Your lunch traduction Turc
1,886 traduction parallèle
Right, well... caitlin : cancel your lunch all of us the usual place. urgent xo mia okay, perfect example.
Doğru, peki... "Caitlin, öğle yemeğini iptal et, her zamanki yerde buluşuyoruz. ACİL, Mia"
zoe burden, managing director, mergers and acquisity zoe : cancel your lunch all of us the usual place. urgent xo mia don't panic, carl.
Zoe Burden, üst düzey yönetici, Mergers and Acquisity Zoe : "Öğle yemeğini iptal et, her zamanki yerde buluşuyoruz. ACİL, Mia"
Mommy put a cookie in your lunch?
Annen öğle yemeğinde sana kurabiye verdi mi?
Becca, don't forget your lunch.
Becca, öyle yemeğini unutma. Al bakalım.
You have forgotten your lunch...
Öğlen yemeğini unuttun...
Take your lunch, don't be stupid!
Aptal olma al yemeğini!
No, not till you had your lunch.
- Hayır, öğle yemeğini yemeden olmaz.
- How was your lunch?
- Yemeğiniz nasıldı?
Does your wife pack your lunch every day?
Eşin her gün öğle yemeğini paket yapar mı?
It was certainly courteous of her to offer me your lunch.
Sizin öğle yemeğinize beni de çağırması yine nezaket icabıydı.
That I give your lunch back?
Öğle yemeğini geri mi vereyim?
I heard you lost your lunch.
Yediğini çıkardığını duydum.
Enjoy your lunch gentlemen.
Öğle yemeğinizin zevkini çıkarın beyler.
How was your lunch, Mr. Draper?
- Yemeğiniz nasıl geçti Bay Draper?
All right. I put a cupcake in your lunch.
Tamam, yemeğine bir de kek koydum.
I noticed that you were eating one with your lunch the other day, so I stopped and bought you one.
Geçen gün öğle yemeğini yalnız yediğini fark ettim, bende durup sana bir tane aldım.
I'll let you finish your lunch.
Bırakayım da yemeğini ye.
Your lunch, permission slip?
öğle yemeği, izin belgesi...
Oh. Going to smoke some weed on your lunch break?
Öğle yemeği arasında ot tüttüreceksiniz, değil mi?
That it was this whole archaic thing Where you save your lunch money and mow extra lawns to take me out because you think I'm pretty?
Tüm bu modası geçmiş şeyler harçlıklarından kalanları harcaman sevimli olduğum için beni dışarı çıkarmak istemenden mi?
You must really like your lunch.
Yemeğini gerçekten sevmiş olmalısın.
More, if you don't leave before your lunch hour is over.
Öğle tatilin bitmeden gitmezsen daha da çok.
- Does your mom still pack your lunch?
- Öğlen yemeklerini hala annen mi hazırlıyor?
- Then you can make your lunch.
- O zaman yemeğe gidebilirsin.
Here's your lunch, mr. Parcell.
İşte yemeğiniz Bay Parcell.
Here's your lunch.
Iste ogle yemegin.
I'll let you keep your lunch money today.
Bugünkü yemek paranı cebinde bırakacağım.
Finish your lunch.
Yemeğini bitir.
Is this your lunch?
- Öğle yemeğin mi?
juliet : cancel your lunch all of us the usual place. urgent xo mia
Ayrıca umuyoruz ki sonraki adımda yapacağınız ziyaret de yararlı olacaktır.
Any reason why you didn't tell us you were finishing your shift before you took my lunch?
Mesainizin bittiğini, niçin öğle yemeği ısmarlamadan önce söylemediğinizi öğrenebilir miyim?
Try your best to finish it during lunch break.
Öğle yemeğini bitirmeye gayret et.
Your honor, as her testimony promises to be long, the state requests we break for lunch before calling her in.
İfadesi uzun süreceğinden, onu çağırmadan önce öğle yemeği için ara istiyoruz.
I'm up. Aren't you having lunch with your father and the Cohens?
Baban ve Cohen'le yemek yemeyecek miydin sen?
You going to go down there with your autograph book at lunch?
Ögle paydosunda imzasini almaya inecek misin?
Don, your girl says you're free for lunch.
Don, sekreterin öğle yemeğinde müsait olduğunu söylüyor.
In Los angeles, AA meetings are like having lunch with your agent- - everybody does it.
Los Angeles'da, Anonim Alkolikler toplantıları, ajansınla öğle yemeği yemek gibidir, ve herkes bunu yapar.
We'll get him under the dirt before the "pay your respects at lunch" crowd shows up.
Öğle saatinde ölülere saygısını sunmaya gelen, kalabalık yüzünü göstermeden, onu gömmeliyiz.
- Your Honor, I move we recess for lunch.
Sayın Yargıç, öğle yemeği için ara talep diyorum.
I was musing what to eat, and remembered your box lunch place.
Ben de ne yiyeceğimi düşünüyordum, senin şu lokanta aklıma geldi.
No. We appreciate that, and I know... I know you've been using your-your baby-sitting money for school lunch.
Hayır, bunu takdir ediyoruz ve çocuk bakıcılığından aldığın parayı öğle yemeklerinde kullandığını biliyorum.
Time for your school lunch.
Yemek zamanın geldi.
So, listen, I was thinking before your shift maybe we could have lunch?
Vardiyan başlamadan önce yemeğe çıkalım mı diyecektim.
I was wondering how your morning looks. Uh, I'm just... I'm making my girls lunch, dropping them off at school, and then I'm wide open.
Ben sadece.. kızlara yemek hazırlıyorum, okula bırakacağım, sonra boşum.
It's catch your own lunch day.
Kendi yemeğini kendin seç günü.
Hey, honey, could you, uh, fix some lunch for your brother please? Yeah.
Tatlım, kardeşine öğle yemeği ayarlayabilir misin lütfen?
I've got your lunch.
Öğlen yemeğini getirdim.
It's for your own good, S. They were going to lunch together- -
- Blair. - İyiliğin için, S. Beraber yemek yiyeceklerdi.
How? By having a romantic lunch with your boyfriend?
Sevgilinle romantik bir yemek yiyerek mi?
Honey, did you make your own lunch?
Tatlım, öğle yemeğine ne hazırladın?
Qusay, at lunch, be sure to tell your father I am not behind these articles praising me in the newspapers. Please.
Kusay, yemekte babana söyler misin gazetelerde beni öven yazılarla bir ilgim yok.
lunch 488
lunch box 16
lunch time 24
lunch is ready 54
lunch and dinner 24
lunchtime 59
lunch is on me 20
lunch break 22
lunch is served 17
your phone 169
lunch box 16
lunch time 24
lunch is ready 54
lunch and dinner 24
lunchtime 59
lunch is on me 20
lunch break 22
lunch is served 17
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
your own 34
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your tea 43
your mum 57
your name 485
your hat 64
your own 34
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your tea 43
your mum 57
your name 485
your sister 409
your majesty 3240
your mother 885
your mom 327
your old man 28
your dad 423
your point being 45
your mother is dead 28
your highness 1544
your mind 60
your majesty 3240
your mother 885
your mom 327
your old man 28
your dad 423
your point being 45
your mother is dead 28
your highness 1544
your mind 60
your brother 593
your heart 112
your face 246
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your wedding 23
your hand 189
your heart 112
your face 246
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your wedding 23
your hand 189