English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bildiniz

Bildiniz traduction Anglais

805 traduction parallèle
- Nereden bildiniz?
- How'd you know?
- Doğru, bildiniz!
That's it! You guess it!
- Bildiniz.
You've got it.
Onun burada olduğunu nereden bildiniz?
But how did you guess she was here?
Ernest olduğumu nereden bildiniz?
How did you know that I was Ernest?
- Evet. İyi bildiniz.
- You guessed it quick.
Evet, adımı nasıl bildiniz? Şey...
Yes, yes, how did you know my name?
Bir soba maşası kullanıldığını nasıl bildiniz?
How did you know a poker was used?
- Yerimi nasıl bildiniz?
- What made you think I'd be here?
Buraya uyum sağlayacağımı nasıl bildiniz?
What gave you the idea I'd fit in?
Nereden bildiniz?
How did you know that?
Yerimi nereden bildiniz?
How'd you know where I was?
Bunu nasıl bildiniz?
How did you know that?
- Evet, nereden bildiniz?
- Yes, how did you know?
- Evet, ama nasıl bildiniz?
- Yes, but how'd you know?
Söyler misiniz, odamdaki küpeleri nereden bildiniz?
Tell me, how did you know about the earrings in my room?
- Peki, beni bulacağınız yeri nasıl bildiniz?
- Well, how did you know where to find me?
Liverpool'da olduğumu nereden bildiniz?
How did you know I was in Liverpool?
O zaman nasıl bildiniz orada diye?
Then how did you know of it?
Bunu nerden bildiniz?
How on earth did you know that?
Adımı nereden bildiniz efendim?
How did you know my name, sir?
İyi bildiniz.
You said it.
- Burada olduğumu nasıl bildiniz?
- How did you know I was here?
Burada olduğumu nereden bildiniz?
How did you know I was here?
- Doğru bildiniz, Doktor Bey.
That's right, Doctor. Beautiful.
Bildiniz, Bay Holmes.
Right you are Mr. Holmes.
- Nerden bildiniz?
- How did you know?
Adımın Sylvester olduğunu nereden bildiniz?
How did you know my name was Sylvester?
Annemin öldüğünü nasıl bildiniz?
How did you know my mother was dead?
Nereden bildiniz?
How did you know?
Bu fotoğrafları benim çektiğimi nereden bildiniz?
How'd you know I took these?
- Evet, nereden bildiniz?
Yes, how did you know?
Bir silahım olduğunu nasıl bildiniz?
How did you know that I had a gun?
Nereden bildiniz?
How do you know?
İyi bildiniz, Shona.
You're darn right, Shona.
- Nereden bildiniz?
How did you know? Oh.
- Dansçı olduğumu nasıl bildiniz?
- How do you know I'm a dancer?
- Nereden bildiniz?
How did you know?
Orada olduğumu nerden bildiniz?
How did you know I was there?
- Nereden bildiniz?
- How did you guess?
Nereden bildiniz?
How'd you know that?
Bob'un uzun mesafeli konuşacağını nasıl bildiniz?
How do you know Bob's taking a long-distance call?
- NasıI bildiniz?
How did you guess?
Bu taraftan geleceklerini nereden bildiniz?
How do you know they'll come this way?
Onu öldürdüğümü nasıl bildiniz öyleyse?
Then how did you know I killed him?
Hadi, Komiser, Hendricks'i öldürdüğümü nasıl bildiniz?
Come on, Sergeant, how do you know I killed Hendricks?
Nasıl bildiniz?
How did you know?
- Nasıl bildiniz?
- How do you know?
Nereden bildiniz?
How did you guess it?
Evet, nasıl bildiniz?
Yeah, how did you know?
- Nereden bildiniz?
- How did you know?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]