Dene bakalım traduction Anglais
1,156 traduction parallèle
- Kolaysa sen dene bakalım.
- You try it.
Dene bakalım.
You try it.
Buna inanmayacaksın. Dene bakalım.
You Won't Believe This.
Bir dene bakalım.
Try me.
Dene bakalım.
Try it.
Bir dene bakalım.
Try it on and see.
Dene bakalım.
Go ahead.
Küçük Ben, artık bir babasın, şunu bir dene bakalım, nasıl duracak?
Little Ben, now that you're a father, try this on for size.
- Dene bakalım.
- Go for it.
Dene bakalım Marty.
Try it, Marty.
Dene bakalım.
Now you try it.
Dene bakalım.
Give it a try.
Dene bakalım.
Try this on.
Dene bakalım.
Just try it.
Bir dene bakalım.
Try it. Huh?
Afrika'dan gelen 4 Airbus uçağıyla uğraşmayı dene bakalım.
Try dealing with 4 airbuses coming in from africa.
- Tamam, al, dene bakalım.
- All right, go ahead. Try it.
İşte, dene bakalım.
I know. Here, try it on.
Dene bakalım!
Try on the hat!
Dene bakalım.
Try some.
Şimdi sen dene bakalım.
Well, you go next.
Daha aptalca bir şey söylemeyi dene bakalım.
Try and say something even more stupid.
- Dene bakalım. - Affedersiniz. Kavga edecekseniz dışarıda edin, olur mu?
Let's leave this display of manhood outside.
Dene bakalım.
You shall.
Bunu dene bakalım.
Try this on for size.
Şimdi dene bakalım.
Now you try it.
Eh, dene bakalım.
Well, you're going to have to.
Basit bir numara, bir de bunu dene bakalım!
A simple trick, try this for size!
- Dene bakalım.
- Take a turn.
Faydasızlığı keşfetmek bir süre ilginç olabilir. Dene bakalım nasıl bir şey.
It might be interesting to explore useless for a while, see how it feels.
Dene bakalım.
I'll look for you.
Dene bakalım.
Try it on.
Bir dene bakalım.
Check them out.
- Hadi ama, dene bakalım.
- Come on, try it on.
Hadi, bir dene bakalım.
- Well, you can go.
Dene bakalım, ahmak.
Try it, you little jackass.
Bunu bir dene bakalım.
Go ahead and try it.
- Anlamazsın. - Dene bakalım.
- You wouldn't get it.
Atmayı dene bakalım.
Pick it up and gimme...
Dene bakalım, yumuşakça.
Go ahead, mollusk.
Bir yapamayı dene bakalım.
Try to use it! Go on try!
Dene bakalım, akıllı kız!
Try again, good girl!
Chamberlain'lerin anlamasını sağlamayı dene bakalım.
Why don't you see if you can get the Chamberlains to understand.
Dene bakalım.
Now try it.
Bununla yaşamayı dene bakalım.
You try living with that.
Sende haftada bir bunu yapmayı dene de Bak bakalım, tehlike tazminatını hak ediyor musun.
You try doing that once a week and see if you don't deserve hazard pay.
Güç sistemlerini dene, Data. Bak bakalım güçlerini kapatabilecek misin?
See if you can get them to power down.
Dene bakalım.
Try them out there.
Bir dene bakalım.
Try me. Hey!
Biranı dene, onun nasıl olduğuna bakalım.
Try your beer, see how that is.
Hadi bakalım Houston, bir dene.
Come on, Houston, give it a try.