100 dolar traduction Anglais
3,857 traduction parallèle
100 dolar.
$ 100.
Doğruyu söylemek gerekirse garsona 100 dolar verdim. Sen de bana biber gazı sıkmaya çalıştın.
In all fairness, I gave the waiter $ 100 and you were trying to pepper-spray me.
100 dolar verirseniz, seti ziyaret edebilirsiniz.
Then for $ 100, you'll get a set visit.
Her ay 100 dolar Frenchie'nin Otopark'ı adına kesiliyormuş. 100 dolar mı?
It looks like she's paying 100 bucks a month for Frenchie's Parking.
O evde biri öldürüldüyse 100 dolarına bahse girerim, onun bununla bir ilgisi vardır.
If somebody was killed in that house, I bet you 100 bucks he had something to do with it.
100 dolar.
100 bucks. Money?
Sizden sadece kitabımı bitirebilmek için önümüzdeki iki yıl boyunca ayda 1100 dolar istiyorum.
All I am asking for to finish this book is $ 1,100 a month for the next two years.
Herkes 50, bazilari da ne bileyim 100 dolar harciyordur. Eger iyi bir müzik grubu, duman makineleriyle falan güzel bir organizasyon yaparsak.
And everybody throws in 50 bucks, maybe even 100 bucks, we could throw something amazing with a great band, smoke machines.
Onu bulana 100 dolar.
A hundred bucks to the man who finds her.
100 dolar mı?
Hundred bucks?
- Kutusu 100 dolar.
Hundred bucks each.
100 dolar veren var mı?
I got $ 50 right here.
- 100 dolar geldi. 200, 300. 400 var mı?
$ 100 right here. $ 200. $ 300, looking for $ 400.
Kayıtlara geçsin diye ben bir çek yazıyorum. George Alcott'a, çivi gibi adamdır, 100 dolar değerinde.
Let the record show that I am writing a check to George Alcott - - great guy, sharp as a tack - - in the amount of $ 100.
Kahretsin, Han. Senin için 100 dolar verdikten sonra satıyorsun beni.
You're going to sell me out after I spotted you $ 100 in ones.
Demek istediğim, babanın davası bizi neredeyse iflas ettirdi ve benim standart saat başı ücretim 1100 dolar.
I mean, your father's case bankrupted us practically, and my standard rate is $ 1,100 an hour.
Max, keklerden gelen 100 dolar sende mi?
Max, do you have the $ 100 from the cupcakes?
1100 dolar. Buralarda bir yerde bebek önlüğünüz vardır.
$ 1,100, you gotta have a bib around here somewhere.
Takım karşılığında 100 milyon dolar borç almışlardı.
And they've borrowed against the team to the tune of $ 100 million, I think.
Bu tabloda olmayan 100 milyon dolar nerede?
Where's the $ 100 million that vanishes off the spreadsheet?
Bulamadığımız şu 100 milyon dolar var ya?
The 100 million that we couldn't find?
Skip, şahsen cebine 100 milyon dolar koydum şirketin için yaptıklarımı saymıyorum bile.
Skip, I have personally put about $ 100 million in your pocket, let alone what I've done for your company.
5 ay önce, Ramirez'in Danville'den serbest bırakılması gereken zamanda, Ramirez'in Meksika'daki aile hesabına 100 bin dolar transferi yapılmış.
Five months ago, when Ramirez was due to be released from Danville, a wire transfer of $ 100,000 made to Ramirez's family - in Mexico.
Ben Starhawk'ta 100 binlerce dolar kazanıyorum.
And I am making hundreds of thousands of dollars at Starhawk.
Kartel 100 milyon dolar içerde.
Cartel is down a hundred million.
Aşağı yukarı, 100.000 dolar.
Uh, $ 100,000, give or take.
Diğer ahmaklara verdiğim ücret, ölüsü için 100.000 dolar ve kendisine silah çektiği için Sammy Quarles'la konuşma fırsatı bulursa, 200.000 dolardı.
