Основа traduction Turc
441 traduction parallèle
Основа этой страны!
Bu ülkenin en yetkililerinden biriyim!
Нет, движение живет... и его основа тверда и прочна.
Hayır, hareket yaşıyor... ve sert ve hızlı yerine oturdu.
Это основа всех твоих неприятностей,... что ты находишься далеко оттуда.
Bütün sorununun kaynağı orası. Oradan uzak tutulman.
Основа устойчива.
Taban sabit durumda.
Жёсткая щётка, большая метла - основа основ моего ремесла.
Yaptığım işten gurur duyuyorum Süpürgeyi bacaya sokup temizliyorum
Основа нашей работы — разведка.
İşimizin temeli istihbarattır.
Подавление воспоминаний - основа психотерапии.
Helen. Hatıra koşullanmalarını kaldırmak psikoterapinin temelidir.
Ибо основа всякого блага в обуздании души и смирении, и набожности, и невинности, и терпеливости, и стыдливости.
Tüm iyiliklerin temeli, ruhunu kontrol altında tutmak, alçakgönüllü olmak, dindarlık ve namus her şeyden önce gelir. Sakın unutma!
Основа моего гемоглобина медь, а не железо.
Benim hemoglobinim bakır esaslıdır, demir değil.
Вы никогда этого не говорили, но вы всегда думали, что логика - лучшая основа для руководства. Я прав?
Sen her zaman komutayı mantık temelinde geliştirmeyi düşündün.
¬ от она основа общени €.
İşte, iletişim için ortak zemin hazır.
но в капиталистическом обществе потребительная ценность – материальная основа меновой стоимости.
"Ama kapitalist toplumda ayni zamanda değisim değeri mala yedirilmistir " değisim değeri. "
То есть, сладкая основа, конечно же.
Şey demek istedim... afiyet olsun... evet afiyet olsun.
Они - основа моего нового предприятия.
Onlar için bir vakıf kuruyorum.
Основа нашего общества - всеобщий труд на базе всеобщего равентсва и гармонии.
Her işin mutlak eşitlik ilkesiyle yapılması, toplumumuzun temel dayanağıdır.
Порой, с нашими мирскими заботами,..... мы забываем о простых удовольствиях..... но они - основа истинного счастья.
Bazen dünyevi sorunlar aklımızı o kadar meşgul eder ki gerçek mutluluğun kaynağı olan küçük zevkleri unuturuz.
Основа нации это сила духа ее людей.
Bir millet, ulus ruhu üzerine kurulur.
Эта обратная пропорциональность видимого размера и расстояния - основа перспективы в живописи и фотографии.
Sanattaki kurallardan biri olan büyüklük ve uzaklığın ters orantısıdır.
Это - отличительный признак нашего вида, основа человечества.
Türümüzü farklı kılan ve bizi insan yapan değerimiz.
И это основа этой декларации независимости?
Bu bağımsızlık ilanının temeli bu mu?
Стадо - основа всего нашего плана.
Onlar planda çok önemli bir rol oynuyor.
Деньги - это основа, фундамент.
Mangır esastır, en temeldir.
Общество, основа которого - опасение, апатия и ненависть, устанавливает систему которая наносит фундаментальный ущерб по счастью человека.
Korkuya, duyarsızlığa ve nefrete dayalı bir toplum, özünde, bireylerin mutluluğunu etkileyen bir sistem meydana getirir
Ложь - основа всех любовных интриг... - всего нашего социального существования.
Pierre, yalan söylemek gönül işlerinin ve sosyal varoluşumuzun doğasında vardır.
Доверие - основа любых отношений.
Güven her ilişkinin temelidir.
Доверие - основа любых отношений.
Güven ilişkinin temelidir.
Точность это основа страсти.
IKesinlik duygusu tutkunun temelidir.
Это основа комедии.
Ama bu sadece komedinin ilk parçasına hayat verir.
Дружба - это основа любых длительных отношений.
Her güçlü ilişki arkadaşlıkla başlamıştır.
Однако, основа его стиля должна остаться неизменной.
Ancak, temel yazı biçimi, eskisi gibi aynı kaldı.
Экономия - основа заработка.
Tasarruf edilen para kazanılmış paradır.
История - это основа всех развлечений.
Hikâye, tüm eğlencenin kendisi zaten.
Слияние - истинная основа нашего общества.
Bağlantı toplumumuzun esas temelidir.
— Идеи — основа всего.
İdeallerin temeli budur.
Константа Напьера - это основа всех естественных логарифмов.
Evet. Napier sabiti doğal logaritmaların temelidir.
"Связи распались, основа не держит"
" Mevcudiyetler yıkılır : Merkez durduramaz :
Основа, которую мы развиваем дальше.
Temel, eğer ileriye gidersek.
Это основа его бизнеса.
Bir nevi uzmanlık alanı diyebilirsin.
Косметика это основа всей медицины.
Kozmetik her tür ilacın alt yapısını oluşturur.
Опеделение "Основа семьи" развивается.
Ama nükleer aile tanımı sürekli gelişiyor.
Основа замысла выглядит традиционно неромантично.
Çünkü özünde bu durum hiç de romantik görünmüyor. En azından.. ... geleneksel olarak.
Основа для каждого "мы" - это "я", и если "я" - работа в прогрессе, не начинай строить "мы".
- Söylemeye çalıştığım şey, her "biz" in temeli, bir "bendir. Ve eğer" ben "hâlen inşa halindeyse, Tanrı aşkına" biz " i oluşturmaya başlama.
Любая моя дружба с мужчиной, неважно было ли это взаимное увлечение Диккенсом, симфонией, схожими интересами, какова бы ни была основа дружбы, она кончалась на том месте, когда мужчина хотел переспать со мной.
Charels Dickens'a, bir senfoniye duyulan ortak sevgi bahanesi, politik görüşler, benzer yetiştirilme biçimleri... Arkadaşlığın başlama sebebi ne olursa olsun neredeyse hepsi, erkeklerin benden seks talep etmesiyle sona eriyordu.
- Умение слушать - основа... Ну же!
Hastalarımız bize yüklü miktarda para ödüyor...
Разве не ясно? Молоко - это основа основ.
Süt, temel gıda ürünlerinden.
Этот шаг - основа диско.
Başlıyoruz herkes dikkatli izlesin : Şimdi göstereceğim çok özel bir harekettir.
Основа веры : вселенная состоит из чисел.
Yaygın inanış : Evren sayıladan oluşmuştur.
Это основа.
Esaslara bağlı kal.
Основа мучения - желания.
İki :
И как видений зыбкая основа, - Все башни гордые, дворцы, палаты, Торжественные храмы, шар земной
Bu hayali görüntünün aslı olmayan kumaşı gibi tepeleri bulutlara karışan kuleler, ihtişamlı saraylar vakur tapınaklar, koskoca yerkürenin kendisi evet, ona miras kalan her şey çözülüp dağılacak ve bu cisimsiz gösteri solup giderken ardında bir tutam bir şey bile kalmayacak.
И как видений зыбкая основа, - Все башни гордые, дворцы, палаты, Торжественные храмы, шар земной
Bu hayali görüntünün aslı olmayan kumaşı gibi tepeleri bulutlara karışan kuleler, ihtişamlı saraylar vakur tapınaklar evet, ona miras kalan her şey çözülüp dağılacak ve bu cisimsiz gösteri solup giderken ardında bir tutam bir şey bile kalmayacak.