Ben şimdi traduction Anglais
12,275 traduction parallèle
yani... yani ben şimdi bir cinayet zanlısı mıyım?
So... So now I'm a murder suspect?
Şimdi ben senin hain olduğunu biliyorum. Ama Kurallar Komitesindeki tutucu senatörler oylarına ihtiyacımız olanlar işte onlar. Seni edepli, iyi, saygıdeğer sözü geçen bir Amerikalı olarak biliyorlar.
Now, I know you're a traitor, but the conservative senators on the rules committee whose votes we need, they see you as a decent, respectful, influential American.
Eğer biri beni elleriyle öldürecek olsa bu ondan uzak olsun diye düşündüm hep ben bile beni özledim. Şimdi sen istiyorsun ki kimsem kalmasın
You would murder me with your bare hands if you thought you could get away with it, and I have no one who would even miss me.
- Ben de kızlara hayalet hikâyesi anlattım şimdi.
I just finished telling the girls a ghost story.
Ben sıkıldım ve şimdi gidiyorum.
I'm bored, I'm going.
Siz üçünüz beni mahvettiniz, şimdi ben sizi mahvedeceğim.
You three ruined me, and I'm gonna ruin you.
Onlar şimdi kendi hikayelerini anlatacaklar, ve ben sizin beni kurtarırken batmanız fikrine dayanamam.
Now, they're gonna tell their side, and I cannot bear the idea of you guys going down for saving me.
Bak şimdi, ben tek başımaydım...
Now, look, I was alone...
- Ben de ona hazırlanıyordum şimdi.
Oh, yes. I was just working on it now.
Blonsky memleketi Rusya'ya kaçmıştı. Bakalım şimdi Skaar ve ben gizlice Sibirya'nın orta yerine sinsice yaklaşırken ne yapacak.
Blonsky had fled back to his home in Russia, which is how come you now find me and Skaar sneaking smack into the middle of Siberia.
Ben mi pişireceğim şimdi de?
Oh, I'm cooking now?
Şimdi ben kızmaya başlıyorum.
I mean, now I'm getting mad. Sorry.
Ve şimdi... ben... gidiyorum!
And away...
Ben işiyorum şimdi.
I'm gonna take a leak.
Evet, Mark'sın ve kalbin kırık ve anlıyorum onu ama şimdi Mike'ın üstüne atlarsan öleceksin ve ben yine tek başıma kalacağım ve bunu yalnız başıma nasıl yaparım bilmiyorum.
Yes, you are, and your heart is broken, and I understand that, but if you take a run at Mike right now, you'll die, and I'll be on my own again, and I don't know how to do this alone.
Tamam, ben yanına gidiyorum şimdi.
Ok. I'll head over there now.
Şimdi ben ortaya çıkıp da her şeyi uydurdum ya da avukatlara yalan söyledim veya birlikte uydurduk gibi şeyler dersem bu felekat olur.
Now, I get out there and I say something that implies that I made it all up or that I told the lawyers and that we all got together and made it all up or whatever, that's a disaster.
Önce Ben, ve şimdi...
First with Ben, and now...
- Şimdi ben de anladım.
Well, I understand now, too.
Şimdi ise ben...
Now I'm just...
Şimdi ya sen bunu yapacaksın ya da bu çocuğu ben keseceğim ve sonra seni masaya yatırıp işe başlayacağım.
See, either you're gonna do this... or I'm gonna butcher that boy... and then I'm gonna put you up on the table and go to work.
Efendim, ben de tam şimdi...
Sir, I was just coming...
Şimdi sen Mekkanlarla ben de Hulklarlayım, eşitiz.
You got your Mekkans, I got Hulks. The odds are even now.
Şimdi sence ben bunu düşündüğüm için deli miyim?
Now, do you think I'm crazy for, like, thinking like that?
Bunu ona karşı çevirebiliriz sen ve ben, şimdi.
We can turn this around on him, you and me right now.
– Buraya ben mi geldim ya da - – Şimdi önemli olan bu mu?
Did I come here, or did you... That's not important!
Şimdi açık konuşalım, "Aflac" diyen ördek kadar iyi olamazsın ama en azından Ben Affleck kadar iyisindir.
Now, obviously, right out of the gate, you're not gonna be as good as that duck who says "Aflac," but you've got to be at least as good as Ben Affleck.
Şimdi ben de oraya geleceğim değil mi?
