Думал traduction Turc
45,733 traduction parallèle
Как видите, никто здесь и не думал чатиться.
Evet! Gördüğünüz gibi buradaki kimse mesaj atmıyor.
А я думал, что закончу, как мои клиенты.
Sonunda ne olacağımı merak ederdim.
- ( чак ) Я думал, никто не выбрался живым.
Kimsenin hayatta kalmadığını sanıyordum.
- ( рави ) Я думал, это дело Клайва.
- Bu Clive'ın davası sanıyordum.
Не хочу, чтоб ты думал, будто я чего-то жду.
Bir beklenti içinde olmadığımı bilmeni isterim.
Кстати, я как раз думал о новом имени.
Aslında yeni bir lakap üzerinde düşünüyordum.
Не думал, что встречу кого-то с защитном реакцией сильнее, чем у меня
Kendimden daha savunmacı biriyle karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim.
Я думал над "Элли".
Ben "Ellie" yi düşünüyordum.
Я думал, если переехать в поместье ДжакОби, воспоминания об отце сотрутся. Но он по-прежнему здесь. Смеётся надо мной.
Jacobee'in malikânesine taşınırsak babama ait anıları silerim sandım fakat o hâlâ burada benimle alay ediyor.
думал, в твоем прекрасном мире не будет баронов только люди или ты уже забыла об этом?
İyi de mükemmel yeni dünyanda hiç baron olmadığını yalnızca özgür kadınların ve erkeklerin olduğunu sanıyordum. - Yoksa bunları çoktan unuttun mu?
ты еще более больной, чем я думал.
Zihnin düşündüğümden daha hastalıklı olmalı.
я никогда не верил никогда не думал, что это возможно что она причинит мне страдание.
Buna hiç inanmazdım. Bana zarar verme ihtimali yok sanırdım.
я думал, вы мертвы.
Öldün sanmıştım.
Думал, что справлюсь.
Kendim yapabileceğimi düşünmüştüm.
- А я думал, было.
- Değildi. - Komik olur sanmıştım.
Учитывая наши прежние отношения, я думал, она сообщит о ключевой улике.
Önceki ilişkimizden dolayı, bizim için önemli delilleri açıklayabilir gibi hissettim.
Я думал, ты моя девушка.
Seni kız arkadaşım sandım.
Ты думал, что ситуация не может ухудшиться, да?
İşler daha da kötüye gitmez sanıyordunuz, değil mi?
Я не думал, что смогу сейчас путешествовать.
Uzun bir zaman yurtdışına gidemem diye düşünüyordum.
Но он был мертв. Я думал, что всё закончилось.
Fakat o ölmüştü ve bunun bittiğini umuyordum.
Я раньше тоже думал, что должен ей.
Seni anlıyorum, ona borçlu olduğunu düşünüyorsun.
Я думал, что ты был с Томасом всё это время, трахался шесть часов подряд.
Tüm o sıkıcı altı saat boyunca Thomas ile birlikte olduğunu yeni anladım.
Я думал, их только по утрам тошнит.
Sadece sabahları mide bulantıları olduğunu sanıyordum. Her zaman oluyor.
Я думал, с тобой случилось что-то ужасное. Нет.
Başına korkunç bir şey geldi sandım.
Погоди, я думал, ЦРУ должно убивать террористов,
CIA'ın teröristleri kurtarmak yerine öldürmesi gerek sanıyordum.
Думал, что провёл меня?
Beni kandırabileceğini mi sandın?
Ибо я всегда думал, что ты действуешь в интересах фирмы.
Kararlarına saygı duydum. Çünkü bu şirket için her zaman en iyisini düşüneceğini biliyordum.
На вашем месте я бы думал, что говорю.
- Yerinde olsam dediklerime dikkat ederdim.
Ты думал, он пропал или что?
Kaybolduğunu falan mı sandın?
И.. и я позвонил им, я думал, что смогу... возможно...
Ben de belki bir anlaşma yapabilirim diye...
Я все испортил. Тогда я думал, что если сделаю все в одиночку, то причиню боль лишь себе.
O zaman, kendim başa çıkarsam, acıyı sadece ben çekerim dedim.
Рыдающий идиот. Я думал, они согласятся взять деньги.
Mal mal zırıldadım ama paraya cevap verirler diye düşündüm işte.
Вот уж не думал вновь услышать твой голос.
İşte bu, tekrar duyacağımı bildiğim bir ses.
Твой друг не такой хороший образец для подражания, как ты думал.
Bu arkadaşının sandığın gibi babacan olmadığından bahsetmeyeceğim.
Я думал, что они были союзниками.
- Onları müttefik sanıyordum.
Думал, миллионером станешь? У меня не было выбора. Думал, миллионером станешь?
- Milyoner olacağını sandın, değil mi?
По крайней мере, я так думал.
En azından o öyle düşünüyordu.
Я думал Средний Восток проглотит тебя, дружище.
Orta Doğu seni de öldürür diye düşünüyordum, dostum.
Думал, ты ненавидишь воду.
Sudan nefret ettiğini sanırdım.
А ты что, чёрт возьми, думал, когда он говорил это?
- Sen ne sanmıştın?
Я думал, это сравнение.
- Benzetme yapıyor sanmıştım.
Много думал. Я прикидывал, как вытащить твоего человека из Барранкильи.
Adamını Barranquilla'dan nasıl çıkartacağımı düşünüp duruyordum.
Я думал, я еду с тобой.
Seninle geliyorum sanıyordum.
Я связывался с ней нашим способом, думал, только она знает.
Sadece onun anlayacağını sandığım bir şekilde ona haber gönderdim.
Я думал.
Düşünüyorum.
На потолке. Он думал, что его мозг не работает из-за случая с Меса Верде, так что... я типа сказал ему, что он был прав... во всём.
Mesa Verde davasından sonra aklını kaybettiğini düşünmeye başlamıştı.
Я думал, что самое странное, что я сделаю сегодня, - это лечение огнестрела.
Bugün yaptığım en garip şeyin kurşun yarasını tedavi etmek olacağını sanıyordum.
Я всю жизнь оплакивал отца, который, как я думал, умер у меня на глазах.
Hayatım boyunca, gözümün önünde öldüğünü sandığım babamın yasını tuttum.
Я не думал, что так получится.
Bu kadar büyümesini istememiştim.
Послушай... Бонни... Я много думал, и...
Dinle Bonnie, bir süredir, olanlar hakkında düşünüyorum ve sadece şunu bilmeni istiyorum ki davamız için elimden gelen her şeyi yapıyorum.
Наша работа не вопросы задавать. Но зачем убивать Рамала? Я думал, что они были союзниками.
Bizim işimiz soru sormak değil.