Bu olduğunda traduction Anglais
1,635 traduction parallèle
Bu olduğunda da Wilhelmina başa geçecek.
When it does, Wilhelmina will be in charge.
Birkaç gün sonra, Mode'da büyük şeyler olacak. Bu olduğunda da Wilhelmina başa geçecek.
In the next few days, something big is going to happen at Mode, and, when it does, Wilhelmina's going to be in charge.
Beni çıkaracaktır. Ve bu olduğunda yaptığın her şeyi ödeyeceksin.
And when he does, I will see to it that you pay for everything that you've done.
Ölürse ve bu olduğunda sen burada oturuyor olursan bundan geri dönemezsin.
And if she dies, and you are sitting here when that happens, I can't see you coming back from that.
Sonny Troyer bu olduğunda hapishane bahçesinde olmayı kendine iş edindi.
Sonny Troyer is gonna make it his business to be out on the prison yard when it does.
Ve bu olduğunda, biz genellikle eskiden olduğumuz o küçücük parçaya tutunmaya çalışırız.
When that happens, we often try to hold on to a little piece of who we were.
Bu olduğunda, bileceğim. Ve umarım denemekten vazgeçmezsin.
I'll know it when it happens, and I hope you won't stop trying.
Bu olduğunda umarım ben ölmüş olurum.
I hope I'm dead by the time that happens.
Neden bununla ilgileniyorsun Bay Kravitz. Bu olduğunda bir şey yapamazsın ve bir geleceğin olmasını umamazsın.
Why don't you think about it, Mr. Kravitz, you can't do something like this and expect to have any kind of a future.
Bu olduğunda Silahlı Kuvvetler bile sizi kurtaramaz.
The armed forces won't come to our rescue, boys.
Bu olduğunda, herkes anlayacaktır.
When it is, everyone should get it.
Yakında Lynette'i serbest bırakacaklar, ve bu olduğunda, ikiniz artık, aynı evde yaşayamayacaksınız.
They're gonna let lynette go soon, and when they do, you guys aren't gonna be able to live in the same house anymore.
Bu olduğunda sadece bir çocuktu.
He was just a kid when it happened.
Bu olduğunda ne yapacağım?
And what will happen after that?
Bak, bütün bildiğim, bu olduğunda, mükemmel olmasını istiyorum, tamam?
Look, all I know is, when it happens, I want it to be perfect, okay?
Bu olduğunda inanamamıştım.
I could not believe when that happened.
- Burada olduğunda istediğinin bu olduğunu biliyorum.
- I know that's what he wants when he's here.
Bazı gerçekler söz konusu, olduğunda, bu harika ülkenin başkanı olarak bazı mantıklı kararlar vermek durumundayım.
It is my job as president of this great country, , to make rational decisions, , when I am given facts,
Ted, eğer sürekli herhangi birşey olduğunda içersen, bu içki oyunu olmaktan çıkar.
Ted, it's not a drinking game if you drink anytime anything happens.
Takas yapmaya hazır olduğunda bu numarayı araman için 1 saatin var.
You have one hour to call this number when you're ready to make the exchange.
Yerleşim yerinin, bu bölümününde, kalkan koruması olduğunda haklıydım...
I was right, part of this settlement must be shielded.
Ve bu arada, Buddy, Gerçekten ihtiyacın olduğunda, - Tanrın nerede?
And by the way, Buddy, where is your God when you really need him?
Şu anda bu detaya girmeyeceğim. Planımız olduğunda sizlere bildiririm.
This is detail I'm not going into now. I'll let you know when we have a game plan.
Bu sayede kaçınılmaz bir kasırga daha olduğunda papağanlar fırtınayı sağ salim atlatabilecekler.
That way, when another hurricane is to be hit the parrots may be better able to ride out the storm
Tanrım, bu saç tokasında görünmez bir mürekkep var ve at kuyruğuyla oynadığında çekici bir kuyruk olduğunda hemfikiriz.
Oh, my, there's some kind of invisible ink on this hair clip, and every time she fussed with her ponytail, and I think we can all agree it's a fetching tail, it's a silky tail,
Bu olay olduğunda Ashley benimle birlikteydi. O yapmış olamaz diye düşündüm.
Now Ashley was with me when it happened, so I thought it couldn't have been her.
Bence bu "kendini tutma" hikayesi onunla arkadaş olduğunda başladı.
Vanessa? The mother of one of paige's friends. Sarah's convinced I have a thing for her, which is not true.
Biraz sıkıntı olduğunda, etkilerinden kaçınmak için insanların yaptığı bu, öyle değil mi?
That's what people do, in't it? When there's been a bit of bother and they want to avoid the fallout.
