English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Abartıyorsunuz

Abartıyorsunuz traduction Anglais

159 traduction parallèle
Bence abartıyorsunuz.
I think you exaggerate.
Sanırım biraz abartıyorsunuz.
I think you exaggerate a bit.
Abartıyorsunuz.
You flatter me
Abartıyorsunuz sayın rahip ama bebekken güzelmişim.
You exaggerate, but I was a beautiful baby.
Abartıyorsunuz.
Durand's not that smart.
- Abartıyorsunuz.
- You're exaggerating.
Ama ne yazık ki, Hükümetteki etkimi abartıyorsunuz.
But i'm afraid you overestimate my importance in the government.
Abartıyorsunuz mon capitaine!
You exaggerate, Mon Capitaine.
Abartıyorsunuz ama!
You overdid it.
Efendim, birazcık abartıyorsunuz!
Sir, you are exaggerating!
Biraz abartıyorsunuz, efendim.
That's may be a slight exaggeration, sir.
- Abartıyorsunuz.
- You're exaggerating
Tanrı neden kızsın, siz abartıyorsunuz.
Lord, now, however, you exaggerate.
Bayan Marple, artık abartıyorsunuz.
Now, look, Miss Marple, enough is enough.
Eminim abartıyorsunuz.
Oh, I'm sure you exaggerate.
Monsieur abartıyorsunuz.
Monsieur exaggerates.
Yapmayın dostum Tryphon. Bu meyvenin önemini kesinlikle abartıyorsunuz. Bunun açıklaması yok!
Now really, my dear Cuthbert, surely you exaggerate the importance of this piece of fruit...
Nasıl da abartıyorsunuz.
How you exaggerate so.
Abartıyorsunuz.
Don't exaggerate.
Bence çok abartıyorsunuz.
I think you're exaggerating it a lot.
Fazla abartıyorsunuz.
You're exaggerating.
- Abartıyorsunuz.
- Catch me!
Abartıyorsunuz...
I am ashamed...
Ayrıca, bunu biraz fazla abartıyorsunuz.
And also, all this is your own assumption.
Abartıyorsunuz.
Not at all.
Her şey ya da hiçbir şey üzerinde bir Direnişçi'yseniz abartıyorsunuz demektir.
A gas-company worker, a pimp, a public transport worker, a butcher from Quipavas and others like that.
Abartıyorsunuz peder.
You exaggerate, Father.
- Korkarım abartıyorsunuz Monsenyör.
- You're exaggerating.
Buradaki zehir ve böcek ilaçlarını abartıyorsunuz.
You overdone it with those pesticides and poisons here.
Abartıyorsunuz, mösyö Perrin.
Be careful, Mr. Perrin.
Abartıyorsunuz bayım. Senin nafakanı keseceğim. İçecek bir şeyler al Gigi.
I've been brought here to be drunked.
Takdir hoşuma gitse de, bence abartıyorsunuz.
As much as I enjoy recognition, you're overstating it.
Abartıyorsunuz.
You're exaggerating.
- Abartıyorsunuz, Mösyö Finch!
- You exagerate, Monsieur Finch!
Bay Bennell, görüldüğü kadarıyla abartıyorsunuz.
Mr Bennell, it seems you'rejust winging your conclusions.
- İşte şimdi abartıyorsunuz.
Now you're exaggerating.
Ondan nefret ediyorum, çünkü siz onu biraz fazla abartıyorsunuz.
I hate him so much, because you kids think he's something he's not.
28 yaşındaki bir vekilin otoritesini fazla abartıyorsunuz.
- You were 30. - 28. - At 30, you were...
Abartıyorsunuz, Albay.
Now you're exaggerating, colonel.
Aslında, abartıyorsunuz.
You exaggerate.
Endişenizi anlıyorum. Bana kalırsa durumu biraz abartıyorsunuz.
Though appreciated, your concern is exaggerated.
Abartıyorsunuz Kaptan.
You exaggerate, Captain.
Sanırım bu ofisteki yerimi önemsiz görüp, kendizinkini fazla abartıyorsunuz.
I think perhaps, dear lady, you underestimate my station in this office and overrate your own.
- Abartıyorsunuz!
- You exaggerate!
- Bence, çok abartıyorsunuz. Bu yüzden mi Doktor Hill'e görevi vermediniz?
- Is that why you didn't give Dr. Hill the job?
Bence abartıyorsunuz.
You're joking me.
Bence sorunu abartıyorsunuz.
I think you're overstating the problem.
Bay Elton, abartıyorsunuz.
Mr Elton, really. You exaggerate.
- Efendim, çok abartıyorsunuz.
Sir, you're blowing this all out of proportion.
Her yıl sen ve Niles, bana harika hediyeler alarak işi abartıyorsunuz. Açıkçası bu beni rahatsız ediyor.
You know, Frasier, every year you and Niles, you go overboard trying to find these great presents for me, and, you know, I gotta be honest, it's always made me uncomfortable.
Abartıyorsunuz.
So theatrical!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]