So I should just come over there now.
- Evet. Evet, o orada kilitliyken Emma'nın düşme anını yeniden canlandıralım suçu ona atıp Emma'yı acile götürüp Ben'e şimdi oldu deriz.
Yeah, while she's stuck in there, we re-stage Emma's fall out here, blame it on her, take Emma to the E.R., and tell Ben it just happened.
... ve ben aklına gelen tüm soruları cevaplarım, ama şimdi tüm ülke bizi bekliyor.
We can sit up all night in the oval in our sweats and drink coffee and eat ramen noodles and highlight and ask questions, but right now, we have the entire country waiting for us.
Onu ben de araştırıyordum ve şimdi daha da ileriye götürmeyi amaçlıyorum.
I've been looking into him and I intend to do so further.
Pritty sana unutamayacağın bir şey vermiş, ben de şimdi aynısını yaparım sana.
Pritty gave you something to remember him by. Now I'll do the same.
Şimdi ben...
You see, I've, uh...
Şimdi, ben acıktım.
Right now, I'm hungry.
Şimdi uçmak istiyorum ben.
I want to fly right now.
Şimdi, ben onu markalaştırdığım zaman, kesin bir söz vardı en az, ortalama üstü düzeyde olacaktı.
Now, when I branded her, there was an implicit promise that she would be, at a minimum, above average.
Şimdi de izin ver ben seni serbest bırakayım.
Now let me free you.
Ve şimdi ben de sana seninkini vermek duyuyorum.
And now I'm gonna give you yours.
Şimdi ben kalmak istiyorum, sen de gitmek mi?
Now I want to stay, and you want to go?
Ve hemen o anda ve orada, O benden kendisi gidince sana bakmamı istedi, şimdi ben de aynısını yapıyorum.
And right there and then, he asked me to watch over you when he was gone, and that is exactly what I'm doing now.
Şimdi sen yıkmak istiyorsun ve ben bunun nasıl olacağını biliyorum.
You want to bring it down, I'm the guy who knows how.
- Ne diyeyim ki şimdi sana ben?
- Well, I don't know what to tell you.
Şimdi kim ölecek kim yaşayacak ben karar vereceğim.
Now I get to decide who lives and who dies.
- Bu durumda ben büyükanneni şimdi olduğundan daha fazla kızdıramam.
- Which means I'm not to make Granny any angrier than she is already.
Ben hayatımı hizmete adamışken kovulmak üzereyim ancak o bulduğu ilk fırsatta kaçtı ve şimdi yukarıda yemek yiyor diye mi?
Because I dedicated my life to service and I'm about to be thrown out on my ear when she scarpered first chance she got and now she's lunching in the dining room?
Ve şimdi... ben de inanıyorum.
And now... so do I.
Ne yapacağım ben şimdi?
What do I do now?
Şimdi ben, onların da ötesindeyim, ve ufukta, bunun sonu varmış gibi, görünmüyor.
Now I'm even beyond them, and there's no end in sight.
Şimdi ben acayip duruyorum.
Now I look weird.
Şimdi sen ve ben farklılıklarımızı bir kenara bırakalım ve bu gece Marjorie'nin iyileşmesini kutlayalım.
All right, let's just you and me put aside our differences and make tonight about celebrating Marjorie's recovery.
O zamanlarki halimi ben de çok sevmiyorum şimdi.
I didn't like me that much back then either.
ben şimdi gidiyorum 26
ben şimdi ne yapacağım 18
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdi değil 438
şimdilik 467
şimdi oldu 108
ben şimdi ne yapacağım 18
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdi değil 438
şimdilik 467
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi gidiyorum 125
şimdi neredesin 37
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi de bu 52
şimdi ne yapayım 18
şimdiden 33
şimdi gidiyorum 125
şimdi neredesin 37
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi de bu 52
şimdi ne yapayım 18
şimdi anlıyorum 178
şimdi ne oluyor 28
şimdi gitmeliyim 115
şimdi ise 87
şimdi olmaz 798
şimdi ne olacak 465
şimdiyse 77
şimdi hatırladım 246
şimdi git 292
şimdi buradayım 29
şimdi ne oluyor 28
şimdi gitmeliyim 115
şimdi ise 87
şimdi olmaz 798
şimdi ne olacak 465
şimdiyse 77
şimdi hatırladım 246
şimdi git 292
şimdi buradayım 29