English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Br

Br traduction Anglais

1,486 traduction parallèle
Br şey diyeyim mi?
You know what?
Kitabın herhangi br yerinden bir örnek ver ki dediğin gibi inanılmaz derecede doğal olmamış olsun.
Give me an instance where anything in the book... is incredible or whatever you said... contrary to nature.
BR-549, 7. bölge için rotayı belirleyin.
Plot a course for BR-549, sector 7.
Fakat... - Br-Brian, um- -
But -
- Hayır, sorun değil.
- Br-Brian, um - - No, it's okay.
Buraya gel çalı tavşanı.
Come on, Br'er Rabbit. Hop down the bunny trail.
Son 35 senedir Kıbrıs'tayız geri zekalı Egelileri huzura kavuşturmaya çalışıyoruz.
We've been on Cypress for the last 35 years trying to pacify these Aegean assholes.
Hayır değil. Bir köprünün altındayım...
I'm under a br...
Birlikte iki sene Kıbrıs'ta yaşamışlar, sonra kadın onu terk etmiş.
They lived in Cyprus for two years, then she dumped him.
İyi br tane çekersek sonsuza dek meşhur oluruz burada. Hatta belki de bütün dünyada.
If we make a good one, we'll be famous here forever, maybe even worldwide.
anneme isimsiz br telefon gelmis beni bir kizla opusurken gormusler ve bunu inkar ettim.
My mom got this anonymous phone call saying they saw me kissing a girl and I told her it wasn't true.
BR Yasası diye de bilinir.
AKA : the BR Act.
BR yasası
The BR Act
BR Yasası Komitesi'nce hazırlanmıştır
By the BR Act Committee.
BR Radyo Egzersizleri
BR Radio Exercises
Br'nee bir bilimadamı, John.
Br'nee is a scientist, John.
Ben seninle karşılaştırılınca sadece acemiyim, Br'nee.
I am but a lay person compared to you, Br'nee.
Br'nee, bu biraz kabul edilemez.
Br'nee, that's a little unacceptable.
Br'nee'nin benim hakkımda söylediklerini duydum.
I've heard what Br'nee said about me.
Br'nee'nin türünün senin halkının sonunda yiyecek stoğunu tüketeceğini bilmesi gerekirdi.
Br'nee's kind must have known that your people would eventually decimate the food supply.
Ve sonra Br'nee'nin halkı geldi...
And then Br'nee's people arrived...
Ama biliyorum ki... kendimi senin ve arkadaşlarının ve en sonunda Br'nee'nin kemikleriyle doyurduktan sonra er geç açlıktan öleceğim.
But I also know... after I satisfy myself on your bones and those of your friends and finally of Br'nee, I will eventually starve to death anyway.
Br'nee benim türümün nerede yaşadığını biliyor.
Br'nee knows where my kind lives.
Hayranlığımı sunuyorum, Br'nee.
My admiration, Br'nee.
Br'nee?
Br'nee?
Plan nedir, Br'nee?
So what's the plan, Br'nee?
Br'nee...
Br'nee...
Cindy Sanders'tan ayrılamam.
T br
O çok zeki ve dikkatli br çocuk. Ona güveniyorum.
She's smart and careful, and I trust her.
Bu son teknoloji br şey!
It's a funnel and surgical tubing.
Hayır, tıpta nöro-terelelli bozukluğu deniyor.
I believe the technical term is neuro-ebhr-br-br-br disorder.
30 Nisanda diğerleriyle birlikte onu da geri getirdik, ve bu bana evödevimi yapmam için 1 aylık br süre verdi.
Bishop was evacuated with the last of them on the 30th of April, and that gave me a month to do my homework.
Kıbrısdan sürat teknesiyle.
Speedboat from Cyprus.
Sayın seyirciler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçekleştirdiği Kıbrıs çıkartma ve indirme harekâtı başarı ile devam ediyor.
The Turkish Armed Forces'naval and air intervention in Cyprus continues with overwhelming success.
Kıbrıs'taki şehitlikte evladımıza yakışır bir kabir yaptırdık. Vatan sağ olsun. " dedi.
They built him a tomb at the War Martyrs'Cemetery in Cyprus.
- Br. Benton anlattı, ben yaptı...
- Dr. Benton talked me through -
Sanırım ben kafası karışık küçük br kızım, Ron.
I guess I'm just a very mixed-up little girl, ron.
"Three little maids from school are we, filled with the br..." Kahretsin!
Three little maids from school are we, filled with the br... Damn it!
Br buçuk yıldır Londra'daydım.
I'd already been in London a year and a half.
Bu işte yeni br kana ihtiyacımız var.
We need some new blood on this case.
Benim Cennette br kedim var.
I have a cat in heaven.
Adı neydi... Kıbrıs'a gidiyorlardı.
They was going to- - what's the name?
- Ben Alice Br...
- I'm Alice Br...
- Br şey değil.
- It's nothing
Br telefon edeyim.
I'll make a call.
Çirkinliğe lal olmuş kalbi kırık, adil bir prenses.
One-one pr-princess fair, her br-broken heart by ug-ugliness enslaved-ug-ugliness-ugliness enslaved. Ugliness enslaved.
Eğer aclen br şey bulamazsam, IF I DON'T
IF I DON'T COME UP WITH SOMETHING QUICK
Rob yıllar önce Kıbrıs'tan almıştı.
Rob got them from Cyprus years ago.
Soldaki adam Kıbrıslı tamirci, sağdaki adam da Hollandalı örgüt adına toplayıcı.
The Cypriot fixer with the packager from Holland.
Parlak ve güzel.
Br - Bright and beautiful.
Oh, çok, çok güzel, brıdget.
( Applause ) Oh, very, very nice, Bridget.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]