Cevap vermiyor traduction Anglais
2,581 traduction parallèle
Ezra cevap vermiyor.
Ezra's stopped answering.
Telefonuna cevap vermiyor.
He's not answering his phone.
Arayıp duruyoruz ama kimse cevap vermiyor.
No, we keep calling but we can't get any answer.
Hala cevap vermiyor.
She's still not answering.
Neden cevap vermiyor?
Why isn't he answering?
Cevap vermiyor.
He's not answering.
İnatla cevap vermiyor.
She remains stubbornly unresponsive.
Çağrı atıp duruyorum ama cevap vermiyor.
I've been paging her, but she won't answer.
Telefona hâlâ cevap vermiyor.
She's still not picking up.
Cevap vermiyor.
She's not answering.
Verbanski? Cevap vermiyor.
She's not responding on comms.
Ama cevap vermiyor. Sahte isimle otele giriş yapan birisinin avukatlarla konuşmak için ne acelesi olur ki zaten.
I mean, you've got to figure a guy who goes around using a fake name is in no rush to talk to lawyers.
Hala cevap vermiyor.
She still isn't answering.
Telefonuna cevap vermiyor, Şimdilik yok.
He's not answering his cell. Nothing yet.
Stans'in telefonu cevap vermiyor.
No answer on Stan's cell phone.
Evinde değil ve telefonuna da cevap vermiyor.
She's not home, and she's not answering her phone.
Telefonuna cevap vermiyor.
She's not answering her phone.
Cevap vermiyor.
He's not responding.
Mesajlara ya da çağrılara cevap vermiyor.
Or returning messages or texts.
Belki yanlış alarmdır diye ona ulaşmaya çalıştım ama hiçbir numarasına cevap vermiyor.
I tried to reach her in case it was a false alarm, but she's not answering any of her numbers.
Telefona cevap vermiyor.
He's not answering the phone
- İkisi de telefonlarına cevap vermiyor.
- Neither of them are answering their cell phones.
Dixon cevap vermiyor. Başka nereye bakarız bilmiyorum.
Dixon's not answering his phone, I don't know where else to look.
Memur Brenner olay yerinden geri rapor vermedi ve aramalara da cevap vermiyor.
Officer Brenner never reported back from the crime scene, and he's not responding to calls.
Birden kaçtı ve aramalarıma cevap vermiyor.
Then she runs out, won't return my calls.
Şimdi telefona cevap vermiyor.
Now she won't answer the phone.
Çağrılarıma cevap vermiyor.
He's not responding to my calls.
Julian cevap vermiyor...
Julián is not answering...
-... cevap vermiyor.
He's not talking back.
Kız arkadaşı ile randevusu vardı ve cep telefonuna da cevap vermiyor.
He's out on a date with his girlfriend and he's not answering his cell.
Geminin yapay zekası cevap vermiyor.
The shipboard artificial intelligence isn't responding.
- Uzak takım cevap vermiyor.
The away team isn't responding.
Bir numarası daha var ama cevap vermiyor kimin olduğunu da bilmiyorum.
I-I have another number, but there is no answer, and I don't know whose it is.
Epinefrine cevap vermiyor.
He's not responding to the epinephrine.
- Cevap vermiyor. - Öyle mi?
- He's not answering.
- Telefonlarıma cevap vermiyor.
- He's not answering.
Aramalarıma cevap vermiyor.
Won't return my calls.
- Cevap vermiyor.
- Doesn't answer.
Kimse aramamıza cevap vermiyor.
And no one answered a call.
- Cevap vermiyor. Yanından ayrılmamalıydın.
She's not answering.
Kontrol panelleri cevap vermiyor!
Negative! Control surfaces are nonresponsive.
Telefona cevap vermiyor.
He's not answering his phone.
- Pete cevap vermiyor.
Pete's not answering.
Telefonuna cevap vermiyor.
She's not answering her cell phone.
Charlotte cevap vermiyor.
Charlotte isn't answering.
Mesajlarıma cevap vermiyor.
She's not answering my texts.
- Mesajlarıma cevap vermiyor.
She's not answering my texts. Angelo.
- Hasan cevap vermiyor.
- Hasan's not picking up
Cevap vermiyor
He's not answering
Telefonuma cevap vermiyor.
She won't answer my phone.
Telefona cevap vermiyor.
She's not answering.
cevap vermiyorlar 27
vermiyorum 24
cevap 114
cevap ver 1068
cevap yok 96
cevap versene 46
cevap ver bana 162
cevap ver lütfen 35
cevap vermeyecek misin 21
cevap vermedi 18
vermiyorum 24
cevap 114
cevap ver 1068
cevap yok 96
cevap versene 46
cevap ver bana 162
cevap ver lütfen 35
cevap vermeyecek misin 21
cevap vermedi 18