100 dolar mı traduction Anglais
805 traduction parallèle
10 dakika görüşmelerine karşılık 1.000 Dolar desek? Dakikası 100 Dolar mı?
Would it be worth, let us say... $ 1,000 to let her see him for 10 minutes?
100 dolar mı?
- A hundred dollars?
100 dolar mı?
A hundred?
100 dolar mı?
$ 100?
Şey.. siz 100 Dolar mı dediniz, sayın yargıç?
But, uh... Uh, did, uh... Did Your Honour say one hundred dollars?
Yani sana bir saatlik görüşme için 100 dolar mı veriyor?
You mean he gives you $ 100 for an hour's conversation?
Eğer yarın 100 dolarım olursa borsada 500 dolar kazanabilirim! Sonraki gün de 1000!
I can earn $ 500 on the stock exchange, and the next day $ 1000!
Eğer seni mutlu edecekse 100 dolar alacağım.
If it makes you happy, I will get $ 100.
100 dolarımı verirsin artık, değil mi?
You wouldn't mind paying me that $ 100 now, would you?
Monte Carlo'ya gitmeden önce vardı, ama şimdi 100 dolarım bile yok.
I did have before I stopped at Monte Carlo, but right now, I haven't even 100.
Bölgemde bir spor merkezi yapımı ve donanımı için 100 bin dolar : Mücadeleme son vermem bu kampanyayı sabote etmem gözlerimi kapamam, kulaklarımı tıkamam, dilimi tutmam karşılığında.
$ 100,000 for the building and equipment of a recreation center in my parish if I would agree to refrain from further attacks if I would sabotage this campaign if I would shut my eyes, stop my ears and hold my tongue.
Bak Lennie ve ben bir ay çalışır, hiç para harcamazsak 100 dolarımız olur.
If me and Lennie worked a month and didn't spend nothing, we'd have $ 100.
- 100,000 dolar daha mı?
- Another $ 100,000?
100 dolar da ben artırıyorum.
I'm afraid I'll have to raise you 100.
Bir 100 dolar da ben artırayım.
I'll raise you 100.
50 dolarımız yok, biliyorsun. Onun da 100 doları yok.
We haven't got $ 50, let alone him having $ 100.
Acaba bana ödünç verir mi 100 dolar kadar taşınmak zorunda kalmayayım diye.
Well, now, I wonder if she'd lend me about $ 100 so I wouldn't have to move.
- Ama 100 dolarım yok.
- But I ain't got no more $ 100.
Benim kalan yaklaşık 100 Dolarım var.
I've got about a hundred dollars left.
Bize ayda 100 Dolar lazım.
At the lowest, we'll need a hundred dollars a month.
Bu gecelik 100 dolarım var.
Tonight I have a hundred dollars
Yarın 100.000 dolarım olacak.
Tomorrow I'll have a hundred thousand
Bir kaç saat için size 100 dolar teklif ediyorum.
I'm offering $ 100 for a few hours of your time.
Ama 100 dolarınızı alıp yol boyunca peşinizden ayrılmayacağım.
But I'll take your $ 100 and tag along for the ride.
Ona göz kulak olmam için bana 100 dolar verdi ama ben bunu yapamadım.
He gave me $ 100 to take care of him and I didn't.
Ben 100 dolar vereceğim. Bir fıçı güle bahse varım ki sen de orada olacaksın.
And I'll bet you a barrelful of roses you'll be there.
O zaman bana 100 dolar avans verebilirsin sanırım.
In that case, perhaps you'll will advance me a 100 $.
Bahsi 100 dolar yapalım.
We'll make it 100!
Keşke her boşboğaz böyle söylediğinde bir köşeye 100 dolar koysaydım.
I wish I had $ 100 for every blabbermouth I've heard say that.
Görünüşe göre suçsuzsa, savunması için 100,000 dolar harcarım.
If it appears he's innocent, I'll spend $ 1 00,000 to defend him.
Mesela bara 100 dolar borcu birikmişti, sesimi çıkarmamıştım.
To give you an idea, I let him run up a bill at the bar, almost $ 100.
Ne almak istersin, 100 bin dolar mı yoksa birkaç hafta sonra geri alacakları teşekkür mü?
What would you rather have, $ 1 00,000 or a thank you somebody will take back?
100 milyon dolar!
You hear what I'm saying?
Olmaz. 100 dolar kaybettim.
I won't. I'm out almost $ 100.
Şu 100 doları da al bakalım.
You'd better take this extra $ 100.
- Sadece 100 dolarım var.
I have only $ 100 or so.
Yüz dolarınızı alın bakalım.
So here's your $ 100.
Sana 100 dolar yatırdım!
I bet the 100 bucks on you.
Dağılmış bir ordugahtan aylığı 100 dolar karşılığında Logan'ı aldım.
I picked up Logan, a $ 100-a-month sheriff in a broken-down camp.
Yüz dolar bozuk var mı?
You wouldn't have change of $ 100?
Oh, ikinci 100.000 dolarımı edinmeye çalıiıyordum.
Oh, I was trying for my second $ 100,000.
Karım her Noelde onlara 100 dolar gönderir, evlendiğinden beri, çocuklara oyuncak alsınlar diye.
She sends them $ 100 every Christmas ever since you've been married, to buy toys for the kids.
Bu nedenle bana araba ve diyelim, 100 dolar lazım.
So tonight I'm gonna need the car and, say, $ 100.
Bu 100,000 Dolar şimdiye kadar başımıza gelen en önemli şey.
This $ 1 00,000 is the most important thing ever.
- Küçük başlayalım. Oyun başına 100 dolar.
- We'll start small. $ 100 a game?
Çünkü bu balık, sadakatinin bir göstergesi olarak karşısındakinden yüz bin dolar almadığı sürece, hiç kimsenin havuzuna atlamaz.
Because, you see, this is one fish that isn't jumping into anybody's pond unless I'm paid $ 100,000 in cash as a token of your good faith. You want the syndicate to pay you?
- 100 bin dolar mı?
A hundred thousand dollars?
Başlangıç ve kâr payım olarak 100 dolar.
One hundred to start you off and my share of the winnings.
Artık 100 dolarınız olmadığını belirtmekten dolayı mahcubum biraz.
I'm somewhat embarrassed to report that the hundred no longer exists.
Hiçbir şey olamazsın, hiçbir şey yapamazsın tabii sabaha kadar 100 dolarımızı alamazsak.
you ain't gonna do nothing unless we get that 100 back by the morning.
100,000 dolar mı?
$ 100,000?