Price I gave those other assholes was $ 100,000 dead, $ 200,000 if Sammy gets a chance to talk to him about putting a gun in his face.
Bobby'yi benim kadar tanıyorsun, bence 100.000 doları kabul edersin.
You know Bobby like I do, you'll settle for the hundred.
- Ölüsü 100.000, canlı 200.000 dolar.
How much? $ 100,000 dead, $ 200,000 alive.
Diğer ahmaklara, ölüsü için 100.000 dolar ve kendisine silah çektiği için Sammy Quarles'la konuşma fırsatı bulursa, 200.000 dolar verecektim.
Price I gave those other assholes was $ 100,000 dead, $ 200,000 if Sammy gets a chance to talk to him about putting a gun in his face.
Toplam 100 milyon dolar olur.
It's going to total about a $ 100 million.
Ailesi onu geri almak için 100 bin dolar ödedi.
The family paid 100 grand to get him back.
Yakaladıklarında 100 bin doları sende bıraktıklarına inanmam mı gerekiyor?
And I'm supposed to believe they just let you keep 100 thou when they caught up to you?
100.000 dolar.
$ 100,000.
Sırt çantamda 100.000 dolar olması sinirlerimi geriyor.
This 100 grand in my backpack is making me nervous.
Az önce 100 bin doları yaktım.
I just torched 100 grand.
Bileşik kâr 100 milyon doların üzerinde. Hiç fena değil.
Mm, combined profits of over $ 100 million... not bad.
Et alma konusunda çok iyiyim, sığır budunun kilosu 50 dolar ama çiğnemenize gerek yok.
I buy great meat... About R $ 100 per kilo of rump cap, but you don't even need to chew.
100 bin dolar ve cezalandırılmış bu gençlerin ispat edilen suçlarının nedenlerini araştırmak için burs,... ve yazılımların üçüncü şahıs satışlarını daha katı yöneteceğimize dair düzenlenen müşterek bildirim anlaşması.
$ 100,000 and an endowed scholarship to advance the causes exemplified by these fine youths, and a joint statement of agreement saying that we will more strictly supervise third-party sales of our software.
- Bunun manası 100 bin doları alamayacağım mı?
Does this mean I don't get the $ 100,000?
Yük başına 100 bin dolar.
A hundred per shipment.
Dün açığa satışa 100 milyon dolar gömüyor, bugün de GOS'ları mı soruyorsun?
You made $ 100 million yesterday in the short of the century and you're asking about some MLP?
100 milyon dolar kazanabilirsin.
You can earn $ 100 million.
Bu kartın limiti dolmuş. Giderler için 100 bin dolar mı?
Over 100 grand in charges?
Dairesine gittim. 100 Bin dolar değerinde yeni kıyafet filan görmedim.
I didn't see 100 grand worth of new clothes.
- Odette'nin 4 beden giyen, bir sürü katlanmış kota ve yapay bir tavşan çantaya 100 bin dolar vermeyi gözden çıkaracak birini tanıyor musunuz?
Yeah, but do you guys think that Odette actually had one size 4 friend willing to pay 100 grand for a bunch of pegged jeans and a faux rabbit purse? Did you say rabbit?
Sana aldığı kıyafetler için 100 bin dolar öderken senin de onun yanında olduğunu söyledi. - Odette çok cömert birisiydi.
She said that you were with Odette when she dropped 100 grand on clothes for you.
Bizi arayıp Ben'i ve Emily'i tekrar görmek istiyorsak 100,000 dolar vermemiz gerektiğini söylediler.
They called and said we needed to give them $ 100,000 if we ever wanted to see Ben and Emily again.
100 milyon doları nasıl kazandım biliyor musun?
You know how I made $ 100 million?
Yirmi beş mi? Elli mi? Yüz bin dolar mı?
25, 50, 100,000 dollar?
Seni öldüren kişiye Balam 100.000 dolar verecek.
Balam paid one hundred thousand dollars to the one who killed you.