Ему стало хуже traduction Turc
61 traduction parallèle
Он снова работал, несмотря на все мои предупреждения, и теперь ему стало хуже.
Tüm uyarılarıma rağmen yine çalıştı ve durumu daha kötüye gitti.
А вдруг ему стало хуже!
Daha kötüye gittiğini düşünürsek?
Только потому, что мы от неё лечили, и ему стало хуже.
Tedavisini gördüğü ve daha kötüleştiği için.
- Ему стало хуже.
Daha da kötüleşiyor.
Травка не объясняет, почему ему стало хуже, уже после того как он поступил к нам.
Ot, durumunun kötüleşme nedenini açıklamıyor.
От иммуноглобулина ему стало хуже. Показатели упали.
IVIG onu kötüleştirdi, oksijen seviyesi daha da düştü.
Что случилось? - Ему стало хуже!
- Durumu ciddileşti.
И ему стало хуже.
Daha da kötüleşerek tepki veriyor.
- Ему стало хуже.
- İyileşmiyor.
Я решил, что это миелит и начал давать противовирусные, но ему стало хуже.
TM olduğunu düşünerek antiviral verdim ama daha da kötüleşti. Bakteriyel enfeksiyon?
Как вы все знаете недавно доктор Майерс сломал бедро и к сожалению я узнала, что ему стало хуже и он скончался.
Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde Dr. Myers kalçasını kırdı ve ne yazık ki ben de durumunun daha kötüye gittiğine dair üzücü haberler aldım. Ölmüş.
Ему стало хуже.
Durumu ağırlaşıyor.
Начали лечение антибиотиками и ему стало хуже. Простой ответ начинается на "м", кончается на "мия".
Antibiyotik tedavisine başlayın, eğer kötüye giderse de cevabı "M" ile başlayıp "Mia" ile bitiyor.
Ему стало хуже еще до этого.
Durumu ondan önce kötüleşmeye başlamıştı.
И она указывает на то, что ему стало хуже.
Durumunun hızla kötüye gittiğine işaret ediyor.
Артур и я попытались сохранить наш брак, даже после того, как ему стало хуже, но... Я не настолько сильна.
Arthur ve ben evliliğimizi ayakta tutmaya çalıştık....... durumu kötüleşmesine rağmen, ama yeterince güçlü olamadım.
Ему стало хуже.
Oğlan kötüleşti.
Сказали, из-за меня ему стало хуже.
Onu daha kötü yaptığımı söylediler.
Ночью ему стало хуже.
Geceleyin durumu iyice kötüleşti.
Ему стало хуже?
Nataşa, kimse bana bir şey söylemiyor.
Вскоре ему стало хуже.
Odaya girdiğimde ise masasında trans halinde oturuyor olurdu. Yavaş yavaş kötüye gitti.
Кажется, ему стало еще хуже.
Daha kötüye gidiyor.
Уровень ядовитого газа выше нормы. Слава богу, что ему не стало хуже.
Yemeğe devam ettiği her balık onu öldürürdü!
Ему стало плохо, потом ещё хуже а потом немного лучше.
Hastalandı, ve sonra daha da hastalandı ve sonra biraz iyi oldu.
Знаешь, ему здесь стало только хуже. И виноват в этом ТЫ!
Burada olduğundan beri çok kötü, ve ben seni suçluyorum.
Но ему стало лучше, а затем хуже.
Ama o önce iyileşti sonra kötüye gitti.
Главное чтобы ему не стало хуже.
Durumu daha da kötüleşmemiş.
Ему стало хуже.
- Kendini yerden yere vuruyordu.
Потом ему стало гораздо хуже.
Ondan sonra ise çok daha kötü hissetti.
Ну, ему не стало хуже, но и лучше тоже не стало.
Daha kötü değil, ama iyileşmiyor da.
Фактически, ему даже стало хуже.
Aslında herhangi bir şey hissettiği söylenemezdi.
Ему не стало хуже.
Durumu kötüleşmedi.
Ему стало хуже.
Durumu kötüleşti.
Из-за одного сифилиса ему бы не стало хуже.
Sadece sifiliz olsa, durumu kötüleşmezdi.
Нам нужен Гаюс, пока ему не стало хуже.
Durumu daha da kötüleşmeden Gaius'a haber vermeliyiz.
Я был абсолютно против, чтобы мой сын менял лечение, но Джеймсу уже было 18, и моя теща предложила все оплатить, поэтому Джеймс перестал принимать свои... лекарства и начал принимать возмутительно дорогие препараты Милано, и ему стало намного, намного хуже.
Ben tabiki oğlumun terapist, değiştirmesine karşı çıktım ama james 18'ini doldurdu, ve kayınvalidem, masrafları karşıladı. bu yüzden James ilaçlarını kesti ve Milano'nun insafsızca pahalı perhizine başladı, ve gittikçe daha da pahalılaştı.
Надо отвезти его домой, пока ему не стало ещё хуже.
Daha da kötü olmadan önce onu eve götürmeliydim.
Ему быстро стало хуже, до уровня полной потери речи и паралича. Смерть мозга?
Durumu hızla kötüleşti, konuşamama hastalığı ve sağ tarafında yarı-felç başladı.
Ему быстро стало хуже до уровня полной потери памяти и паралича.
Durumu hızla kötüleşti, konuşamama hastalığı ve sağ tarafında yarı-felç başladı.
Ему стало хуже.
Hepten kötüye gitti.
Сделай это, пока ему не стало хуже.
Daha kötü olmadan bunu yap.
Стало хуже, после того, как я перестала помогать ему.
Harçlığını kestiğimden beri durum epey kötü.
На самом деле, ему стало хуже.
Rahibe Jude'un dayakları bu alışkanlığını yok etmeye yaramadı.
Но ему снова стало хуже.
Adamın ağrıları yine kötüleşti.
Он очнулся. Возьмите у него показания, пока ему не стало хуже.
Adama bir daha saldırılmadan gidin ifadesini alın.
Ему, кажется, стало ещё хуже, чем прежде.
Öncekinden bile daha kötü görünüyor.
Ему из-за этого стало хуже?
O yüzden mi daha da hastalandı?
С тех пор как Симммонс ушла, ему стало только хуже, он разговаривает сам с собой все чаще.
Simmons gittiğinden beri daha da kötüye gidiyor kendisiyle daha da çok konuşuyor.
Злым, а тело все одеревенело, я привезла его сюда, и мне сказали, что из-за аспирина ему стало только хуже.
Cidden kızgın, vücudu kaskatıydı. Onu buraya getirdim ve dediklerine göre ona verdiğim aspirin durumunu kötüleştirmiş.
Скажи ей, что ему стало хуже.
Ona çok kötü durumda olduğunu söyleyin.
Не знаю что и думать, я не видела его уже несколько дней и когда увидела вас с Труманом, решила, что ему стало еще хуже или...
Onu günlerdir görmüyorum ve Truman'ı şimdi seninle görünce durumu kötüleşti falan sandım. Hatta- -