English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ C ] / Cay

Cay traduction Anglais

22,606 traduction parallèle
Şimdi o anlaşmadan cayıyorsun.
You walked away from that understanding.
Sana güzel bir fincan çay yapayım ne dersin?
Why don't you let me make you a nice cup of tea?
Banyonu kendin hazırla, çayını kendin demle.
Run your own bath, cook your own tea.
Bir yudum daha çay iç.
Have a drop more of this tea.
Onu yatıştırmak için bir sürü çay içirdi.
She gave him drinks of tea and held him.
- Hay sıçayım.
- Oh, shit. Sorry.
Ağzına sıçayım.
Shit!
- Çay?
Tea?
- Çay ister misin?
- You want some tea?
Ağzına sıçayım.
Shit.
Çay getir bana!
Get me tea!
Çayım nerede kaldı be?
Where's my tea?
Merhaba, ben bir Cobb salatası ve Earl Grey çayı istiyorum...
Yes, I'd like the Cobb salad and Earl Grey tea, and, uh...
Çay için teşekkür ederim.
Thank you for the tea.
- Çayın hazır.
Your tea is ready.
Asla senden nefret eden birinden çay alma.
Never accept a cup of tea from someone who loathes you.
Çay çiçeği yağı... Zehirsizdir. Bitleri kaçırır.
Tea tree oil- - toxic-free, runs all those little buggers away, and it's better for the environment.
- Kombu çayı ister misin?
- Do you want Kombucha?
Gidip çay koyayım.
I'll make us some tea.
- Çay, kahve?
- Coffee?
- Çay için teşekkürler.
- Thanks for the tea.
Teksas çayı.
Texas tea.
Ulan bunun tadı çay gibi değil.
That don't taste like no damn tea.
Şimdi biraz çay alabilir miyim?
Can I have some of that tea now?
Çay ister misiniz?
How about a cup of tea?
Kahve, çay...
Coffee, tea.
Çay partilerine gidiyorsam, aynı felsefeye inandığımı düşünmez misiniz?
If I attended Tea Party meetings, wouldn't you assume that I agree with their philosophies?
Kaydu çayırlarımda dolanıp atlarımı kör mü ediyor?
Kaidu running around my paddock, blinding horses?
Baharat ve Çay.
Spice Tea.
- Benim için değil, buzlu çay içeceğim.
- Not for me, I'll drink iced tea.
- Çay var mı? - Ben de şimdi demlemiştim.
Do you want any tea?
Çay alır mısın?
Some tea?
Demlemez olur muyum, tabii ki çayı demledim Winnie.
I have indeed got the kettle on, Winnie.
Winnie sana bakınıyordu, çay koymadan git de bir bak.
Winnie wants you, before you start pouring yourself any tea.
Çay?
Tea?
Lütfen buraya geldiklerinde onlara çay servisi yapın.
Tea... p | ease serve them tea when they get here.
Hepiniz için Çay yaptım.
I've made tea for all of you.
- Varsa bir bardak çay olabilir.
Uh, maybe a cup of tea?
- Seni sakinleştirmek için biraz çay.
- Some tea to settle you.
Arkadaşlar birbirlerinin soğuk çay içmelerine izin vermezler Alice.
- Yeah. Friends don't let friends drink Long Island iced tea, Alice.
Şimdi çayınızı için.
Now drink your tea.
Hadi çay içelim?
Let's have tea, hmm?
- Leicester Efendi'yi öğleden sonra çayına davet ettim.
I invited Sir Leicester for afternoon tea.
- Çay mı alırsınız başka bir şey mi?
Can I call for some tea, perhaps?
Evde cin tedariğimiz yok. Çay versek?
We don't keep gin in the house.
Kısa bir yürüyüşe çıktık ve birlikte çay içtik.
We went for a short walk and took tea together.
Agatha hala, Hekim Enys bizimle çay içmeyi kabul etti.
Aunt Agatha, Dr Enys has agreed to take tea with us.
Artık çiçek tarlalarında, yeşil çayırlarda dolanıyordur.
But now'e's passed on to flowery fields and green meads.
Tuzdaki kazanç, çay veya konyaktakinden daha azdır.
There's less profit in salt than tea or brandy.
Ben pek çay sevmem ama teşekkürler.
Oh, I'm not much of a tea drinker, but thank you.
Çay bana.
Uh, the tea's for me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]