Ama ülkenin neresinde olursa olsun bu kaçırma ve tecavüzler olduğunda bunlar senin bu bölgelerden giriş çıkışlarınla aynı zamana denk geliyor.
Not only were we able to make a DNA tch, but no matter what part of the country these abductions and rapes occurred in, it coincided with your arrival and departure from that region. ALLISON :
Bütün ailem, konu bu iş olduğunda berbat olduğumu düşünüyordu.
My whole family has always thought I've been a big screw-up when it comes to this job.
Çok yol katetti ve bir yetişkin olduğunda buradan ayrıldı ve size tüm söyleyebileceğim bu kadar
CAME A LONG WAY, AND HE WAS RELEASED TO HIS OWN CUSTODY WHEN HE BECAME AN ADULT.
Eğer bu adamın katilimiz olduğunda haklıysak çok tehlikeli bir durumda olacağız.
If we're right and this man is our killer, we are in a very dangerous situation.
Sonuç olarak ekstra paraya ihtiyacı olduğunda mezar soyguncumuz, hoş, sessiz bir kilisenin yanında bulunan, bu hoş, sessiz mezarlığa gelir.
So our grave robber comes to a nice, quiet graveyard... next to a nice, quiet church whenever he's in need of some extra cash.
İyi halt etmişler... Hava hep sıcak olduğunda çıkıyor bu puştlar!
Gun nuts... they always come out when the weather's hot!
Bu sadece çok özel biri olduğunda mümkün olabilecek birşey.
That could only happen to someone who was extremely special.
Marshall bu bahar mezun olduğunda, artık bir avukat olacak.
When Marshall graduates this spring, he'll be a lawyer.
"Elle sayım ancak oy çizelgesinde bir hata olduğunda ve bu hata seçim sonucunu etkilediğinde mümkündür."
It says, "Hand recounts are allowed if there is an error in vote tabulation which could affect the outcome of an election."
Bundan sonraki 3 ay, içinizden herhangi birinin ameliyatı olduğunda bu cihazı çaldırmanız gerekecek. Ve eğer Grey o ameliyatı isterse, sizden alma hakkı var.
For the next three months, whenever you all get a surgery, you have to page this pager, and if grey wants your surgery, she has the right to take it from you.
Bu muhteşem! Ünlü olduğunda beni unutmazsın herhalde.
You better remember me when you get all famous and stuff.
Oyunu kime verdiğin önemli değil. Bu sigorta parasını ödeyemediğimiz zaman sen hasta olduğunda yeniden kanımı satacak olmam gerçeğini değiştirmez.
It doesn't matter who you vote for, we can't afford insurance and... if you get sick, I'm gonna have to start selling my blood again.
Ve diğer ebeveyn hazır ve istekli olduğunda, velayeti almaya uygun olduğu durumlarda bu daha zorlaşır
When there's a second parent ready, willing and able to assume custody, - that's simply not the case.
Olay olduğunda karanlıktı ama bu nokta aydınlıktı.
- The lighting. It was dark when it happened. But this spot was lighted.
Konuşmaya ihtiyacın olduğunda bu numaradan beni aramanı istiyorum.
I want you to call that number any time you need to talk.
Bu, durum uygun olduğunda insanları davet ettiğimiz gizli bir kulüp değil.
This is not some secret club where we just invite people in when it is convenient.
Herkesin biraz değişik olduğunda hem fikirsek... Liz nasıl onlarla bu kadar iyi geçinebiliyor?
So next question, if we both agree that everybody's a little... off, how come Liz gets along with them so well?
Tüm ailenin yeniden birlikte olduğunda, favori yemeği bu.
It's our first meal as a whole family together again.
Yardım çalışmaları için gönüllü olduğunda, karşılaşmayı umduğun şey bu muydu?
So was this what you expected when you volunteered for the relief effort?
Ama bu çiftten biri diğerinden önemli bir miktar büyük olduğunda daha büyük bir üçüncü nesne, onları ayırmak için daha fazla şansa sahiptir.
But when one of the binary pair... is significantly larger than the other... the more massive third object... has a greater chance of separating them.
Ki bu sarhoş olduğunda olur.
Which happens whenever you get drunk.
Ama yine de Jake duyarli oldugunda sevgisini sefkatiyle ifade ettiginde bu seni kizdiriyor.
And yet, when Jake is tender and he expresses his love through tenderness, it makes you angry.
Bu son çare oldugunda öl ya da öldür.
When it was the last resort - kill or be killed.
bu olabilir 58
bu olmayacak 50
bu olsun 16
bu olacak 24
bu olmaz 67
bu olur 45
bu olay 48
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olmayacak 50
bu olsun 16
bu olacak 24
bu olmaz 67
bu olur 45
bu olay 48
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16