Bir tane al traduction Anglais
2,183 traduction parallèle
Telefona ihtiyacın varsa, sadece söyle. Sana bir tane alırım.
If you need a cell phone, I'll buy you one.
Bay Jeong, şunlardan bir tane alın.
Mr. Jeong, get me some of those.
Hediye dükkânından yeni bir tane al.
Go get a new one from the gift shop.
Şey... Başka bir tane alırız, tamam mı?
Well, i... we can get another one, okay?
Bir tane al.
Take one.
İşe yeni girenler bir tane alırlar.
New employees only get one.
Sen gelince buraya, seçeriz bir tane alırız.
You can pick one when you get here.
8 liranız var. Tamam, olsun, bir tane alıyorsanız buyurun.
That's OK if you only want one.
Yeni bir tane alırsın.
Here, buy a new one.
Bir tane alın lütfen.
Have a flyer.
Lütfen bir tane alın.
Please take this.
Eğer anahtarın ana hatlarını biliyorsanız, ona uyan bir tane alır.. aralarını biraz düzeltir, ve kopya anahtarınızı elde edersiniz.
If you know the basic type ofkey you need to spoof, pick out a matching blank... file down the valleys to the center ledge... and you have a bump key.
Yerinde olsam, başka bir tane alırdım.
If I were you, I'd get another.
Ben de... Bir tane al, lütfen.
So... please take one.
Bir tane alıp diğerine verin.
You take one and pass it around.
- Bir tane al, diğerine geçir.
- Take one, pass it along.
Bir tane alır mısın?
Do you want one?
Howard, bir tane alıyoruz.
Howard, we'll take one.
Bundan da bir tane alıyoruz.
We'll take one of these too.
Bilirsin, bir tane al, ketçapa batır, ağzına at, aynen tekrar et.
You know, pick one up, dip it in the ketchup, stick it in your mouth, repeat.
Çok kabayım. Bir tane alır mısınız?
Please, would you like one?
- Ben de bir tane alırım.
I'll take one.
Eğer kola alırsam susuzluğum geçerdi değil mi? Ben de o yüzden bir tane aldım.
And if I had a sod I wouldn't be thirsty anymore,
Bir tane al.
Have one.
Gerrard'a da bir tane al. Büyük bir tane.
Get one for Gerard as well.
Günde bir tane alıyorum. Doktorum öyle söyledi.
Just one a day, that's what the doctor said.
- Bir tane alıp gelsene.
- Go grab one of those.
Hani derler ya şu haplardan bir tane alırsan ve ereksiyonun dört saatten fazla sürerse doktoru aramalısın diye?
Oh, uh, hey, you know how they say if you take one of those pills and your erection lasts for more than four hours, you should call a doctor?
Tomo-chan yemek işine girmiş. Bir tane alırım.
Sakurai would love it if you went up against him.
Katharina : yeni bir tane al!
Katharina : Go and buy a new one!
Monk, bir tane al ve kalanını arkaya uzat.
Monk, just take one and pass them on.
Al, dene bir tane.
Go, try one.
- Tamam, Bana bir tane daha Dirty Girl Scout al.
Okay, have another dirty Girl Scout for me.
Çoğu kız bir yüzükle dört C alır ama benim Jill'im 5 tane aldı.
Most girls only get four C's with a ring, but my Jill, she got five.
Hadi al, son bir tane kaldı.
Go ahead, take the last one.
Bunu size ucuza vereceğim, alın bir tane.
- Look at this octopus.
Bir kaç tane al. Paketi yeni aldım.
Take a few, I've got a full pack.
Sabah çöp arabalarını duymamak ve üç saat daha uyumak için bunlardan bir tane alıyorum.
- You see one of these? - Yeah. Sure.
Amy! Bir tane Xanax al da rahatla.
Can you take a Xanax and not get all freaked out?
bir tane daha alırız.
We'll get you another one.
Yarın ben de bir tane alırım belki.
And I was thinking I'm getting one.
Al bir tane.
Take one.
O yüzden eve gidip, bir duş alıp en şiddetlisinden bir tane oyun bulup oynayacağım.
So I'm gonna go home, take a hot bath, and play the most violent video game I can find.
Diyet kola, ağız tadıyla içerim, alın bir tane, çünkü bu benim.
Now we'll have you singing too Bye, bye, sugar
Bir tane de bayan arkadaşıma alıyorum.
I'm taking one for my lady friend.
Sen bir tane doğum günü kartı al. Ödeşmiş oluruz.
You go pick up the gift certificate, we'll call it even.
Eve giderken bir tane daha alırız.
- We'll buy another on the way home
Beş numaralı kurbanla aynı katta yaşayan bir kadın bize şüpheliyi tarif etti. Birer tane alıp arkaya uzatın.
A woman who lived down the hall from victim number five has given us his description.
Al bir tane.
Like this one.
Bir tane daha al, koca popolu.
Have another one, bubble butt.
- Git git şu... Bana bak sana söylüyorum. Banyonun karşısında bir tane küçük dolap var ya oradan bir havlu al gel.
Look : over across from the bathroom there's the shelf, go get a towel.
bir tane alabilir miyim 32
bir tane alayım 24
bir tanem 228
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane 117
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir tane yeter 18
bir tane alayım 24
bir tanem 228
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane 117
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir tane yeter 18
bir tane mi 25
bir tane var 76
bir tane daha alabilir miyim 22
bir tane daha ver 30
bir tane bile yok 21
bir tane daha lütfen 16
bir tane kaldı 23
bir tane ister misin 46
bir tane bile 25
bir tane daha geliyor 20
bir tane var 76
bir tane daha alabilir miyim 22
bir tane daha ver 30
bir tane bile yok 21
bir tane daha lütfen 16
bir tane kaldı 23
bir tane ister misin 46
bir tane bile 25
bir tane daha geliyor 20
bir tane daha mı 49
bir tane buldum 40
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
bir tane buldum 40
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39