English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ Ф ] / Фальшивой

Фальшивой traduction Turc

239 traduction parallèle
Жаль, что на пару с Шайнером, в фальшивой постели и на глазах у восьмиста человек.
Onca izleyicinin önünde, sahte bir motel odasinda Mike Shiner'la olmasa iyiymis ama...
Тюрьма научила его фальшивой улыбке, лицемерным ужимкам, сальной льстивой ухмылочке.
Hapishane ona sahte gülümsemeyi, ellerini oğuşturarak riyakarlık yapmayı öğretti. Yaltakçılık, yağcılık ve dalkavukça kuyruk sallamak.
Они торгуют фальшивой памятью.
Şu sahte anıları pazarladıkları yer.
Доставка оплачена фальшивой кредитной картой с подписью Уиндома Эрла.
Teslimat tutarı sahte bir kredi kartıyla Windom Earl tarafından ödenmiş.
Та была фальшивой.
O sahte olandı.
Я ничего не имею против фальшивой личности, но должна же быть граница.
Sahtekâr bir kişiliği olsa aldırmam ama bir sınır da koymam gerekir.
После определенного времени преисполняешься отвращением к человечеству... потому что у людей нет даже... простого любопытства, узнать, что же находится за всей этой фальшивой чушью.
Bu yutturmacanın ardındakilerin ne olduğuyla ilgili entelektüel bir merakın olmayışı sebebiyle bir süre sonra insanlıktan utanıyorsunuz.
Я вижу кретина с фальшивой бляхой, и он тормозит меня!
Beni durdurmaya çalışan sahte rozetli bir çılgın var!
Могу честно сказать, что не заметил ни единой фальшивой нотки.
Hiçbir hata görmedim diyebilirim.
Она всё ещё там, и наслаждается этой фальшивой вечеринкой.
Hala içeride sahte partisinin keyfini çıkarıyor.
В этой фальшивой среде.
Bu sahte bir çevre.
ќн устал от вашей фальшивой верь.
O artık sizin yüzeysel inancınızdan bıktı.
О, у вас здесь случайно нет фальшивой крови?
Buralarda sahte kanınız var mı?
Знаешь, нельзя же болтать передо мной фальшивой морковкой возможного воссоединения, и в это же время ездить на другом осле.
Başka bir eşeğe binmiş giderken bir yandan da tekrar barışma ihtimalimizi önümde sahte havuç gibi sallayıp durumazsın. Biliyor musun...
Я верю, что команда была обманута фальшивой телеметрией так же, как и чрезмерно оптимистичной корреспонденцией.
Müretebatın, hileli uzak tarayıcı verileriyle ve aynı zamandan fazlaca iyimser mektuplarla kandırıldığını düşünüyorum
-... любуются фальшивой жизнью.
- Başkalarının sahte hayatlarını seyretmek.
- Любуются фальшивой жизнью. - А?
... Başkalarının sahte hayatlarını seyretmek.
Если инструмент сломан, музыка будет фальшивой.
Eğer enstrüman bozulursa, melodisi de bozulur.
Они занимали треть объёма за фальшивой стенкой.
Gizli bir duvarın arkasında, konteynırın üçte biri alan sıkıştırılmışlar.
А что нужно еще, кроме фальшивой компании с левым адресом в декларации... для переправки контейнера с контрабандой?
Madem kaçak konteynır taşıyorsun neden bildirimde... sadece sahte firma isimleri ve adreslerinden başka bir şey yok?
Мне нужен однорукий мужик с фальшивой кровью. - Джей Уолтер Уэзерман.
Beni affetmeni değil, şu tek kollu ve sahte kanlı adamı istiyorum.
Меня не обманешь его фальшивой бородой!
Takma sakalı beni kandıramadı!
Я не страдаю фальшивой скромностью, когда я говорю, что играю плохо.
Mütevazılık yapmıyorum, iyi çalmıyorum derken...
Он сказал вам, что жил под фальшивой личностью?
Neden sahte kimlikle yaşadığını söyledi mi peki?
Если вы можете танцевать с фальшивой улыбкой на лице, почему сбежали из Токио?
Sahte gülüşlerle mi profesyonel olunuyor? Tokyo'da sahneye çıkamıyorsunuz bile!
Может показаться жестоким оспаривать веру этих отчаявшихся людей, но разве правда не лучше фальшивой надежды?
Bu zavallı, umutsuz insanların inancını sorgulamak zor görünebilir, Fakat, gerçeği kucaklamak sahte umuttan daha iyi değil midir?
Все равно поет он фальшиво.
Zaten düz söylüyor.
Фальшиво, не фальшиво...
Düz, keskin ya da yuvarlak.
Да, я слышу очень хорошо этот звук, как фальшиво он звучит!
Evet biliyorum! Söylediklerimin sanki yapmacıkmış gibi bir izlenim bıraktığını.
Гордишься тем, что все, что не твое - фальшиво.
Senin olmayan için duyduğun gurur, sahtedir.
Это фальшиво. Мы будем жить в Нью Йорке на Рождество.Это убъет меня.
Çok iyi ama tam da Noel haftası New York'tan ayrılmamız gerek.
- Вышло очень фальшиво.
- Baba, bence oldukça sahte.
Нет-нет, это фальшиво.
Böyle doğal gözükmüyorsun.
Если бы слово датский не звучало так фальшиво, я бы назвала им тебя.
'Danimarkalı'sözcüğü kulağa o kadar boş gelmeseydi sana kesinlikle uyardı.
Все, что я пишу, так фальшиво, надуто.
Yazdığım herşey çok sığ... çok yapay.
Вы плохо слышите? И кто кого фальшиво депортирует?
Sahte bir sevkiyat treni mi ayarlayalım?
Что-то фальшиво звучит.
Tanrım, bu samimiyetsiz oldu. Geciktim!
Но нет, парк – это слишком фальшиво.
Ama park çok yapmacıktı.
Она думает, что станет рок звездой, но она фальшиво поет.
Rock yıldızı olacağını sanıyor, ama berbat şarkı söyler.
- Это все настолько фальшиво!
- Bu saçmanın da ötesinde.
- Фальшиво.
- Sahte.
- Это так фальшиво. - Мне он нормальным показался.
İyi birine benziyor.
Передача была закодирована с фальшивой подпространственной сигнатурой.
w w w. y e d i n c i g e m i. c o m İleti, sahte bir altuzay izi ile şifrelenmiş.
Банду фальшиво-монетчиков накрыли.
Biz sahte para yapan adamlari yakaladik.
- Установлено что видеозапись является фальшивой.
- Sahte video kaydı güveni tamamen sarstı.
Затем ничто не следует, все фальшиво.
Sonra ise hiçbir şey. Her şey tamamıyla iki yüzlü.
Это так фальшиво.
Bu o kadar sahte ki.
Поешь. И поешь фальшиво.
Şarkı söylüyorsun, üstelik notasız.
Но это звучало фальшиво.
Ama bana inandırıcı gelmiyor.
Мы не хотим выглядеть фальшиво.
Sahte görünmek istemeyiz.
Ты перекрасилась. Боже, в тебе все сейчас так фальшиво!
Saçlarını boyattıkdan sonra, sanki seninle ilgili herşey sahteymiş gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]