out you're over at the Israel house.
Bu bana üniversitede bana "Özgür Filistin Partisi'nde buluşalım" deyip sonra seni İsrail evinde bulduğum zamanları hatırlattı.
You probably remember it as ewing 43.
Muhtemelen Ewing 43 olarak hatırlayacaksın.
- Don't remember you. Oh, no, no. It's nothing.
"Sen nasıI hissediyorsun?"
It's weird seeing you in something I don't remember.
Hatırlamadığım bir şey giyiyor olmanı görmek garip.
I know it isn't easy, Mr Simons, but it would help the investigation if you told us everything you can remember.
Biliyorum, hiç kolay değil, Bay Simons,... ama eğer hatırladıklarınızı anlatabilirseniz soruşturmaya çok yardımcı olur.
But you said it was good to see me. Remember?
Ama beni görmenin güzel olduğunu söylemiştin.Unuttun mu?
I can take away your column as easy as I gave it to you, remember that.
O köşeyi size verdiğim gibi geri de alabilirim bunu unutmayın.
I can take away your column as easily as I gave it to you. Remember that.
Köşenizi verdiğim gibi geri de alabilirim bunu unutmayın.
I remember the day you gave it to me.
Bunu bana verdiğin günü hatırlıyorum.
Now remember, the bad pirates are trying to steal the treasure, so you need to protect it.
Unutma, kötü korsanlar hazineyi çalmaya çalışıyor ve senin onu koruman gerekiyor. Anladın mı?
I don't remember if we even started working, you know, before it happened.
Kazadan önce işe başı yaptığımı bile hatırlamıyorum.
You wanted to know what it feels like, remember?
Sahnede olmak nasıl merak ediyordun hani?
Dandan. Remember, tell her it was you who kept this photo.
Dandan, sakın unutma bu fotoğrafı senin sakladığını söyle.
Now, just remember, this hurts you more than it hurts me.
Şunu sakın unutma, senin canın benimkinden fazla yanıyor.
It makes them spread. You remember the old days, Ferdie?
Hayır, aAçtırıyor.
If it is so fun, dear Eylül why are they so afraid you will remember?
[Eylül iç ses ] O kadar eğienceiiyse, sevgili Eylül... [ Eylül iç ses]... hatırlamandan niye bu kadar korkuyorlar acaba?
But if it cooks my brain, you just remember my glory days.
Ama beynimi eritirse sadece güzel günlerimi hatırla.
I know it's hard for you to believe but once she gets inside your head it I remember the feeling, I almost couldn't stop her.
İnanması zor olduğunu biliyorum... ama kafana girdikten sonra... ne hissettiğimi hatırlıyorum.
Do you remember when you said "I do" and meant it?
"Seviyorum" deyişinizi ve ne anlama geldiğini hatırlıyor musunuz?
Do you remember when it was your mom kicked?
Annenin beni evden attığı zamanı hatırlıyor musun?
Before you answer, remember you the excuse last time... It was... "car trouble.".
Cevap vermeden önce hatırlatayım, bir önceki bahanen arabanın bozulmasıydı.
But I bet you remember this. Call it my "anti-iron man" arrow.
Buna "Demir Adam karşıtı" okum diyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]